Edebiyat tarihinin en ilginç olaylarından bir tanesi 1940'lı yıllarda Avustralya'da yaşanmıştı. Ernest Lalor Malley, ülke tarihinin en ünlü şairlerinden biri olarak bilinir. Aslında Malley hiçbiri anlamlı olmayan sadece 16 adet uydurma şiir yazmıştır. İşin aslına dönersek, Malley ismi, genç ama muhafazakar iki Avustralyalı şair James Phillip McAuley ve Harold Frederick Stewart tarafından, modern Avustralya şiiri karşısında duydukları öfke ve bu akımın ateşli savunucularından Angry Penguins dergisi editörü Max Harris'e bir ders vermek amacıyla uydurulmuştur. Her ikiside ordu mensubu olan McAuley ve Stewart, Malley'in şiir antolojisini canlarının sıkıldığı bir gün sadece çevrelerinden gördükleri neslelerden türetmişlerdir. Örneğin;
"Bataklıklar, Çamurlu Topraklar, Ariyet Çukurları ve,
Durgun suyun hizmetini sunduğu o diğer yerler,
Değil miydi bizi besleyen."
dizeleri sivrisinekler hakkındaki bir Amerikan ordu raporundan alınmıştı. İkili tarafından kurgulanan sahte bir kızkardeş, Temmuz 1943'de genç yaşta tiroidden öldüğü iddia ettiği ağabeyinin şiirlerini dergiye gönderdi. Editör Harris derginin 1943 Sonbahar sayısında "Kararan Güneş Tutulması" başlığı altında bu şiirlere yer verdi. Hatta hızını alamayarak Ern Malley'i şair Dylan Thomas'a benzeterek övgüler yağdırdı.
25 Haziran 1944'te Sunday Sun gazetesi ikilinin sözde şairi ve şiirlerini nasıl kurguladıklarını detaylı bir biçimde itiraf ettikleri bir yazı yayınladı. Bunun üzerine bizim meşhur editörümüz yandı gülüm ketan helva ama olsun diyerek, ikilinin bilinçsiz de olsa güzel şiirler yazdığını iddia etti.
Gerçek edebiyat ölmez, seksenler unutulmaz diyerek son sözü Paul Engemann kardeşimize bırakıyoruz... O zaman dans...
Gerçek edebiyat ölmez, seksenler unutulmaz diyerek son sözü Paul Engemann kardeşimize bırakıyoruz... O zaman dans...
0 yorum:
Yorum Gönder