70′li yıllar nostaljisinde dolmuşa, minibüse binemeyen arkadaşlara, bu
atmosferi evinde yaşamak isteyenlere ortaya karışık bol acılı bir kaset
hazırladım. Günümüzde metro, metrobüs ve belediye otobüslerine yenilen
minibüsler artık o eski zamanların havasını taşımıyor. O zamanlarda
şehir trafiği, para uzatma seansları, indi-bindiler, ayakta kalmak, yer
vermek, bıçkın muavinlerin tadı bir başkaydı sanırım. Müziği,
deyimleri, oturma biçimleri, ücret ödeme sistemi ile kendine özgü bir
minibüs kültürü vardı o dönemlerim. Örneğin parayı arkadan öne doğru
uzatmak törensel bir ritüeldi ve bunu kuralına uygun yapmamak çok
ayıptı. Ayrıca sürekli şoförün “arkada yer var” demesine rağmen, arkada
hiçbir zaman yer olmamıştır. Bütün bunlara ilaveten bindiğiniz
minübüsün yolcu alma kapasitesi sonsuzdur ve şoförün tamamen
yaratıcılığına kalmıştır. Polis çevirmelerine yakalanmamak için yapılan
çökmeli-kalkmalı jimnastik egzersizlerinin tarifi ise imkansızdır.
Elbette meşhur minibüsçü sözlerini ve yazılarını da es geçmeyelim.
Örnek isterseniz şöyle buyurun:
“Gidişine kızlar, duruşuna yollar hasta”
“ Rampaların ustasıyım gözlerinin hastasıyım”
“ Önünü görmeden sollama, eve acı haber yollama”
“ Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza!”
“ Kuzu kurdun, yol Ford’un”
“ Gözlerin güzel ama bakmasını bilmiyorsun”
“ İstedim vermediler; sen şoförsün dediler!”
“ Dünya delikanlı olsaydı yuvarlak olmazdı.”
“ Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun.”
“ Bir sabah uykusuna doyamadım bir de sana”
“ Alırsın Ford, olursun Lord”
“ Bana öyle melun melun bakma güzelim biliyorum birazdan sen de ineceksin”
Şimdi asıl konumuza dönelim ve en iyi on minibüs şarkısına göz atarak, karışık kasetimizi hazırlayalım.
1- Orhan Gencebay “Hatasız Kul Olmaz”
Minibüs karışık kasetinde her ne
kadar Orhan Gencebay’ın “Bir Teselli Ver”, “Batsın Bu Dünya”,
“Kaderimin Oyunu”gibi klasiklerine rahatça yer verilebileceğimi
bilsemde ben oyumu Hatasız Kul Olmaz’dan yana kullanıyorum. Orhan
Gencebay’ın müziği kimilerine göre her ne kadar tam olarak arabesk
kategorisinde değerlendirilmese de minibüs kültüründe önemli bir yeri
vardır. Öyle ki minibüste Orhan Baba çalıyorsa şarkı bitmeden inmek
abes karşılanır.
2- İbrahim Tatlıses “Ayağında Kundura”
Asıl adı İbrahim Tatlı olan
Tatlıses, 70’lerin sonunda yakaladığı şöhreti bu güne kadar getirmeyi
başarmış önemli bir isim. Müzik, sinema, ticaret derken çalkantılı özel
hayatı her zaman yaptığı müziğin bir adım önünde yer aldı. Seveni
kadar, sevmeyeni de çok olan güçlü bir sesti Tatlıses. Sevenleri onda
bir Yılmaz Güney figürü görüyorlardı. Ama bu başarıda temel nokta hiç
okula gitmeyen, şöhrete ulaştığı yıllarda henüz okuma yazma bilmeyen bu
adamın sıfırdan zirveye nasıl çıktığının görkemli hikayesiydi.
Yıllarca bu ülkede bağrı yanık Anadolu delikanlıları onun gibi olmak
için hayaller kurdular. Listeye “Sarhoş”, “Ağlıyorum Kahrımdan”, “Acı
Gerçekler” gibi klasikleri es geçerek Ayağında Kundura’yı alıyorum.
3- Müslüm Gürses “Kaç Kadeh Kırıldı Sarhoş Gönlümde”
Listenin beki de en ağır
parçası. Bu parça eşliğinde minibüs camına kafa atan insanlar olduğu
bir şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa yayılır. Bir dönem Orhan
Gencebay entelektüellerle, İbrahim Tatlıses köşeyi dönmeyi kafasına
koymuş yeni nesil burjuvaziyle flört ederken, Müslüm Gürses arabeskin
çekirdeğini oluşturan yoksul ve ezilenlerin sesi oluyordu. Kendine özgü
tarzıyla zamanla bu yoksul kesimden şehirli rockçı gençliğe kadar
dinleyici kitlesini genişletti. Cemal Süreya arabeskin üç devini, üç
ünlemle tarif eder. Gencebay “Of!”, Ferdi Tayfur “Ah!”, Tatlıses “Allah
Allah!”tır. Müslüm Gürses ise tıpkı Derya Bengi’nin dediği gibi “Oooof
of!”tur. Ustayı rahmetle anıyoruz.
4- Hakkı Bulut “Ben Buyum”
Her
şeyin özelleştirildiği bir zamanda devletin arabeski devletleştirme
politikasına istemeden alet olmuş bir isim Hakkı Bulut. “Seven
Kıskanır” parçasını cilala ve yirmi yıldır arabeskin yasak olduğu
devlet televizyonuna çıkar. Oysaki bu “Acısız Arabesk” projesi millet
cephesinde bir fiyasko olarak sadece hatıralarda kalmıştır. “Henüz üç
yaşında bir kardeşim var, seni ondan bile kıskanıyorum.” Daha ne
olsun..
5- Ferdi Tayfur “Huzurum Kalmadı”
Ferdi Tayfur arabeskin ağlayan,
inleyen, hıçkıran sesi olarak diğer isimlerden farklı bir yapıya
sahipti. 16 yaşında şarkıcı olmak üzere İstanbul’a gelmiş, fakat
şöhreti ancak 30’lu yaşlarda yakalayabilmişti. Çıkışını “Çeşme” parçası
ile yapmış olsa da minibüs aleminde “Huzurum Kalmadı”, Quuen’den bir
“We Are The Champions” kadar popülerdir.
6- Ümit Besen “Nikah Masası”
Sevdiği bir kadını başkasına
kaptıran ve buna şahit olan minibüscü kardeşimizi arızaya bağlatan
şarkıdır. Böyle bir durumda günlerce bu şarkı çalabilir taki kaset
artık yalama oluncaya kadar. Kaybeden ruhların sesi olan Ümit Besen
Türkiye’deki piyanist şantör geleneğinin babasıdır bir anlamda. Ümit
Besen dinleyen üzgündür, yorgundur, kırgındır ve en önemlisi sürekli
kaybedendir. Ustanın “Okul Yolunda” ve "Deli Gönlüm" parçaları kişisel favorilerimdir.
7- Cengiz Kurtoğlu “Kadehi Şişeyi Kırarım”
“Gelmeyin üstüme sakın gelmeyin dostu arkadaşı kırarım bugün
Gözümde anılar canlandı yine kadehi şişeyi kırarım bugün..”
Daha fazla sözle ne hacet. Tertemiz aşkların gönüllü sponsoru Cengiz Kurtoğlu.
8- Gülden Karaböcek “Sürünüyorum”
Gülden
Karaböcek listenin tek bayan ismi ve benimde Türkiye’de en beğendiğim
seslerden biri olarak kaseti onurlandırma şerefinde bulunuyor. Ablası
Neşe Karaböcek’in yolundan giden Gülden Karaböcek “Dilek Taşı” ve
“Sürünüyorum” gibi klasiklerle rakı sofraları kadar, minibüs
ortamlarını da renklendirdi. Ama her şey bir yana Gülden Karaböcek çok
iyi bir şarkı yazarı olarak hep gönlümüzde yer aldı.
9- Neşet Ertaş “Mühür Gözlüm”
Özellikle İç Anadolu yöresinin
minibüs camiası için Neşet Ertaş ismi bir efsanedir. Kimi aşık
yeniyetme minibüs şoförlerinin bu şarkı esnasında derin hülyalara dalıp
ters yola bile girmişlikleri vardır. Her şey bir yana Kırşehir’li halk
ozanı ve bozlak ustası 60’lı yıllardan itibaren sayısız güzel kayda
imza atarak ne kadar büyük isim olduğunu gösterdi. “Mühür Gözlüm”,
“Zahidem”, “Neredesin Sen”, “Gönül Dağı”, “Kendim Ettim Kendim Buldum”
ne büyük eserlerdir. Nur içinde yat. Çok özlüyoruz seni...
10- Dursun Çiğdem “Şiki Şiki Baba”
Geldik listenin en afili
parçasına. Kambersiz düğün olmaz misali Şiki Şiki Baba’sız bir minibüs
çıplak gibidir. Özellikle “Atla Gel Şaban” filmi sayesinde büyük bir
üne kavuşan parçanın orjinalinin bir balkan parçası olduğu söylenir.
Seyyal Taner, Ümit Besen gibi isimler bu şarkıyı söylemiş olsa da en
meşhur olanı Dursun Çiğdem tarafından yapılan yorumudur. Son dönemlerde
Ciguli, hatta dünyaca ünlü müzisyen Beirut tarafından bile
yorumlanmıştır.
Bu yazıya bir son söz gerek diyorsanız. Buyrun size son söz: “Haydi Aksaray Aksaray kalkıyor.. İlerleyelim abiler, ablalar…”
Beirut - Şiki Şiki Baba
0 yorum:
Yorum Gönder