Belki insanlar koskoca yaşamları boyunca
yalnızca bir süre için farklı olmaya katlanabiliyor, sonra da yavaş
yavaş öteki insanların davranışlarına, düşüncelerine ve duygularına
bürünerek, durup dinlenmeden kendini tekrarlayan uçsuz bucaksız
bir benzerlikler denizinde kaybolup gidiyorlardı. Yaşamları
herkesinkine benzediği ya da farklı görünmesine karşın aynı özü taşıdığı
için, herkes gibi ölüyorlardı daha sonra da; herkes gibi, bayatlamış
birkaç anı kırıntısının uzaklığını koklaya koklaya, geleneksel
ziyaretlerle kirletilmiş ya da geleneksel yalnızlıklarla gölgelenmiş buz
gibi bir yatakta, farklı yaşadıkları yılların tadını tenlerinde,
belleklerinde ve ağızlarından dökülen mecalsiz ah’ların karanlığında
arayarak, yavaşça, alışılmış bir ölümle ölüyorlardı.
"Hasan Ali Toptaş"
"Hasan Ali Toptaş"
0 yorum:
Yorum Gönder