Mesut Aytunca, 1944 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Tıp Fakültesi
üçüncü sınıftan ayrıldıktan sonra Gazetecilik Yüksek Okulu'na girdi ve
buradan mezun oldu. Müziğe Gökçen Kaynatan orkestrasında bas gitar
çalarak başladı. Bu orkestradan ayrılarak Erol Bilem ile kendi grubunu
kurdu.
Basçı Aytunca'nın gitarist, gitarist Bilem'in basçı olduğu bu grup Silüetler’di. Önceleri radyoda Bilgesu Duru'ya (Erenus) eşlik eden topluluğun ilk bateristi ise Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’ndan Salim Dündar’dı. Silüetler ismini alan topluluğun bu ismi alma nedeni, ilk dönemlerde uyguladıkları Shadows tarzı gitar stili ve sahnede ışık oyunlarıyla kendilerini yalnızca silüet olarak göstermeleriydi. Grubun kimlik kazanma sonrası ilk kadrosu, solo gitarda Mesut Aytunca, bas gitarda Berç Kürkçü, ritm gitarda Erol Bilem, bateride Koray Yılmaz ve vokalde Muzaffer Güler'den oluşuyordu. Grup 3. Boğaziçi Festivali’nde folk düzenlemesi alanında "Üsküdar" ile üçüncülük kazandıktan sonra ilk Altın Mikrofon Yarışması’na katıldı. Bu yarışmada da “Kaşık Havası”yla finalist oldular. Toplam 7.776 oy kullanılan yarışmada 1985 reyle Yıldırım Gürses birinci, 1407 rey alan Mavi Işıklar ikinci ve 1188 rey alan Silüetler tıpkı 3. Boğaziçi Festivali'nde olduğu gibi üçüncü oldu. Bu yarışmanın sonucunda ilk 45'likleri olan "Kaşık Havası - Sis"i çıkardılar.
Basçı Aytunca'nın gitarist, gitarist Bilem'in basçı olduğu bu grup Silüetler’di. Önceleri radyoda Bilgesu Duru'ya (Erenus) eşlik eden topluluğun ilk bateristi ise Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’ndan Salim Dündar’dı. Silüetler ismini alan topluluğun bu ismi alma nedeni, ilk dönemlerde uyguladıkları Shadows tarzı gitar stili ve sahnede ışık oyunlarıyla kendilerini yalnızca silüet olarak göstermeleriydi. Grubun kimlik kazanma sonrası ilk kadrosu, solo gitarda Mesut Aytunca, bas gitarda Berç Kürkçü, ritm gitarda Erol Bilem, bateride Koray Yılmaz ve vokalde Muzaffer Güler'den oluşuyordu. Grup 3. Boğaziçi Festivali’nde folk düzenlemesi alanında "Üsküdar" ile üçüncülük kazandıktan sonra ilk Altın Mikrofon Yarışması’na katıldı. Bu yarışmada da “Kaşık Havası”yla finalist oldular. Toplam 7.776 oy kullanılan yarışmada 1985 reyle Yıldırım Gürses birinci, 1407 rey alan Mavi Işıklar ikinci ve 1188 rey alan Silüetler tıpkı 3. Boğaziçi Festivali'nde olduğu gibi üçüncü oldu. Bu yarışmanın sonucunda ilk 45'likleri olan "Kaşık Havası - Sis"i çıkardılar.
1965'in sonbaharında ise Silüetler'in kadrosu Gökçen Kaynatan'dan kopan
vokalistleri de barındırıyordu. Erol Bilem'in basa geçtiği bu dönemde
Göktuğ Vensürel gitarda, Sadık Bütünley ve Sabi Halevi vokalde
yeralıyordu.
Aytunca'nın Hank Marvin tarzında çaldığı gitarıyla yorumladığı
türküler, gençlik gruplarının ergenlikten sıyrılıp, kimliklerini
bulmalarını ve yaptıkları müzik konusunda en az orkestralı ağabeyleri
kadar bilinçlenlenmelerini simgeliyordu.
1966 yılındaki Altın Mikrofon yarışmasına Lorke türküsünün Shadows tarzı sert düzenlemesiyle katıldı. 12 konserde 13.411 oy kullanıldı ve Silüetler 4563 rey alarak birinci, Mavi Işıklar 2.850 reyle ikinci, Selçuk Alagöz ise 2.382 reyle üçüncü oldu. Birinci olan ekibin kadrosu şu şekildeydi: Mesut Aytunca solo gitar, Erol Bilem bas, Rasim Ulusman (1964 yılında Volkanlar ile başladı, Volkanlar'ın diğer elemanları Taner Öngür ve Tuncer Dürüm) ritm gitar, Aydın Daruga bateri. Grupta ayrıca Sadık Bütünley de konserlerde solist olarak faaliyet gösteriyordu.
1967 Silüetler için yine hareketli bir yıl oldu. Topluluğun yeni üyeleri olan Meteorlar’dan Murat Ses ve Aziz Azmet organist ve ritm gitarist olarak topluluğa katılırken, solo gitarist Mesut Aytunca ve baterist Aydın Daruga topluluğun değişmeyen elemanları olarak kaldı. Bu kadroyla Silüetler kendi adlarını taşıyan ilk uzunçalarlarını Eylül ayında Sayan Plak hesabına çıkardı. Bu uzunçalarda “Dede Efendi 67” ve “Lorke Lorke”nin yanısıra “I’m A Believer”, “Black Is Black”, “I’m Looking For A Saxophonist”, “Na Na Na Song” gibi popüler yapıtların cover’ları da bulunuyordu. Ön vokalleri Aziz Azmet, Erol Bilem ve Lale Akat üstlenirken Murat Ses de geri vokalleriyle polifoniye katkıda bulunuyordu. Bu dönemde gruba bascı olarak Neco katıldı. Aydın Daruga, Aziz Azmet, Murat Ses ve Neco daha sonra Mogollar'ı kurmak için gruptan ayrıldı.
1966 yılındaki Altın Mikrofon yarışmasına Lorke türküsünün Shadows tarzı sert düzenlemesiyle katıldı. 12 konserde 13.411 oy kullanıldı ve Silüetler 4563 rey alarak birinci, Mavi Işıklar 2.850 reyle ikinci, Selçuk Alagöz ise 2.382 reyle üçüncü oldu. Birinci olan ekibin kadrosu şu şekildeydi: Mesut Aytunca solo gitar, Erol Bilem bas, Rasim Ulusman (1964 yılında Volkanlar ile başladı, Volkanlar'ın diğer elemanları Taner Öngür ve Tuncer Dürüm) ritm gitar, Aydın Daruga bateri. Grupta ayrıca Sadık Bütünley de konserlerde solist olarak faaliyet gösteriyordu.
1967 Silüetler için yine hareketli bir yıl oldu. Topluluğun yeni üyeleri olan Meteorlar’dan Murat Ses ve Aziz Azmet organist ve ritm gitarist olarak topluluğa katılırken, solo gitarist Mesut Aytunca ve baterist Aydın Daruga topluluğun değişmeyen elemanları olarak kaldı. Bu kadroyla Silüetler kendi adlarını taşıyan ilk uzunçalarlarını Eylül ayında Sayan Plak hesabına çıkardı. Bu uzunçalarda “Dede Efendi 67” ve “Lorke Lorke”nin yanısıra “I’m A Believer”, “Black Is Black”, “I’m Looking For A Saxophonist”, “Na Na Na Song” gibi popüler yapıtların cover’ları da bulunuyordu. Ön vokalleri Aziz Azmet, Erol Bilem ve Lale Akat üstlenirken Murat Ses de geri vokalleriyle polifoniye katkıda bulunuyordu. Bu dönemde gruba bascı olarak Neco katıldı. Aydın Daruga, Aziz Azmet, Murat Ses ve Neco daha sonra Mogollar'ı kurmak için gruptan ayrıldı.
1966 yılındaki popülerliğine bir daha ulaşamayacak olan Silüetler 1968 yılını neredeyse boş geçirdi. 1969’a ise yeni bir sloganla girmişlerdi: “Halka inip; halkı eğitmek”. Silüetler’in bu yeni döneminde ritm gitarda İrfan Başaran, orgda Sermet Somer, basta Engin Demirtaş, bateride Turgay Çevik yeralıyordu. Solo gitarda ise Taner Öngür’ün deyimiyle “Erken bir David Bowie” olan Mesut Aytunca yer alıyordu. Grup bu dönemde hiç bir faaliyetini plak olarak yayınlamadı. Mesut Aytunca'nın 1970 yılında askere gitmesiyle grup tamamen ortadan kayboldu.
Mesut Aytunca 1972 yılında askerden dönünce, uzun bir aradan sonra grubu Silüetleri yeniden kurarak müziğe dönüş yaptı. Ocak ayında ise taze grubuyla gecikmeksizin bir Anadolu turnesine çıktı. Afrika-Anadolu rock tarzı müziğe geçiş yapan grupta, İrfan Başaran (ritm gitar, bongo), Celal Uygun (bateri), Engin Demirtaş (bass) ve Mesut Aytunca (solist, gitarist) olarak yer alıyordu. Sözkonusu kadroyu kısa süre içinde dağıtan Mesut Aytunca, yeni plağını hazırlarken maddi sıkıntılar nedeniyle grubun ismini geri plana atacağından bahsediyordu. Öte yandan o sıralarda birlikte çalıştığı kadro hiç de geri plana atılabilecek bir ekip değildi. Sonradan Ağrı Dağı Efsanesi, Kurtalan Ekspres ve Dostlar gibi gruplarda göreceğimiz Mustafa Sarışın (bas), Mahmut Aydın (gitar) ve asıl ününü Erkin Koray ile yaptığı çalışmalarla elde edecek olan eski Bunalım bateristi Nihat Örerel (davul) gibi sıkı müzisyenlerden oluşan grup, aktör Kerem Akoral'ın çiftliğinde prova yapıyordu. Bu kadronun ilk ve son plağı Mayıs sonunda yayınlandı. “Leylo - Bir Dost Bulamadım” plağı eski günlerdeki gibi ses getirmese de Aytunca'nın yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Konserlerde ise tam bir Afro Rock grubu görünümünde sahne alan grubuyla birlikte Aytunca, gitaristliğinde doruğa ulaşmıştır. Öte yandan eşcinselliği yüzünden müzik çevrelerinden dışlanması nedeniyle, yaratabileceği etkinin asgarisini gerçekleştirebilmiştir. Konserde Makber ve Ham Meyvayı Kopardılar Dalından gibi geleneksel müziklerimize getirdikleri yorumlar ile bu kadro müzikseverlerin zihnine nakşolundu.
1972 sonunda “İki Seven Deli Olmaz Mı - Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm” (Fehiman Uğurdemir bestesi ile ilgisi yoktur) adlı iki şarkısını kendi kurduğu Aytunca plak şirketinden yayınlayan usta gitarist, bulduğu gitar tonları ve düzenlemeleri ile dikkati olumlu yönde çekerken vokalinin giderek Zeki Müren tavrına kayması rock müziği ile çelişki arz ediyordu. Üstadın cinsel tercihini bu denli yüksek sesle vurgulaması onun müzik çevresinden de dışlanmasına neden olmuştur.
Aytunca, 1973 yılının Mart ayında bir İtalyan orkestrasına girerek Kuveyt'e gitme kararını alınca Silüetler isimi de tarihe gömülmüş oldu. 1974 yılında son bir plak daha yapan Aytunca 1976'daki katline kadar müzikten uzak kaldı.
Müziği bırakan, kendi halinde, herkeslerden uzakta yaşamaya başlayan 32 yaşındaki Mesut Aytunca bir arkadaşının garsoniyerinde, çıplak ve boğazı çorapla sıkılarak öldürülmüş bir durumda bulundu.
Kaynak: Anatolianrock.com
Silüetler ilk LP çıkaran grubumuz olarak müzik tarihindeki yerini alacaktı.
Siluetler - Lorke Lorke
0 yorum:
Yorum Gönder