Güzel ülkemde geçtiğimiz günlerde neler oldu diyenler için yine ilginç bir haber geliyor. En azından bu haberin içinde ölüm, kadın cinayeti, çocuğa yönelik şiddet yok.
İstanbul'da bir dondurma firmasının ürünlere koyduğundan daha fazla “Bedava” yazan
çubuklarda daha fazlasının kendilerine geri gelmesi üzerine yaptığı şikayetle başlayan operasyonda
binlerce sahte dondurma çubuğu ile bunları yapan makineler ele
geçirildi. Üstelik şüphelilerin bu işi 3 yıldır yaptıkları öğrenildi.
Ne diyelim her an, her şeyin olabileceği ülkemizde bir sonra akıllara durgunluk verecek olayı merakla bekliyoruz...
Glastonbury, dünya üzerindeki en büyük festivallerden bir tanesi. Belki
de en önemlisi. 1970 yılından beri devam eden festival Woodstock
ruhununu yaşatan bir gelenek. Yağmur, çamur demeden müziğin ve
özgürlüğün kol gezdiği ütopik bir yaşam alanı. Bu sene 45'üncüsü
düzenlenen festivalin biletleri, her sene olduğu gibi headliner'lar
açıklandıktan saatler sonra tamamen bitti.
İngiltere’nin Somerset şehrinde Glastonbury kasabasında düzenlenen müzik
festivali Glastonbury, her yılın Haziran ayının son hafta sonunda
gerçekleşiyor. Bu yıl Worthy Farm’da 24-28 Haziran arasında
gerçekleşecek festival başladı. Bu yılın en büyük sürpriziyse dini lider Dalai
Lama. Ruhani lider, sevgi mesajlarını iletmek için Pazar günü festivale geleceğini
duyurdu. İşte o festivalden bazı fotoğraf kareleri
İstanbul'dan 2008 yılında İzmir'e gelen Doğukan Kaya, Alsancak semtinde,
Kültürpark'ın yanındaki Montrö otobüs durağının üzerine yerleşti.
İzmir'i çok sevdiğini, sokakta yaşamayı tercih ettiğini belirten,
kendisini 'Durak Tarzan'ı olarak adlandıran Kaya, şöyle dedi:
"7 yıldır Montrö otobüs durağında kalıyorum. Durak-gece
gündüz kabalık olduğundan, kimseyi rahatsız etmemek için
üzerinde yatıp, yaşamımı sürdürüyorum. Durağın hemen arkasındaki
Kültürpark'a ağaçlardan geçerek, buradaki işçilerinin hortum
suyu ile duş ihtiyacımı da giderip, çamaşırlarımı
yıkıyorum. Çevredeki insanların yardımı ile yaşıyorum. Durak üzerinde
yaşamam dikkat çekiyor. Durakta otobüs beklerken beni fark etmeyenler de
oluyor. Sonradan fark eden ise şaşırıyor. Hatta beni gören çocuklar
annelerine, 'Anne bak durağın üzerinde adam var' diye gösteriyor. Ancak
çocuklarına 'yalan söyleme' diyerek inanmayanlar da oluyor. Benim
rahatım burada çok iyi, kimsenin beni rahatsız etmemesi en büyük
dileğim.
Dünya çok acımasız ve tuhaf bir yer. Dünyanın bir tarafında köpekler kutsanırken, diğer tarafında hurharca öldürülerek yiyecek olarak tüketiliyor.
Sosyal medyada büyük tepki görmesine ve iptal edilmesi için yürütülen kampanyalara rağmen köpek yeme festivali Çin'in Yulin kendinde başladı. Her yıl 21 Haziran'da yaz gündönümü kutlamaları sebebiyle düzenlenen festivalde binlerce köpek öldürülüyor. Festivalin
durdurulması için change.org adresinde başlatılan imza kampanyasında, 1
milyondan fazla imza toplandı. Yaşanan vahşet o kadar mide bulandırıcı ki fotoğraflarını paylaşmak istemiyorum. Bu sene festivalde yaklaşık 40 bin köpeğin öldürüldüğü söyleniyor.
Bir diğer festival ise yüzümüzü güldüren türden. Hindu takvimindeki büyük kutlamalardan birisi olan Diwali (Işık Festivali) beş günlük
bir sonbahar festivali olarak biliniyor. Bu beş günlük festivalde; Hinduizm’in inançlarına
göre her bir günün farklı bir teması ve bunlara göre de
özel kutlamaları var.
Nepal’de Diwali, Tihar olarak bilinmektedir. Tihar Festivali'nde bütün Diwali
kutlamalarında olduğu gibi lambalar gece boyunca yanar. Bu geleneğin amacı ise karanlığın içindeki aydınlığın, cehaletin içindeki
bilginin açığa çıkmasıdır. Nepal'de Tihar’ın
ikinci gün kutlamalarına Kukur Tihar adı verilir ve o gün köpeklerin varlıklarına adanmıştır. O gün halk köpekleri çiçeklerle süsler, yiyecek verir ve her köpeğin alınlarına kırmızı boya ile işaret konur. Bu o hayvanlara gösterilen bir saygının işaretidir. İnanışa göre köpekler ölülerin tanrısı ve hakimi olan Yama’ya koruyuculuk ederler ve
aynı zamanda ölümden sonraki hayatın kapılarının koruyucularıdır. İşte o festivalden güzel kareler....
Toplu iğne ucundan çok daha küçük bir yumartadan geliyoruz, uzun vadede
bir gün çarpışacağı küçük bir yıldızın etrafında dönüp duran bir taşta
yaşıyoruz. Karbonun, oksijenin, kötülüğün, ölümün ve zaman zaman güzel şeylerin arasında seni özlemeye devam ediyoruz Kazım Koyuncu. Buraları soracak olursan;
Sen gittikten sonra her şey daha da kötüleşti Kazım.
Buralarda herkes, her gün defalarca ölmekte...
Memleketin lazca rock yapan tek grubu
Zuğaşi Berepe'nin ardından nefis solo albümlere imza atan "Şair Ceketli
Çocuk" Kazım Koyuncu 25 Haziran 2005 tarihinde kanser belası yüzünden
aramızdan ayrılmıştı.
Happy Mondays solisti Shaun Ryder This is Madchester diyerek müzik tarihine yeni bir sayfa eklerken, grubun küçük ritm aletleri çalan, dans eden elemanı Bez, Manchester sound'un, rave kültürünün, ecstasy alemlerinin bir figürü oldu. Bu
dönemin Metin-Ali-Feyyaz misali hücum yönünden ofansif oynayan üç grubu
olan Stone Roses bu akımın müzikal kalitesini, Happy Mondays sokak
ağzını, Inspiral Carpets ise özgünlüğünü temsil ediyordu.
Gerçek adı Mark Berry olan Bez 1964 doğumlu. Aslında temiz bir aile çocuğu. Babası sokak çetelerine savaş açmış bir polis müfettişi. Kendi çocuğuna laf geçiremeyen baba, çareyi onu 16 yaşında evden kovmakta bulmuş. Çevresindeki herkes Bez'in 30 yaşını göremeden mefta olacağını düşünüyor. Kapkaç, torbacılık, hırsızlık ne ararsan var elamanda. Kaderin cilvesi bir gün Bez kendini yeni kurulmuş Happy Mondays konserinde buluyor. Dayanamıyor çıkıyor sahneye ve dans etmeye başlıyor. Yaptığı dans grubun solisti Shaun Ryder'ın o kadar hoşuna gidiyor ki, kadroya dahil oluyor. Hatta grubun ikinci single'ı 'Freak Dancin' ondan ilham alınarak yazılıyor. Happy Mondays'in ardından Shaun Ryder'la kurdukları Black Grape ile müzik hayatına devam ediyor. 2005 yılında 'Ünlüler Çiftliği' isimli yarışmada birinci olarak tekrar ünlü oluyor.
Günün şarkısı ilk albümlerini 2010 yılında yayınlayan Los Angeles'lı elektro pop ikilisi Kisses'dan geliyor. İkili Ekim ayında çıkaracakları üçüncü albümleri öncesi disko tonlarının ağırlıkta olduğu "A Groove" isimli bir şarkı paylaştılar.
Romanya'nın başkenti Bükreş'te faaliyet gösteren internet üzerinden hediyelik eşya satan bir firma 'iletişim müdürü' pozisyonu için bir kediyi görevlendirdi. Firmaya yapılan 700’ün üzerinde
başvurunun ardından, pozisyon için ‘Bossy’ isimli kedi uygun bulundu. Bossy, firmada yapacağı işe karşılığı aylık 110 € ücret ve ayrıca 37 €'da mama parası alacak. Bossy, işyerindeki ilk günü için siyah bir takım elbise ve beyaz
kravat tercih etti.
Son günlerin bir diğer fenomen kedisi ise uçağın kanadında yolculuk yapan kedi. Gizlice uçağın kanadına saklanan kedi, uçak havalandıktan sonra ortaya çıktı ve amatör pilotu çok şaşırttı. Olayı fark eden pilot hemen uçağı yere indirdi. İşte o kedinin yolculuğu...
Günün şarkısı keyifle dinlediğim Brooklyn'li ikili Ratatat grubundan geliyor. İkili 17 Temmuz'da çıkaracakları yeni albümlerinden Abrasive isimli şarkıyı paylaştılar...
Spoiler verenlerin Taksim Meydanı'nda tekme tokat dövüldüğü bir Game Of Thrones sezonu daha sona erdi. Bir yıllık aranın ardından 6. Sezon ile yola devam edeceğiz. Game Of Thrones yaratıcısı George R.R.Martin bu sezonda kimsenin gözünün yaşına bakmadı. Tam önemli 12 karakter bu sezon diziye veda etti. Şimdi diziyle ilgili yapılmış birbirinden keyifli caps'lere göz atıyoruz. 6. Sezonda görüşmek üzere...
The Strokes, 2001 yılında “Is
This It?” albümünü çıkardığında müzik yazarları hep bir ağızdan haykırdılar: “Rock
kurtuldu.” Özetle The Strokes yeni bir şey sunmuyordu. Sadece yönünü şaşırmış
rock piyasasında garaj rock’a yeniden dikkat çekiyordu. Aslında The White
Stripes iki kişi ile, gümbür gümbür davul ve yanan gitar ritimleri ile bu saf
rock’ın öncülüğünü yaptı diyebiliriz. Özellikle 2001 yılında çıkardıkları
üçüncü albümleri ‘White Blood Cells’ hem ticari, hem de müzikal anlamda çok
başarılı oldu. Daha sonra The Hives, The Vines, Franz Ferdinand, The Von
Bondies, Kings Of Leon, The Black Keys, Arctic Monkeys gibi gruplar bu yolda
koşar adım ilerlediler.
Leo Fender’in 1950’de mükemmel
hale getirdiği elektro gitar tasarımı ve seri üretimi, müziğin yol akışını
değiştirdi. Kimisinin meraktan, kimisinin hava atmak için, kimisinin gerçekten
müzisyen olmak sevdası uğruna eline aldığı elektro gitar birçok müzisyenin
doğuşuna öncülük etti. Garage Rock ise 60'ların ortasında altın çağını yaşamış
bir türdü. Garage Rock genellikle kısa, gürültülü ve cilasız rock'n'roll şarkıları olarak özetlenebilir ve ismini yapılan kayıtların evlerin garajlarında yapılmasından
almıştır. Dönem itibariyle garace rock, punk öncesi, punk'ı öncülüğünü yapması
bakımından müzik tarihinde önemli bir rol üstlenmiştir.
Bugün müzik tarihinden sizler
için seçtiğim 10 garage rock şarkısına göz atıyoruz. Seçtiğim isimler 60-70’li
dönemlere ait. Bir sonraki listede 2000'ler sonrası bu tarz müzik yapan isimlerin
en iyi 10 şarkısını sıralarız diyerek sizleri müzikle baş başa bırakıyorum. Unutmayın iyi müzik
gökyüzünü aşar.
The Seeds - "Pushin Too Hard"
Electric Prunes - “I Had Too Much to Dream Last Night"
Pablo Picasso'nun 1918'de Fransız şair Guillaume Apollinaire'e
yolladığı ve üzerinde kendine ait çizimi bulunan kartpostal, Almanya'daki bir müzayedeevi'nde tam 166 bin euro’ya satıldı. Hikayenin ilginç tarafı, kartpostalın Apollinaire'in eline hiç geçmemiş olması.
Soğuk ve karlı yılbaşı akşamında Kibritçi Kız, incecik yırtık pırtık elbisesi ve ayağında ayakkabıları olmadan üşüyerek sokaklarda yürümeye devam etti. Tek istediği evi sıcak olmasa da orada olmak, üşüyen parmaklarını ve ayakkabılarını bir battaniye ile sarmaktı. Ama gidemiyordu. Babasının ona satmak için verdiği ve hepsini satmadan sakın eve dönme dediği kibritlerden bir tane bile satamamıştı. Eğer kibritlerin hepsini satamadan eve giderse babası çok sinirlenecek, belki de onu dövecekti diye başlar ve devam eder Kibritçi Kız masalı...
Resimdeki kibrit kutusu Beymen'de satılıyor. %50 Metal, %50 Çelik, 11x11 cm boyutlarında olan bu metal assouline kibrit kutusu sudan ucuz. Sadece 450 TL. Kaba bir hesapla santimetre karesi 3,72 TL'ye falan geliyor sanırım. Elbette haydi alalım diyeceğiz ama bazı sorular aklımıza takılmadan duramıyor.
- Acaba kibritler kutuya dahil midir?
- Kargo beleş mi?
- Bu kibrit kutusunu kullanmak için hangi marka sigara içmek lazım?
Dans müziğinin önemli isimlerinden İngiliz ikili The Chemical Brothers, yeni albümleri 'Born in The Echoes'u 17 Temmuz'da çıkarıyor. Daha önce bu albümden iki parça paylaşan ikili, şimdi de 'Under Neon Lights' ile karşımızda.
Ekonomi ve Barış Enstitüsü yeni bir dünyanın en huzurlu ülkeleri sıralaması yayımladı. Barış, huzur, ticaret, kültür, ekonomi ve politika gibi kriterlerin gözönünde bulundurularak hazırlanan listenin ilk 10'u şu şekilde.
1- İzlanda
2- Danimarka
3- Avusturya
4- Yeni Zelanda
5- İsviçre
6- Finlandiya
7- Kanada
8- Japonya
9- Avustralya
10- Çek Cumhuriyeti
Merak edenler için söyleyelim Türkiye 162 ülke arasında Avrupa ülkeleri arasında 36. yani son, dünyada ise 135'inci sırada. Listenin son sırasında Suriye buluyor.
O zaman yalnız ve güzel ülkemin bu başarısı için sözü Ferdi Tayfur'a bırakalım. Huzurum Kalmadı. Şarkıda söylendiği gibi "bilsen uzaklarda (İzlanda) kimler ağlıyor!" Bonus olarak aşağıdaki fotoğrafta fazla söze gerek kalmadan İzlanda Polisine bakıyoruz....
Ünlü yönetmenler mimar olsaydı sorusunun cevabını son dönemin en yetenekli sanatçılarından Federico Babina kendince cevaplamış. İşte o yaratıcı çizimler...