Bugün beş şarkılık listemiz için tam 40 yıl öncesine 1977 yılına gidiyoruz. Punk'ın 1976 yılında müzik hayatımıza girmesiyle, birçok grup bir yıl sonra adeta punk sahnesini işgal etmişti. Zaten punk basit bir çözüm yolu sunuyordu: "Bir gitar kap ve kendini ifade
et." O zaman 1977 yılında çıkan albümlerden seçtiğim şarkılar ile müzik yolculuğuna başlayalım.
Müziğin hiç susmaması umuduyla, hepinize Mutlu Pazartesiler..
The Clash - White Riot
Punk denince isimleri hep haksızca hep Sex Pistols'ın ardından anılan The Clash, punk'ın yıkılıcılığından ziyade, sivri dilli şarkıları ve akılda kalıcı müzikal yapısıyla dikkatleri çekmiştir. Joe Strummer, Mick Jones ve Paul Simonon bu 14 şarkılık çıkış albümlerini sadece üç haftada kaydetmişti. Albümün en özel yanlarından biri kuru gürültü slogan çığırıcılığı yerine farklı müzik türlerini, kendi sound'larında birleştirmesiydi. Özetle bu albüm sadece punk etiketi altında ezilmeyen bir grubun doğuşunu müjdeliyordu.
Wire - Three Girl Rhumba
Pink Flag hala punk'ın demirbaş albümlerinden biri kabul edilir. 21 şarkıyı 30 dakika gibi bir süreye sığdıran bu albüm kısa ve öz müzik nasıl yapılır
sorusunun cevabı gibidir. Pink Flag bu albümle punk rock şablonunu aşırı uçlara taşıyordu. Daha sonraki albümlerinde post-punk'ın etkisi
daha fazla hissedilen Wire zaman zaman tekrar bir araya gelip sessiz
sedasız albümler yayınlamaya devam ediyorlar. Ayrıca Elastica grubunun 1994 tarihli Connection şarkısında Three Girl Rhumba'yı kullandığını dip not olarak belirtelim. Serdar Ortaç kardeşimizinde 1997 tarihinde yaptığı! Nereye şarkısında Elastica'nın 2:1 şarkısını arakladığını başka bir dip not olarak belirtelim.
New York'ta İskoç kökenli David Byrne önderliğinde kurulan Talking Heads, özellikle canlı performansları sayesinde CBGB camiasının en çok seyirci toplayan gruplarından biriydi. 1977 yılında yayınlanan Talking Heads:77 albümü funk, punk ve disko müzik unsurlarını çok başarılı bir şekilde aynı potada eriyordu. Zaten ünlü müzik dergisi Rolling Stones onları Peter Gabriel'la birlikte 1977'nin en umut verici yeni grubu seçmişti. Psycho Killer şarkısı bir rivayete göre ünlü seri katil Ted Bundy'den ilham alınarak yazılmıştır.
Suicide - Ghost Rider
İşte müzik tarihinin iki kişilik dev kaotik orkestrası. İlkel bir davul makinası, Martin Rev'in fuzz efektli orgu ve Alan Vega'nın blues haykırışları. Brookklyn’li Alan Vega ve Bronx’lu Martin Rev ikilisinden oluşan
Suicide ucuz aletlerle rockabilly ve elecktronik müziği muhteşem bir
şekilde harmanlayarak kaotik deneysel seslere ulaşıyorlardı. Bu kaotik
ses harmonikasını Alan Vega’nın karanlık vokali ve nihilist bir sahne
şovu bütünlüyordu. 1977 tarihli bu ilk albüm Dadaist akımın etkisi
altında hipnotik bir sound sunuyor bizlere. Bu bağlamda dar anlamda
punk sınırları, geniş anlamda tanımsız çizgi ötesi bir galaksiden yaşam
hakkında kısa hikayeler anlatıyordu. Bütün bunlara kanlı bıçaklı imgelerle dolu bir albüm kapağını eklediğiniz zaman ortaya zamansız bir müzik çıkıyordu. Yıllar sonra MIA'nın Ghost Rider'ı Born Free isimli şarkısında kullandığını hatırlatalım.
Television - Marquee Moon
Television CBGB camiasının ticari anlamda an başarısız grubuydu. 1977 tarihli Marquee Moon kısa bir tanımla benzersiz bir gitar albümüydü. 1960'lara sırtını dayamış bu albüm özellikle eleştirmenler tarafından çok beğenildi. Albüme ismini veren 11 dakikalık Marquee Moon şarkısı ise bu herifler neler yapmış diyenler için uzun bir özet tadında. Müzik tarihinin yeterince hakkı verilmemiş gizli hazinelerinden biri Television olurdu diyerek konuyu kapatıyoruz.
BONUS: Sex Pistols - God Save The Queen
Her ne kadar müzikal anlamda doyurucu bir zenginliğe ulaşamamış olsalarda punk tarihinin özeti tek bir şarkı olsa sanırım God Save The Queen olurdu. Ülkenin yaşadığı on yıllık huzursuzluk içinde, gri sokaklarda dolaşan işsizler ordusu, gülmeyi unutmuş bir toplum ve Sex Pistols'un bacak arasına attığı sert bir tekme. Sözlerinden, klibine, piyasaya sürülme zamanına kadar
tek kelimeyle punk. 1976 sonbaharında 'No Future' adıyla yazılan
şarkının ilk demosu Ocak 1977'de yapılmış ve God Save The Queen adıyla
kraliçenin tahta çıkışının 25.yıl kutlamalarının arifesinde ,
'alternatif milli marş' olarak piyasaya çıkarılmıştır. Şarkı gördüğü
tepkiler üzerine plak şirketi tarafından toplatılmış, grupla yapılan
sözleşme de feshedilmiştir. Fakat Mayıs 1977'de kraliçenin gümüş yılı
kutlamalarından bir ay önce tekrar piyasaya sürülen şarkı, BBC ve
medyanın sansürüne rağmen listelerde birinci sıraya oturmuştu. Bir ulusun gençliğinin öfke ve acı dolu yıllarının özeti...