31.07.2017

5 PAZARTESİ ŞARKISI


Bugün beş şarkılık listemiz için tam 40 yıl öncesine 1977 yılına gidiyoruz. Punk'ın 1976 yılında müzik hayatımıza girmesiyle, birçok grup bir yıl sonra adeta punk sahnesini işgal etmişti. Zaten punk basit bir çözüm yolu sunuyordu: "Bir gitar kap ve kendini ifade et." O zaman 1977 yılında çıkan albümlerden seçtiğim şarkılar ile müzik yolculuğuna başlayalım.

Müziğin hiç susmaması umuduyla, hepinize Mutlu Pazartesiler..

The Clash - White Riot

Punk denince isimleri hep haksızca hep Sex Pistols'ın ardından anılan The Clash, punk'ın yıkılıcılığından ziyade, sivri dilli şarkıları ve akılda kalıcı müzikal yapısıyla dikkatleri çekmiştir. Joe Strummer, Mick Jones ve Paul Simonon bu 14 şarkılık çıkış albümlerini sadece üç haftada kaydetmişti. Albümün en özel yanlarından biri kuru gürültü slogan çığırıcılığı yerine farklı müzik türlerini, kendi sound'larında birleştirmesiydi. Özetle bu albüm sadece punk etiketi altında ezilmeyen bir grubun doğuşunu müjdeliyordu.




Wire - Three Girl Rhumba

Pink Flag hala punk'ın demirbaş albümlerinden biri kabul edilir. 21 şarkıyı 30 dakika gibi bir süreye sığdıran bu albüm kısa ve öz müzik nasıl yapılır sorusunun cevabı gibidir. Pink Flag bu albümle punk rock şablonunu aşırı uçlara taşıyordu. Daha sonraki albümlerinde post-punk'ın etkisi daha fazla hissedilen Wire zaman zaman tekrar bir araya gelip sessiz sedasız albümler yayınlamaya devam ediyorlar. Ayrıca Elastica grubunun 1994 tarihli Connection şarkısında Three Girl Rhumba'yı kullandığını dip not olarak belirtelim. Serdar Ortaç kardeşimizinde 1997 tarihinde yaptığı! Nereye şarkısında Elastica'nın 2:1 şarkısını arakladığını başka bir dip not olarak belirtelim.



Talking Heads - Psycho Killer

New York'ta İskoç kökenli David Byrne önderliğinde kurulan Talking Heads, özellikle canlı performansları sayesinde CBGB camiasının en çok seyirci toplayan gruplarından biriydi. 1977 yılında yayınlanan Talking Heads:77 albümü funk, punk ve disko müzik unsurlarını çok başarılı bir şekilde aynı potada eriyordu. Zaten ünlü müzik dergisi Rolling Stones onları Peter Gabriel'la birlikte 1977'nin en umut verici yeni grubu seçmişti. Psycho Killer şarkısı bir rivayete göre ünlü seri katil Ted Bundy'den ilham alınarak yazılmıştır. 




Suicide - Ghost Rider

İşte müzik tarihinin iki kişilik dev kaotik orkestrası. İlkel bir davul makinası, Martin Rev'in fuzz efektli orgu ve Alan Vega'nın blues haykırışları. Brookklyn’li Alan Vega ve Bronx’lu Martin Rev ikilisinden oluşan Suicide ucuz aletlerle rockabilly ve elecktronik müziği muhteşem bir şekilde harmanlayarak kaotik deneysel seslere ulaşıyorlardı. Bu kaotik ses harmonikasını Alan Vega’nın karanlık vokali ve nihilist bir sahne şovu bütünlüyordu. 1977 tarihli bu ilk albüm Dadaist akımın etkisi altında hipnotik bir sound sunuyor bizlere. Bu bağlamda dar anlamda punk sınırları, geniş anlamda tanımsız çizgi ötesi bir galaksiden yaşam hakkında kısa hikayeler anlatıyordu. Bütün bunlara kanlı bıçaklı imgelerle dolu bir albüm kapağını eklediğiniz zaman ortaya zamansız bir müzik çıkıyordu. Yıllar sonra MIA'nın Ghost Rider'ı Born Free isimli şarkısında kullandığını hatırlatalım. 




Television - Marquee Moon

Television CBGB camiasının ticari anlamda an başarısız grubuydu. 1977 tarihli  Marquee Moon kısa bir tanımla benzersiz bir gitar albümüydü. 1960'lara sırtını dayamış bu albüm özellikle eleştirmenler tarafından çok beğenildi. Albüme ismini veren 11 dakikalık Marquee Moon şarkısı ise bu herifler neler yapmış diyenler için uzun bir özet tadında. Müzik tarihinin yeterince hakkı verilmemiş gizli hazinelerinden biri Television olurdu diyerek konuyu kapatıyoruz.




BONUS: Sex Pistols - God Save The Queen

Her ne kadar müzikal anlamda doyurucu bir zenginliğe ulaşamamış olsalarda punk tarihinin özeti tek bir şarkı olsa sanırım God Save The Queen olurdu.  Ülkenin yaşadığı on yıllık huzursuzluk içinde, gri sokaklarda dolaşan işsizler ordusu, gülmeyi unutmuş bir toplum ve Sex Pistols'un bacak arasına attığı sert bir tekme. Sözlerinden, klibine, piyasaya sürülme zamanına kadar tek kelimeyle punk. 1976 sonbaharında 'No Future' adıyla yazılan şarkının ilk demosu Ocak 1977'de yapılmış ve God Save The Queen adıyla kraliçenin tahta çıkışının 25.yıl kutlamalarının arifesinde , 'alternatif milli marş' olarak piyasaya çıkarılmıştır. Şarkı gördüğü tepkiler üzerine plak şirketi tarafından toplatılmış, grupla yapılan sözleşme de feshedilmiştir. Fakat Mayıs 1977'de kraliçenin gümüş yılı kutlamalarından bir ay önce tekrar piyasaya sürülen şarkı, BBC ve medyanın sansürüne rağmen listelerde birinci sıraya oturmuştu. Bir ulusun gençliğinin öfke ve acı dolu yıllarının özeti...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...