Murat Kemaloğlu´nun “Kaplumbağaların Uykusuna Dek”i, Türkiye´de şimdiye dek yapılmış en dikenli albüm sıfatını hâlâ hakkıyla taşıyor. Albüm, seksenli yılların başında, o karanlık ve kasvet yüklü onyıla henüz yeni adım atmışken yayınlandı. Çıktığı yılın ardından ise, Türklerin ve dolayısıyla Türk pop müzik çevresinin kalıtımsal amnezi rahatsızlığından dolayı bir daha hatırlayanı çıkmadı. Bu bellek kaybına sanatçının özel katkılarının olduğu da söylenebilir. Elbette o yıllarda henüz imaj mefhumu icad edilmemişti ancak ne o yıllarda, ne de sonrasında albüme ilişkin hiçbir konuşması yer almadı Kemaloğlu´nun. Bu nedenle de yapıtla dinleyeni arasına yaratıcısı dahil hiç kimse girmedi, yapıt kendini hep kendisi anlattı.
“Kaplumbağaların Uykusuna Dek”, yetmişli yılların sonlarında, prodüksiyonunu kendisi üstlenen bir çok yeni isme şans veren “Öncü Plak” tarafından 1980 yılında yayınlandı. Prodüktör olarak Dr. Yıldızfer Kemaloğlu ismi yer alıyordu. Aranjörlüğü Müjdat Akgün üstlenmiş (o gün de, bugün de ismi hâlâ Alpay ve Ankara´yla anılır), kapağını da o günlerde daha çok annesi ve basketbolcu kardeşi vasıtasıyla tanınan, şimdilerde “İstanbul Kanatlarımın Altında”nın Hezerfan Ahmet Çelebi´si ve “Kaynanalar”ın damadı Ege Aydan çizmişti. Albümün kapağı, long play döneminde olsun, kaset döneminde olsun, gerekçe şimdilerde cd´lerde, ´birebir surat´a, birebir anlamsızlığa alışmış Türk popunun kapaklarına göre yıkıcı bir farklılık taşımaktaydı. Kapakta, Pamukkale travertenlerinde, sırtlarında yanan birer mum taşıyan kaplumbağaların arasında, kafası ters dönmüş bir adam kollarını açmış beklemekteydi. Albümün kapağı neyse, albüm de o´ydu. Açılıştaki “Kaplumbağaların Uykusuna Dek”, bir çok yönden ´ilk´, hatta hâlâ ´tek´ olma özelliğini taşımakta… On beş dakika boyunca üç evre geçiren bu şarkıdaki metaforik sayıklamaların bir benzeri, müziğimizin pop ya da pop dışı hiçbir eserinde karşımıza çıkmadı. Şarkı, farklı cinsel göndermelerle yüklü sözlerinin yanı sıra müzikal anlamda da bu benzersizliğini koruyor. A yüzündeki diğer şarkı “Yazgı”, o yıllarda görkemli dönemini tamamlamış ve 12 Eylül´ün toplumun dinamik noktalarına indirdiği darbe neticesinde çöküşe doğru yol almaya başlamış Hey Dergisi´nin yıl sonu ´müzik oskarları´ ödüllerinde, dergi jürisinin oylarıyla “yılın en iyi şarkı sözü” sıfatını kazanmış özel bir parçadır. Albümün B yüzünde yer alan “Toprak”, “Soylu Kişi”, “Kuğu” ve “Dalga Dalga” isimli şarkıların her biri metaforik bir düzlemde yer alırken, “Aşktan Değil” isimli parçada sanatçı bu kez, çıplak ve -özellikle o dönem için- çarpıcı bir üslupla, parayla bedenini satan bir kadını aktarmaktadır bize.
“Kaplumbağaların Uykusuna Dek” müzik tarihimizde ilk ve en iyi örneğini Bülent Ortaçgil´in “Benimle Oynar mısın?”ı ile vermiş, şimdilerdeyse Ahmet Sinan Hatipoğlu´nun ve Nazan Öncel´in kimi şarkılarında sürgün veren bir damarının, şahsi söz söyleyebilme damarının en canlı örneklerinden birini oluşturmakta…Aradan geçen yirmiye yakın yıl onun canlılığını zedeleyemedi, belki hatırlayanların sayısı üçlü, hatta ikili rakamlara düştü ama Türk popunun tarihini yazanlar bir gün bu albümün hakkını teslim edeceklerdir. Biliyorsunuz, yılların törpüsüne en çok kaplumbağalar direnir…
Murat Kemaloğlu´nun seksenli yılların ikinci yarısında Zürih´te birkaç arkadaşıyla bir ev stüdyosunda ´canlı ve doğaçlama´ kaydettikler beş parçalık bir albümü daha olmasına karşın, master kayıtları kaybolan bu yapıt gün ışığına çıkamadı. Bir kopyasına ulaşma şansını edindiğimiz bu ´demo´da “Son Dans (Leyla Sayar)”, “Kuytuda Bir Korkuluk”, “Yadsıdığımız Oyuncaklar”, “Bir Geceliğine” ve “Odalar” isimli beş parça yer alıyor. Tüm parçalar müzikal ve lirik açıdan, “Kaplumbağaların Uykusuna Dek”ten çok daha ileride, minimal ve atonal bir atmosfer içinde soluk alıp veriyorlar. Halen Antalya´da “Ruhbilim Okulu” adını verdiği merkezde Jung´çu psikanaliz çalışmalarını sürdüren Kemaloğlu, bu ikinci yapıtına, kişinin bireysel dönüşümünün simgesi olarak gördüğü “Leyla Sayar”ın ismini vermek istiyordu. Biz de bu noktadan çıkarak, bizim için hayatımızın ağır dönemlerinde kanat vazifesi görmüş bu yapıta, bir kapak oluşturduk. Umarız, bu albümün kaydedilebilir kayıtlarına ulaşır ve sanatçının izniyle onu da sizlere aktarabiliriz. O güne dek kaplumbağalar eşliğinde gündüz düşlerine devam!
Araf DergiSayı 18
"Atilla Aydoğdu"
Murat Kemaloğlu - Yazgı
0 yorum:
Yorum Gönder