31.10.2013

Belki Başka Sefere


Hepimiz bir şeyden korkarız; korku soyutlanmış halde var olamaz, hep bir şeyle ilintilidir. Kendi korkularınızı biliyor musunuz? İşinizi kaybetmekten, yeterince yiyecek veya paraya sahip olamamaktan, komşularınızın veya toplumun hakkınızda ne düşündüğünden ya da başarılı birisi olamamaktan, toplumdaki yerinizi kaybetmekten, küçümsenmekten veya alay konusu olmaktan duyulan korku; acı ve hastalık, hükmedilme, sevginin ne olduğunu asla bilememe, sevilmeme, eşinizi veya çocuklarınızı kaybetme, ölüm, ölüme benzer bir dünyada yaşama, can sıkıntısı, başkalarının zihinlerindeki imgenize layık olamama, inancınızı yitirme korkusu; bütün bunlar ve sayısız başka korkular.

Siz kendi korkularınızı biliyor musunuz? Peki bunlarla ilgili genelde ne yapıyorsunuz? Onlardan kaçıyorsunuz, değil mi ya da üstlerini örtmek için fikirler ve imgeler icat ediyorsunuz? Ama korkulardan kaçmak onları büyütmekten başka bir işe yaramaz...

"Jiddu Krishnamurti"

Bir bilgenin dediği gibi "Ben yoksam sen yoksun, ben yoksam hiç kimse yok..."



Ve güzeller güzeli Jean Seberg. Özellikle Jean-Luc Godard'ın Serseri Aşıklar filminde belleklere kazınan Jean Seberg'in Iowa'da başlayan yaşam öyküsü, döneminin sinema yıldızlarının geleneğine uygun biçimde iniş çıkışlarla dolu. Azize Joan'la başlayan sinema kariyeri boyunca küçük rollerden başyapıtlara geniş bir alanda ürünler veren Seberg'in hayatı sıradan bir aktrisin yaşamı gibi çok basit değil aslında. Kara Kaplanlar'la ilişkisi nedeniyle FBI tarafından takip edilen, ünlü yazar Romain Gary ile olaylı biçimde evlenen ve belki de ölüm kurgusunu da ondan alan Seberg'in yaşam öyküsü Maurice Guichard'ın kaleminden Ender Bedisel'in çevirisiyle Agora Kitaplığı'nca yayınlandı.

Silver Swans - Let It Happen

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...