Hafta sonu şu aylardır beklenilen, niihayetinde gösterime girip herkesin gözünü boyayan Interstellar (Yıldızlararası) filmini, büyük bir hayal kırıklığı içerisinde izledim. Olabildiğince insani mesaj kaygısı olan filmin hiç de "insani" olmadığını net bir şekilde ifade edebilirim. Mesela ana karakter Cooper'ın öz oğluna yaptığı üvey evlat muamelesini film dünyaya yapyor, "enkaz" haline dönüştürülen dünyaya.. Biliyoruz ki bu konuda Amerika'nın payının da hiç az olmadığını.
Film, izledikten sonra 70'li yıllarda, Türkiye'de tek kanalın siyah beyaz TRT olduğu günlerde, sonradan bütün dünyada bir kült haline gelen Star Trek (Uzay Yolu) dizisini aklıma düşürdü. Uzay sevdamız o sıralarda kanımıza işlemişti tam da, dizinin gösterime girdiği saatlerde sokaklar nerdeyse boşalıyor, ertesi gün biz çocuklar arasında oynanan oyunlar genellikle Mr. Spock'lı, Kaptan Kirk'lü rolleri içeren oyunlar oluyordu.
- Işınla bizi Scoty..
- Mantıksız bir olay, Kaptan..
- Torpidoları ateşlemeye hazır olun, Mr. Spock..
İşte işin en ilginç yanı ise, televizyon dizisi Star Trek'in ilk sinema uyarlamasının Hollywood'tan değil de Yeşilçam'dan çıkmasıdır: Turist Ömer Uzay Yolunda. Hollywood ise Star Trek'i geniş perdede ilk kez 1979'da değerlendirecektir, Robert Wise'ın yönettiği Star Trek - The Movie (Uzay Macerası) ile.
Turist Ömer Uzay Yolunda'nın yapımcısı ve yönetmeni Hulki Saner halkın, özellikle çocuk izleyicilerin Star Trek dizisine olan ilgisini fark ederek bu ilgiyi arttırmak için dizinin kahramanlarına Sadri Alışık'ın Turist Ömer tiplemesini de katmıştır. Bilimkurgusal ajan ya da süper kahraman filmlerimizde uzay geri planda kalmıştır ama işte bir yerden sonra sevimli Turist Ömer yetişmiş Atılgan (Enterprise) gemisiyle uzaya açılmıştır.
Nasıl ve neden?
Birleşik Gezegenler Federasyonu Uzay Araştırma Gemisi Atılgan, "Orin 7" gezegeninin yörüngesine girmiştir. Mürettabatın görevi, yıllardır burada yaşamakta olan Prof. Krater'den (Kayhan Yıldızoğlu) bazı bilimsel bilgiler almaktadır. Gezegende Krater ve eşi Nancy'den (Şule Tınaz) başka canlı yoktur. Onlara "android" adamlar ve kadınlar yardımcı olmaktadır. Uzun kulaklı Mr. Spock (Erol Yamaç), Dr. McCoy (Ferdi Merter), tayfalardan Darnel (Necip Koçak) ve Green (Oytun Şanal) gezegene ışınlanırlar. Nancy bir hayli garip yaratıktır; istediği kişinin kılığına girebilmekte, aynı anda farklı kişilere farklı şekillerde görünebilmektedir. Tuz ile beslenen Nancy'nin bu korkunç özelliklerini sadece kocası bilmektedir.
Atılgan'dan gelenler Krater ile temastayken Nancy, Darnel'in vücudundaki tuzları emerek ölümüne neden olur. Ceset Spock, McCoy ve Green tarafından bulununca, Krater ve Nancy bunun gezegende bulunan bir tür bitkiden kaynaklandığını, Darnel'in bu bitki yüzünden zehirlendiğini söylerler. Bu açıklamalara rağmen arkadaşlarının ölümünü şüpheli bulan Atılgan ekibi ölüm nedenini araştırmaya başlarlar.
Prof. Krater panik içindedir, eşinin cinayetini örtbas etmek için zaman makinesini kullanarak geçmiş çağlardan bir canlıyı "Orin 7" ye çekmeye planlar. Şans, istemediği bir kadınla silah zoruyla evlenmek üzere olan Turist Ömer'e güler. Nikah masasında soğuk terler dökmekteyken Turist Ömer birden gezegene ışınlanıverir. Krater onu katil zanlısı olarak Atılgan ekibine teslim eder.
Uzay gemisine getirilen ve Kaptan Kirk ile karşı karşıya gelen Turist Ömer davranışları ve Kasımpaşalı ağzıyla herkesi şaşırtır, çılgına çevirir. Bu garip dünyalı bir katil zanlısına hiç benzememektedir. Bu ara Green'i de öldüren ve onun görüntüsünü alan Nancy kendini Atılgan'a ışınlatır ve yeniden kişilik değiştirir. Turist Ömer cinayetlerden birine tanık olur, Kirk'e anlatır. Kirk, Mr. Spock, McCoy ve Ömer yeniden "Orin 7" ye dönerler. Yapılan araştırmada Green'in cesedini bulurlar ve gemiye alarm verirler: katil Atılgan!da bulunmaktadır.
Olaylar birbirini izler; gezegende Spock, fazer tabancasını kullanarak ateş saçan bir canavarı öldürür; Nancy, McCoy'un kılığına girip Kirk'ü öldürmeye çalışır fakat gerçek McCoy tarafından öldürülür. Prof. Krater'in de ölmesiyle olay kapanır; Turist Ömer yeryüzüne ve çağına ışınlanır, Atılgan gemisi ise bir başka maceraya yol alır..
Sonuç itibari ile Holyywood'un milyonlarca dolar harcayıp çektiği, içerisine de mutlak bir "sevgi mesajı" eklediği bilimkurgu filmleri, Amerika'nın zihin yapısını aşmadığı sürece hiçbir değişiklik göstermeyecek, insanın kendini değiştirmeden berbat edeceği başka bir gezegen arayışı ise ne çözümsüz bir şey, insan olamayıp elimizdekinin değerini bilmediğimiz sürece göğe bakıp daha fazlasını istemenin vicdani boyutu nerede?
Ne diyordu Turist Ömer?
"Spak, üç çay çek bize ordan demli olsun."
*Kaynak : Giovanni Scognamillo, "Fantastik Türk Sineması"
0 yorum:
Yorum Gönder