Bugün tozlanmayan albümler köşesinde 1968 yılına uzanıyoruz. San Francisco kökenli Blue Cheer, çok güçlü bu ilk albümleriyle The Stooges'dan Led Zeppelin'e, heavy metalden, eksperimental punk'a kadar geniş bir yol açtılar. Hatta onlar için tarihteki ilk heavy metal grubu denir. 60'lı yıllarda sayısız garaj grubunun sesleri duyulmasına rağmen, hiçbiri Blue Cheer kadar temelleri sarsıcı bir derinliğe sahip olmamıştı. Grup ismini LSD'nin bir türünden alıyordu ve bu bir çamaşır deterjanı markasıydı.
Toplam süresi 33 dakika civarında olan albüm, dört özgün şarkı ve iki cover içeriyordu. Sesin sınırlarını zorlamak konusunda tavizsiz olan gruba, "Tanrı'dan daha yüksek sesli" lakabı takılmıştı. Blue Cheer, elbette müzik tarihinin en baba müzisyenlerinden değildi, fakat doğaçlama solo atakları, kontrol mekanizmasının sınırlarını zorlamaları ve müzikal derinlikleri onları başka bir noktaya yerleştiriyordu. Ne diyordu grup üyelerinden Dickie Peterson "Rock'n'roll, yüzde 10 teknik ve yüzde 90 tavırdır. Doğru bir tavırla bir nota basarsanız, hiçbir tavır olmadan çalınmış, 60 notadan daha fazla etki uyandırır."
Eğer hasta olmak istemiyorsan, Duygularını anlat...Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar. Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir! Eğer hasta olmak istemiyorsan… Karar Vermelisin.. Kararsız kişi güvensiz,endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır. İnsanlık tarihi kararlardan oluşur. Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
Eğer hasta olmak istemiyorsan "Olduğundan Farklı Yaşama."
Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir. Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur. Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır. Eğer hasta olmak istemiyorsan. Kabullen. Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar. …Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir. Eğer hasta olmak istemiyorsan. Çözümler Bul. Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler. Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı...
Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir. Biz ne düşünüyorsak oyuz. olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
Eğer hasta olmak istemiyorsan. Güven. Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Eğer hasta olmak istemiyorsan. Hayatı Üzgün Yaşama. Mizah. Kahkaha. Huzur mutluluk Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir. Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. "İyi mizah bizi doktorun elinden korur". Mutluluk sağlık ve terapidir.
"Uzun zamandan beridir hayatın 'gerçek hayatın' başlamak üzere olduğu
izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel,
öncelikle erişilmesi gereken birşey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek
zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım
ki bu engeller benim hayatımdı."
"Yavaşlığın
keyfi neden yitip gitti böyle? Ah nerede şimdi geçmişin aylakları? Halk
türkülerinin tembel kahramanları neredeler, bir değirmenden ötekine
sürüklenip duran, açık havada yıldız palasta uyku çeken şu serseri
tayfası nerede şimdi? Kır yollarıyla, çayırlarıyla, harman yerleriyle,
doğa güzellikleriyle nereye gittiler? Bir Çek atasözü onların tatlı
aylaklıklarını şöyle tanımlar: Tanrının pencerelerini seyrediyorlar...."
Müzikal açıdan çok zengin olan Türkiye coğrafyasında yıllar içerisinde birbirinden güzel albümler yayınlandı. Zaman zaman en iyi albümler listesi oluşturuldu. Son olarak müzisyenler, yorumculardan, eleştirmenler ve prodüktörlerden oluşan 100 kişilik bir jüri Türkiyenin en iyi 100 albümünü seçti. Bugün 5 şarkılık listemizin konusu, bu 100 albüm sıralamasında ilk beşe giren albümlerden seçtiğim şarkılar. Listenin tamamı için sizleri şöyle alalım.
Müziğin hiç susmaması umuduyla hepinize Mutlu Pazartesiler...
1- MFÖ - ELE GÜNE KARŞI YAPAYALNIZ
2- BÜLENT ORTAÇGİL - BENİMLE OYNAR MISIN?
3- SEZEN AKSU - SEN AĞLAMA
4- LEVENT YÜKSEL - MED CEZİR
5- SEZEN AKSU - GÜLÜMSE
BONUS: BARIŞ MANÇO & KURTALAN EKSPRES - YENİ BİR GÜN
1979 tarihli Barış Manço ve Kurtlan Ekspres ortaklığına dayanan bu muhteşem albüm kesinlikle ilk onda yer almayı hakediyordu.
Malum yaz yaklaşıyor. Yaz demek diğer bir anlamda festival sezonu demek. Özellikle Avrupa'nın birçok şehrinde birbirinden güzel müzik festivalleri düzenleniyor. Hem güzel bir şehirde konaklamak ve kaliteli müzisyenleri dinlemek isteyenler için Zagreb'te düzenlenen INmusic çok güzel bir alternatif. 2016'dan beri devam eden ve The Times'ın En İyi Avrupa Festivalleri listesinde yer alan INmusic Festival'de bu yıl Arcade Fire, Kings Of Lean, Kasabian, Alt-J, Michael Kiwanuka gibi önemli isimler yer alıyor. Daha fazla bilgi için sizi şöyle alalım.
19-21 Haziran tarihlerlerinde bir göl adasında gerçekleşecek festival ayrıca kamp alanında konaklama imkanıda sağlıyor. Umarım orada karşılaşırız diyerek, son sözü müziğe bırakıyorum.