19.02.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


Günlerden yeni bir Pazartesi. Bugün beş şarkılık listemizin konusu özetle müzik ve sinema. Bir dönemi, bir sanatçıyı, bir müzik grubunu anlatan filmlerden seçmiş olduğum en güzel şarkılar. Baştan belirteyim elbette onlarca film arasından seçilen bu liste kişisel bir listedir. 

Bir bilgenin dediği gibi; "Su hep başka yerlere doğru akar, insanlarsa hep kendilerine doğru saplanıp kalır."

Hepinize mutlu ve bol müzikli Pazartesiler...


Control (2007) - Love Will Tear Us Apart

Control, Joy Division solisti Ian Curtis'in biyografisi niteliğinde bir film. Curtis'in karısı Deborah Curtis'in "Touching From a Distance" adlı kitabından uyarlanan filmin yönetmeni, Depeche Mode, U2, Nirvana, Nick Cave gibi isimlere video klipler çekmiş Anton Corbijn. Filmde Curtis'i Same Riley, Deborah'yı Samanta Moerton oynuyor. Tıpkı Manchester'ın gri sokakları gibi siyah-beyaz çekilen film, Ian Curtis'in şan-şöhret, iki kadın arasında kalmışlık, yaşadığı sağlık problemleri, genç yaşta baba olmanın ağırlığı altında kalan ruh halinin nasıl intihara sürüklendiğine şahitlik ediyor.




24 Hour Party People (2002) - 24 Hour Party People

Michael Winterbottom imzalı film 70'lerin sonunda başlayıp 90'ların başına kadar süren ve Madchester ismi verilen bir müzik türünün doğuşunu anlatıyor. Factory Records ve onun sahibi Tony Wilson, 1982'de açılan The Hacienda, uyuşturucu pazarı, o dönem ortaya çıkan birçok grup filmin eksenini oluştuyor. Sonra Stone Roses Amerika turnesini iptal eder, Happy Mondays yaşadığı uyuşturucu sorunu yüzünden yeni albüm yapamaz, Factroy Records'un paraları suyunu çeker, The Hacienda kapanır, gece kulüplerinde elektronik müzik dönemi başlar ve bir devir kapanır.





Good Vibrations (2012) - Teenage Kicks

Bir Beach Boys şarkısı olan Good Vibrations, İrlanda Belfast'te Terri Hooley isimli bir müzik aşığının, 70’ler İrlandası’nda IRA örgütünün öncülüğünü ettiği, Katolik ve Protestan savaşlarının, kutuplaşmaların, karanlığın tam ortasında, şehrin en çok bomba patlayan sokağında açtığı plak dükkanı, punk müziği keşfetmesi ve yerel gruplara albüm yapma mücadelesi ve müziğin evrensel gücü üzerine keyifli bir film. Ayrıca filmde Rudi, Outcast, The Undertones gibi grupların doğuşuna şahitlik ediyoruz. Ne diyordu filmin bir sahnesinde Terri Hooley;

When It comes to punk: New York has the haircuts, London Has the trousers, but Belfast has the Reason!

Evet müzik yapmak için her zaman haklı bir neden vardır...





Almost Famous (2000) - Tiny Dancer

1970'ler rock dünyasına genç bir müzik yazarının gözünden bakış. Rock'n roll ruhu ve yol hikayeleri. Filmi izledikten sonra insan keşke o yıllarda yaşamış olsaydık demeden duramıyor. Keşke... Woodstock çayırlarından yankılanan özgürlüğün sesi. Ümit Bayazoğlu "Uzun, İnce Yolcular" kitabında ne diyordu: "Rüya bitti, her şey aynı kaldı. Yalnızca ben 30 yaşıma geldim ve çok sayıda insan saçını uzattı. Hepsi bu "Aslında John Lennon, kuşağına biraz haksızlık ediyor bu meşhur deyişinde. Onların "Çiçek Enerjisi" ile kıvılcımladıkları muhalefet sayesinde Vietnem savaşı daha erken bitti, zenci düşmanlığı geriletildi, saklı taşra faşizmi ortaya çıkarıldı, Fransa'da birkaç gün de olsa sokaklar ele geçirildi, alçak kariyeristler, taş kafa rektörler diz çöktürüldü..."





Velvet Goldmine (1998) - 20th Century Boy

Todd Haynes'in yönettiği film, glam rock dönemine Iggy Pop ve David Bowie ekseninde odaklanıyor. Kadrosunda birçok müzik yıldızını barındıran Venüs in Furs ve Wylde Rattz iki yapay grubun bu film için kurulduğunu hatırlatalım. 


18.02.2018

The Virgin Suicides


Bugün tozlanmayan albümler köşesinde 2000 yılına uzanıyoruz. Bu albüm aslında bir film soundtrack'i. Ses ve görüntünün birbirini kusursuzca bütünlediği muhteşem bir uyum. Sofia Coppola'nın ilk yönetmenlik deneyimine eşlik eden isim ise elektronik müziğin Fransız ikilisi Air. Hayattan hiçbir beklentisi kalmayan beş kız kardeşin trajik hikayesinin anlatıldığı film, Air'in iç parçalayan müzikleri arasında ses ve görüntü sinerjisinin doruklarına ulaşıyordu.


Nicolas Godin ve Jean-Benoit Dunckel ikilisinden oluşan Air, çıkış albümleri olan Moon Safari'de yakaladıkları başarıyı bu soundtrack albümüyle zirveye taşıdılar. Albüm, tıpkı filmin kendisi gibi hüzün dolu ve dokunaklı. Filmin bir sahnesinde doktor, 13 yaşındaki kıza neden intihar etmek istediğini soruyor. Kız da "Siz belli ki hiç 13 yaşında bir kız olmamışsınız Doktor" diye cevap veriyor. İşte bu nedensizlik, muğlaklık, melankoli film müziklerinin de içine sızıyor. Özellikle 'Playground Love' şarkısı bir yandan David Lynch filmlerinin karanlığını, diğer yandan Serge Gainsbourg'un baştan çıkarıcı romantizmini barındırıyor. Mutlu görünen bir toplumun arkasında sakladığı büyük boşluk.

Özetle bu albüm pop tarihinin en harika ağıtlarından biri olarak parlamaya devam ediyor.


5.02.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


Günlerden yeni bir Pazartesi ve müzik yolculuğumuz devam ediyor. Bugün 5 şarkılık listemizde sevdiğimiz filmlerde kullanılmış ve her çaldığında o filmi aklımıza getiren, fimlerin önüne geçmiş şarkılar listesi yer alıyor. İnsanın keşke hayat sonu iyi biten bir film olsa diyesi geliyor ama hayat gerçekten çok vahşi ve acımasız. Ya da insanlar onu bu hale getiriyor. Belki de hayat tek başına hür bir ağaç gibi yaşayabilme gücüdür. Kim bilir? Hisli bir yazarın dediği gibi "Anlaşılmayı her zaman reddettim. Anlaşılmak kendini satmaktır. Aşık olmak yalnızlıktan usanmaktır; bu yüzden bir korkaklıktır, kendimize ihanettir. Geçmişim, olamadığım her şeydir. Hep uyanmanın sınırındaymışım gibi hissediyorum."

Sözün bittiği yerde müzik başlar diyerek şarkılara geçelim. Müzik ve umut hiç tükenmesin. Hepinize Mutlu Pazartesiler. 

"Drive" Kavinsky - Nightcall



"Call Me By Your Name" The Psychedelic Furs - Love My Way



"Top Gun" Berlin - Take My Breath Away



"Time of the Gypsies" Goran Bregovic - Ederlezi



"Fight Club" Pixies - Where is My Mind



BONUS: "Dönüş" Seha Okuş - Hasretinle Yandı Gönlüm

29.01.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


2018 ölüm mesaisine hızlı başladı. Kazancı Yokuşu'dan aşağı inen freni boşalmış bir kamyon gibi önüne kattığını kervana dahil ediyor. Son kaybettiğimiz müzisyen The Fall grubunun efsane ismi Mark E. Smith. Bugün 5 şarkılık listemizde The Fall şarkıları var.

70 yılların sonlarında punk’la başlayan ve post-punk ekseninden indie’ye evrilen o nefes kesen yılların en önemli şahitlerinden biriydi The Fall grubunun beyni ve tek değişmeyen üyesi arıza kişilik Mark E. Smith. Adını Albert Camus'nun 1956 yılında yayımlanan aynı adlı romanından alan, 1976 yılında Mancherster’da Mark E. Smith ve arkadaşları tarafından kurulan The Fall, punk müziği kuru gürültü söylemlerden soyutlayarak, kendini büyük müzik firmalarının kıskacından kurtarabilmiş, bugün müzikal yolculuğunu devam ettiren onlarca grubu etkilemiş, ama asla onlar kadar dinleyici olmamış ve asla o gruplar kadar albüm satmamış kült bir isimdir. Şayet Manchester Sound denen bir müzik varsa bunda The Fall’ın etkisi çok büyüktür. Mark E. Smith’in şarkı sözleri sosyal gözlemlerin, hayata dair gerçeklerin, içinde boğulduğumuz büyük kent yalnızlığının, sınıfsal adaletsizliğin gözler önüne serildiği kısa hikayelerdir. Elbette bunda Mark E. Smith’in The Fall öncesinde bir liman işçisi olarak hayatını sürdürmesinin etkisi büyüktür. Bilenler bilir The Fall, 2003 tarihinde İstanbul’da da bir konser vermişti. Bir avuç şanslı faninin izlediği o konserde elindeki mikrofonu seyircilere vererek şarkılar beraber söylenmişti. Sanki sahnede giyimi ve tavırlarıyla bir müzik yıldızı değil, kahvede okeye dördüncü olan samimi bir arkadaş vardı.

Müzikal anlamda değişik tatlara kapalı olmayan Mark E. Smith 2007’de Mouse On Mars elemanlarıyla Von Südenfed adıyla bir ortaklık kurmuş, tarz olarak birbiriyle alakasız bu isimler Tromatic Reflexxions isimli çok başarılı bir sentez albüme imza atmışlardı. Albümde, Mark E. Smit'in konuşma ve bağırma arasındaki o nefis aksanı ekmek kadayıfı üzerindeki kaymak gibiydi.
Ne diyelim bir devir daha kapandı, The Fall evreni öksüz kaldı. Güle Güle asi ve huysuz adam Mark E. Smith…

Müziğin ve umudun hiç susmaması dileğiyle hepinize Mutlu Pazartesiler..

Victoria



New Big Prinz



Totally Wired



Eat Y’Self Fitter



How I Wrote Elastic Man



BONUS: Von Südenfed - Wipe That Sound

22.01.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


İnsan olabilmek bambaşka bir olgu. Şans, cesaret istek gerektiren bir olgu, özellikle dünyada başka hiç kimse yokmuş gibi yalnız kalabilme cesaretini gerektiren bir olgu. Bazen hayat ve geçmiş çok ağır gelebiliyor. Bu ağırlığın vermiş olduğu yük gerek ruhsal gerekse fiziksel olarak bazılarımızı çok yıpratıyor. İşte bu ağırlığın altında fazlasıyla ezilmiş birisi de geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz The Cranberries grubunun solisti Dolores O'Riordan. 

Özellikle lise ve üniversite yılları 90'lı yıllara denk gelen bir kuşak için Cranberries müzikal anlamda önemli bir duraktı. Dolores O'Riordan'ın güçlü sesi eşliğinde yankılanan unutulmaz şarkılar. Bugün 5 şarkılık listemizde efsane olmuş beş Cranberries şarkısı var.

Belki de yaşamak ilerlemek değil, geride bırakmak olabilir. Özetle hayat ve insana dair her şey gizemli olmuştur diyerek müziğe ses verelim. Müziğin ve umudun hiç bitmemesi temennisiyle hepinize Mutlu Pazartesiler...

Animal Instinct



Ode To My Family



Dreams



Zombie



Linger

21.01.2018

Cocteau Twins - Treasure


Bugün tozlanmayan albümler köşesinde 1984 yılına giriyoruz. Grubun alımlı ve gizemli bu üçüncü albümü Treasure, 4AD plak şirketi etiketiyle basılmıştır. Mitolojik şarkı isimleri, Elizabeth Fraser'ın büyülü sesi eşliğinde şiir gibi akıp giden bir kayıt.

Hikayenin başına dönersek; Üç farkı insanın İskoçya’da kesişen hayatlarının müziğe yansımış hikayesidir Cocteau Twins. Yerel bir otel’in diskosunda düzenlenen punk gecelerinde DJ’lik yapan Robin Guthrie, onun arkadaşı Will Heggie ve İskoçya’daki sıkıcı hayatın onları buluşturduğu bu mekan da en iyi dans eden kadın Elizabeth Fraser. 1979’da Grangemouth’lu üç yakın arkadaşın kurmuş olduğu grup ismini Simple Minds’ın çok bilinmeyen karanlık bir şarkısından alıyor. Grubun 4AD firması ile temasa geçmesinde çok sevdikleri The Birthday Party'nin etkisi büyüktür. Demo kasetlerini dinleyen 4AD Records’un sahibi Ivo Watts-Russell grubun yaptığı müzik karşısında hissettiği heyecan Cocteau Twins’in albüm kayıtları yapması amacıyla Londra’ya taşınmaları ile sonuçlanmıştır. Çok kısa bir sürede tamamlanan ilk albüm Garlands, minimal gitar dokunuşları eşliğinde ruhani ve koyu bir yolculuğun haberciliğini yapıyordu.

BBC Radio 1’in efsane DJ’i John Peel bu albümü baş tacı etmiş ve programında sık sık çalmıştır. Çıktıkları ilk dönemde Siouxsie And The Banshees benzetmesi yapılan grup kısa zamanda ayrı bir kulvarda olduğunu kanıtlamıştır. 1983 baharında Heggie gruptan ayrıldı (Sonraları Lowlife grubuna katılacaktır). Bu ayrılık sonrasında gruba basçı olarak katılan Simon Raymonde bu süreç içerinde beste ve düzenleme alanında önemli bir yetenek olduğunu bu albüm ile ispat etmiştir.

Cocteau Twins kendi özgün yapısıyla şekillendirdiği müziğini diğer bir kuşağa aktararak Post-punk, New-wave, New-romantics ve Goth gibi müzik tarzlarına çok şeyler kattı. Özellikle 90 yılların başında parlayan shoegaze akımı ve bu akımın önemli grupları olan Slowdive, Lush, My Bloody Valentine, Ride, Curve gibi isimler Cocteau Twins ve onun esrarengiz ambiyant pop müziğine çok şey borçludur. Galaksinin zamanın ötesinden tarifsiz sesler sunan bu eşsiz grubuna hayatınızın belli bir döneminde mutlaka zaman ayırın.


8.01.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


Yeni bir yılın ikinci pazartesinden sevgiler. Koskoca bir yılı daha tarihe gömdük. Geçen bir senede değişen çok şey oldu demek isterdim ama aslında değişen çok birşey yok. Geçen bir senede bir yaş daha büyüdük mesela. Sadece biz mi büyüdük? Hayır. Ekonomi, şehirler, şehirlerin içindeki yalnızlığımız, telefon ekranlarımız da büyüdü. Ama kirli pazarlıkların arasında kalan, savaş coğrafyasındaki çocuklar büyüyemediler mesela. Doğayı biraz daha kendimize küstürdük, dünyayı yaşanmaz bir yer yapmak için bir adım daha attık, betona bir karış daha gömüldük, hayvanları, kadınları, çocukları, insanları öldürmeye devam ettik. Mutluluğun son model cep telefonlarıyla, arabalarla, milyon dolarlık evlerle kısacası parayla alakası olmadığını bu senede öğrenemedik.

Hüzünlü bir abimizin dediği gibi herkesin acısı sevgisi kadarmış diyerek müziğe geçelim. Bugün listemizde tam on şarkı var. 2017 yılında yayınlanan ve benim radarıma takılan yerli ve yabancı 10 albümden sevdiğim şarkılar. Özetle kişisel bir 2017 en iyi albümler listesi aslında. Müziğin ve umudun hiç dinmemesi temennisiyle;

Hepinize Mutlu Pazartesiler...

YABANCI ALBÜMLER

Slowdive - Slowdive




King Gizzard and The Lizard Wizard - Flying Microtonal Banana



Perfume Genius - No Shape



The War On Drugs – A Deeper Understanding



Four Tet - New Energy



Mansiyon ödülleri: Fever Ray, Susanne Sundfør, LCD Soundsystem, Lorde, The National, Beck,  Mac DeMarco

YERLİ ALBÜMLER

Büyük Ev Ablukada - Fırtınayt



Palmiyeler - II (Venus)



Gevende - Kırınardı



Kim Ki O - Zan



Jakuzi - Fantezi Müzik



Mansiyon: Vega, Lara Di Lara, Bubituzak, Ezhel
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...