25.06.2014

On The Bride’s Side


Abdullah, 30 yaşında, Suriye'deki  İç Savaşın kurbanlarından biri. 2013’te yaklaşık 400 kişilik bir grup ile birlikte bir balıkçı teknesinde yola çıkar. Ertesi gün İtalya’nın Lampedusa Adası’na ayak bastığında bu ölümcül yolculuktan sağ kurtulmayı başaran 140 kişiden biri olur. Trapani şehrinde bir mülteci kampına yerleştirilen Abdullah, buradan da kaçarak Milan’a ulaşır ve burada kaderin bir cilvesi olarak mülteci hakları aktivist ve gazeteci olan Gabriele Del Grande ile tanışır.

Abdullah’ın öyküsünü dinleyen Del Grande, genç adamın hedefinin İsveç’e varmak olduğunu öğrenince ona yardım etmek için elinden geleni yapmaya karar verir. İtalyan film yönetmeni Antonio Augugliaro ve Filistinli şair Khaled Soliman Al Nassiry de gazetecinin yakın arkadaşları olarak maceraya dahil olur ve hep birlikte Abdullah’ın Avrupa’da kalabilmesini sağlamanın yollarını aramaya başlarlar ve çok ilginç bir fikir ortaya çıkar: Sınırlardaki kontrol noktalarını bir düğün konvoyu maskesi altında geçmek. Del Grande bu çılgın yolculuk için gerekli lojistik çalışmalara başlarken Augugliaro da bu serüvenin tamamını bir belgesel filme dökmeye karar verir. Projenin ismini bulmak da zor olmaz: On The Bride’s Side yani Gelin Tarafı’nda.

Ortaya çıkan düğün konvoyu çok renkli olur. Abdullah damat olacaktır. 25 yaşındaki Filistinli Tasneem (ki kendisi de Suriye’deki Yarmouk Mülteci Kampı’ndan Avrupa’ya ulaşmayı başarmış) de gelin olmayı kabul eder. İskenderiye’den kalkan bir gemi ile İtalya’ya ulaşmayı başarmış 12 yaşındaki Filistinli Manar ve babası da ‘akraba’ kontenjanından konvoya dahil olur. Gene Yarmouk Kampı’ndan kaçmış olan Mona ve Ahmed çifti de konvoya eklenen son yolcular olurlar.

Niyet elbette çok güzeldir ama tehlikelidir de. Ekibe işin yasal sonuçlarını değerlendirebilecek bir uzman gerekmektedir. Milan Üniversitesi’nde hukuk alanında öğretim görevlisi olan 32 yaşındaki Valeria ekibe davet edildiğinde önce tereddüt eder. İtalyan yasalarında göre kanun dışı mülteci yolculuklarına yardım etmek suçu 15 yıla kadar hapis ile cezalandırılabilir. Fakat riskler Valeria’yı bu maceradan alıkoymaya yetmez.

Toplamda 23 kişilik düğün konvoyu 14 Kasım 2013’te yolculuğuna başlar. Damatlığı, gelinliği, süslenmiş arabaları ve neşeli müzikleri ile gerçeğinden ayırt edilemez bir şenliktir bu. Fransa, Avusturya, İsviçre, Danimarka derken ciddi hiçbir engele uğramadan aşarlar yolları. Gerçek hukuki dokümanların bulunduğu tek araba önlem olarak hep yarım saat öncesinden varır kontrol noktalarına. Gümrük görevlileri ise sadece “Tebrikler” demekle yetinir.

3 günde 2900 km yapan konvoy nihayet Danimarka’ya ulaştığında artık veda vakti gelmiştir. İsveç’e giden bir trene binen mülteciler kameraların da yardımı ile etraftan bir düğün seremonisinin son karesi gibi görünürler. Bu maceraya girişen çılgın grup filmin montajı ve dağıtımı için gerekli 100.000 dolarlık meblağı toplayabilirlerse Eylül 2014’teki Venedik Film Festivali çok ilham verici bir ‘düğün kasetine’ sahne olacak. Şimdilik ihtiyaç olan paranın büyük bir kısmı bağışlar ile toplanmış durumda.

"Sevgi Özpehlivan, Radikal Blog" 

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...