Abdullah, 30 yaşında, Suriye'deki İç Savaşın kurbanlarından biri. 2013’te yaklaşık 400 kişilik bir grup
ile birlikte bir balıkçı teknesinde yola çıkar. Ertesi gün İtalya’nın
Lampedusa Adası’na ayak bastığında bu ölümcül yolculuktan sağ kurtulmayı
başaran 140 kişiden biri olur. Trapani şehrinde bir mülteci kampına
yerleştirilen Abdullah, buradan da kaçarak Milan’a ulaşır ve burada
kaderin bir cilvesi olarak mülteci
hakları aktivist ve gazeteci olan Gabriele Del Grande ile tanışır.
Abdullah’ın öyküsünü dinleyen Del Grande,
genç adamın hedefinin İsveç’e varmak olduğunu öğrenince ona yardım etmek
için elinden geleni yapmaya karar verir. İtalyan film yönetmeni Antonio
Augugliaro ve Filistinli şair Khaled Soliman Al Nassiry de gazetecinin
yakın arkadaşları olarak maceraya dahil olur ve hep birlikte Abdullah’ın
Avrupa’da kalabilmesini sağlamanın yollarını aramaya başlarlar ve çok ilginç bir fikir ortaya
çıkar: Sınırlardaki kontrol noktalarını bir düğün konvoyu maskesi
altında geçmek. Del Grande bu çılgın yolculuk için gerekli lojistik
çalışmalara başlarken Augugliaro da bu serüvenin tamamını bir belgesel
filme dökmeye karar verir. Projenin ismini bulmak da zor olmaz: On The Bride’s Side yani Gelin Tarafı’nda.
Ortaya çıkan düğün konvoyu çok renkli olur. Abdullah damat olacaktır.
25 yaşındaki Filistinli Tasneem (ki kendisi de Suriye’deki Yarmouk
Mülteci Kampı’ndan Avrupa’ya ulaşmayı başarmış) de gelin olmayı kabul
eder. İskenderiye’den kalkan bir gemi ile İtalya’ya ulaşmayı başarmış 12
yaşındaki Filistinli Manar ve babası da ‘akraba’ kontenjanından konvoya
dahil olur. Gene Yarmouk Kampı’ndan kaçmış olan Mona ve Ahmed çifti de
konvoya eklenen son yolcular olurlar.
Niyet elbette çok güzeldir ama tehlikelidir de. Ekibe işin yasal
sonuçlarını değerlendirebilecek bir uzman gerekmektedir. Milan
Üniversitesi’nde hukuk alanında öğretim görevlisi olan 32 yaşındaki
Valeria ekibe davet edildiğinde önce tereddüt eder. İtalyan yasalarında
göre kanun dışı mülteci yolculuklarına yardım etmek suçu 15 yıla kadar
hapis ile cezalandırılabilir. Fakat riskler Valeria’yı bu maceradan
alıkoymaya yetmez.
Toplamda 23 kişilik düğün konvoyu 14 Kasım 2013’te yolculuğuna başlar.
Damatlığı, gelinliği, süslenmiş arabaları ve neşeli müzikleri ile
gerçeğinden ayırt edilemez bir şenliktir bu. Fransa, Avusturya, İsviçre,
Danimarka derken ciddi hiçbir engele uğramadan aşarlar yolları. Gerçek
hukuki dokümanların bulunduğu tek araba önlem olarak hep yarım saat
öncesinden varır kontrol noktalarına. Gümrük görevlileri ise sadece
“Tebrikler” demekle yetinir.
3 günde 2900 km yapan konvoy nihayet Danimarka’ya ulaştığında artık
veda vakti gelmiştir. İsveç’e giden bir trene binen mülteciler
kameraların da yardımı ile etraftan bir düğün seremonisinin son karesi
gibi görünürler. Bu maceraya girişen çılgın grup filmin montajı ve
dağıtımı için gerekli 100.000 dolarlık meblağı toplayabilirlerse Eylül
2014’teki Venedik Film Festivali çok ilham verici bir ‘düğün kasetine’
sahne olacak. Şimdilik ihtiyaç olan paranın büyük bir kısmı bağışlar ile
toplanmış durumda.
"Sevgi Özpehlivan, Radikal Blog"
0 yorum:
Yorum Gönder