Evet zordur kadınları anlamak. Bir kadını sevmekle başlar her şey
ama, bir kadını tanımakla varılır hayatın sırrına. Zor ama keyifli bir
yolcuktur bir kadını tanımak. Dört mevsimi bir yürekte buluştururlar
kadınlar. Zamansız gel-gitleri, korkuları, sevdaları, aşkları, küçük
şımarıklıkları, ufak yalanları, büyük itirafları, çocuk ağızları, sadece
kendi olmaya çalışan, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen kocaman
bir dünya gibidir kadınlar.
Aylar önce Murat Menteş ‘Beyaz Bluzlu Kız’ diye ne güzel bir yazı yazmıştı. Ne diyordu orada;
“Neden böyle oldu? Türkiye’de niçin her yerde erkekler boy gösteriyor?
Hep erkeklerin sesi duyuluyor. Memleketin üç tarafı testosteron
deniziyle çevrili sanki. Burası bir yurt yuva mı, yoksa çakal panayırı
mı? Bir anne tembihine, nine nasihatine, bacı öğüdüne, sevgili ikazına,
bir kadın tebessümüne, jestine, sesine hasret kaldık. Türkiye’nin gök
kubbesinde hoş seda filan yok. Böğürtüler, hırıltılar, zırıltılar
yankılanıyor. Bu artık erkek egemenliğinden öte bir şey. Herif
tahakkümü, hödük tasallutu, hanzo taziri. Kadınların gülümsemediği bir
ülkenin erkekleri cesur olamaz…”
Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüğün bütün maviliklerine…
Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüğün bütün maviliklerine…
0 yorum:
Yorum Gönder