Güzide Kasacı'nın "Daldan dala uçarım, kahkahalar saçarım" sözleri ve kahkalarıyla dolu şarkıyla sahneleri çınlatmasının üzerinden nereden baksan kırk yıl geçmiştir. Sözleri ve bestesi Yesari Asım Arsoy'a ait olan "Benim Adım Çalıkuşu" şarkısı çıktığı dönemde kadınlara uygulanan kahkaha ambargosu yüzünden yeniden hatırlandı. Hatırlanmasında fayda vardı; kahkalarımızı yeniden patlatmak için!
Peki kahkaha sadece bir mutluluk belirtisi midir? Gülmenin insan sağlığına yararından, mesela bir kilo pirzolaya denk gelmesinden söz etmeyeceğim. İşin bu kısmıyla pek ilgilenmiyorum. Gülmenin, kahkaha atmanın çok daha başka bir işlevi var. Bergson'un dediği gibi, "Gülme, her şeyden önce bir düzeltme, bir ıslahtır. Utandırmak için vücut bulması nedeniyle de kendine gülünen kimse üzerinde acı bir etki bırakır." Kısacası, karşımızdakinin kusurlarını gösterdiği için terbiye edicidir. Diğer yandan, kendine gülünmesi endişesiyle küçük düşme, gücünün sarsılması korkusunu da beraberinde getirir. Gülmenin reddedilme korkusuyla da bir ilişkisi var. Sosyal hayatta, kendi eksiklikleriniz çoğu zaman yüzünüze gülerek hatırlatılır. Bugün, belli bir zihniyete sahip insanların kadınların kahkaha atmasını neden tehlikeli bulduklarını anlamak zor değil. Aşağılanmaktan, küçük duruma düşmekten, reddedilmekten, dolayısıyla iktidarının zedelenmesinden korkmak.. Yani asıl mesele erdemli, namuslu kadınlar yaratma arzusu değil. Kendi zayıflıklarının bir kahkahayla yüzlerine vurulmasından korkuyorlar.
Yıllar önce hem kadınlar, hem erkekler şarkılarında kahkalarını atmışlar atacakları kadar. Mesela Emel Sayın "O Dudaklar" şarkısıyla inim inim inletmiş sahneleri. Yasemin Kumral "Bim Bam Bom" da karşısındakileri çatlatmak için atmış kahkahasını. Bitmedi.. Zeki Müren "Kahkahalı Şarkı" sıyla hiç gocunmadan, hatta aynı gevreklik ve genişlik hissiyle, üstelik öteki olmanın bilinciyle atmış kahkahasını. Onların şarkılarında sevgiliye karşı atılmış bir kahkaha varken, Özdemir Erdoğan'ın "Ölü Gözüyle İzlenimler" adlı şarkısında ise kadere ve insanların acımasızlığına karşı geliştirilen acı bir kahkaha söz konusu. Bu kahkaha "susmanın taştığı nokta"dır. Aynı zamanda insanlığı kendine getirme adına atılmış, içinde küçümseme de barındıran bir kahkaha! Bergson'un söylediği gibi "terbiye etme anlayışı" da içeren bir kahkaha.
Gökhan Dabak'ın doksanların sonunda çıkardığı ilk ve tek albümü Reçel'de ise "Sekiz Kahkaha" adlı bir parça var. "Bir at, dört nal, sekiz kahkaha, döner de döner dünya" diye tekrarlayıp duruyor Gökhan Dabak şarkısında. Demem o ki: Dünya dönüyor işte, isteseniz de tersine döndüremezsiniz.
"Deniz Durukan"
Zeki Müren - Kahkahalı Şarkı
0 yorum:
Yorum Gönder