30.01.2015

Calexico - Cumbia De Donde


Gönlümüzde her zaman ayrı bir yeri olan, ismini Meksika sınırında bulunan sembolik bir sınır kasabasından alan Arizona'lı grup Calexico buğulu yol öykülerinin eşliğinde geri dönüyor. Köklerini Tejano ve country müzikten alan grup, çok boyutlu müziği ile her albümünde bizleri heyecanlandırmaya devam ediyor. Edge Of The Sun adını taşıyan yeni albüm 14 Nisan'da çıkıyor. Albümden servis edilen ilk parça “Cumbia De Donde" ismini taşıyor. Bu şarkıya vokalleriyle katkıda bulunan isim ise Granada’lı ünlü kadın şarkıcı Amparo Sanchez.


Yüzyüzeyken Konuşuruz Devam Dedi



Yüzyüzeyken Konuşuruz, geçtiğimiz hafta Facebook aracılığıyla duyurduğu Brezilya dizisi tadındaki dağılma haberinin üstünden kısa bir süre geçmeden, grubun kaldığı yerden yola devam edeceğini açıkladı. Yapılan açıklama ise şu şekilde:

Selam Arkadaşlar;

Geçtiğimiz hafta Yüzyüzeyken Konuşuruz projesini sonlandırdığımıza dair bir açıklama yapmıştık. Yalnız bu açıklama elbette sizler için yeterli olmadı. Kısaca ayrıntıya girecek olursak, bu kararı almamızdaki sebepler aşağıdaki gibiydi.

Evet, bu işin bir esprisi kalmamıştı çünkü tam anlamıyla yakalamak istediğimiz soundu ve sahne performansını elde edememiştik. Sizlerle buluşturmayı hedeflediğimiz soundun üzerinde daha fazla durmamız gerekiyordu. Ancak bazı etkenler buna engel oldu.

Bizimle ilgili ve başka nedenlerden dolayı albüm kayıtlarımıza ve mix-mastering sürecine gerekli özveri ve ciddiyeti gösteremedik. Sizlerle buluşturmaya çalıştığımız albümleri daha içimize sinen bir şekilde sizlere sunamadığımızı ve içimize sinmeyen durumları kendimize itiraf edemeyip bu olumsuzlukları ortadan kaldıramadığımızı fark ettik.

İçimize sinmeyen durumlarla sizlerden gelen ilgiyi bağdaştıramadık, çünkü bu süreçte sürekli özeleştiri yapıyor ve sorunun neden kaynaklandığını arıyorduk. Fakat, yapımcımızla yaptığımız pozitif görüşmeden sonra Yüzyüzeyken Konuşuruz projesini bitirmemizi gerektirecek sorunların tamamı ortadan kalktı. Bu durumda yeni bir proje ya da başka bir grup adıyla devam etmek yerine grup içinde bazı değişikliklere giderek yolumuza devam etme kararı aldık.

Tüm problemlerimizi sıkılmadan dinleyip, çözüme ulaştırma noktasında bizlere yardımcı olan yapımcımız Ahmet Hamdi Güngörmüş’e ve Fono Müzik ailesine teşekkür ediyoruz.Yüzyüzeyken Konuşuruz bundan sonrası için yoluna, Engin Sevik, Can Kalyoncu, aramıza yeni katılan Canberk Ünsal ve Kaan Boşnak’la devam edecektir. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı hepinizden özür dileriz. (Kaan özür dilemiyordu dövdük, artık o da özür diliyor :))

Yüzyüzeyken Konuşuruz Ekibi 


29.01.2015

Çin'de Sahte Banka Yapıldı


Herşeyin sahtesini yapmak gibi büyük bir yeteneğe sahip Çinliler bu kez bir bankanın sahtesini yaptı. Evet yanlış okumadınız bir banka. BBC'nin haberine göre Çin'de sahte bir banka, yüksek faiz vaadiyle mevduat sahiplerini 200 milyon yuan (yaklaşık 32 milyon dolar) dolandırdı. Ülkenin doğusundaki Nanjing kentinde, üniformalı çalışanları ve iç dekoruyla devlet bankalarına tıpatıp benzeyen sahte bankaya yaklaşık 200 kişi para yatırdı. Olay, faizini alamayınca kuşkulanan işadamının, ana parayı da çekemeyince polise gitmesi üzerine ortaya çıktı. Polis soruşturmasında, ofisin banka olarak çalışma izni bulunmayan bir taşra kooperatifine ait olduğu anlaşıldı. Sahte bankanın uzun süre yetkililer tarafından farkedilmeden çalışması, Çin'de sosyal medyada da tartışma konusu oldu.


Cici Kızlar - Para Para Para

Tadını Çıkarın


İçki için,
Sarhoş olun,
Küfredin,
Sevişirken gürültü yapın,
Çığlık atın,
Kimyasallardan uzak durun,
Muslukları açın,
Gece uyumayın,
Sebepsiz öpüşün,
Ağlayın,
Ağlatmayın,
Yalan söylemeyin,
Başkaldırın,
İsyan edin,
Mum yakın,
Şarabı şişeden,
Sigarayı filtresizinden için,
Jim Morrison dinleyin,
Olmadı Tom Waits,
Kedileri okşayın,
Birbirinizi okşayın.
Beraber duş alın,
Evde çıplak gezin,
İnsanları takmayın,

Tadını çıkarın.

"Bukowski"

Tom Waits - Telephone Call From Istanbul

28.01.2015

A Girl Walks Home Alone At Night


Sinema adına en keyifli ve doyurucu festivallerden biri olan 14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali 12-22 Şubat tarihleri arasında İstanbul'da sinema yolculuğuna başlıyor. Ayrıca festival'den seçilen bazı filmlerin 26 Şubat-1 Mart 2015 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir'de gösterileceğini hatırlatalım.

Bu senenin merakla beklenen filmlerinden bir tanesi "A Girl Walks Home Alone at Night". İran sinemasının ilk vampir filmi olarak lanse edilen yapım, gösterildiği festivallerde büyük övgüler almış. Kısa filmleriyle pek çok ödül kazanmış İranlı kadın yönetmen Ana Lily Amirpour'un ilk uzun metrajlı bu filmi, İran'daki Bad City adlı bir hayalet kasabada geçiyor. Ölümsüzlüğün keyfini ya da lanetini yaşayan bir kız, kasvetli sokaklar, av ve avcı. Filme çok şey katan siyah-beyaz görüntüler, filme cuk diye oturan müzikler, tuhaf bir aşk, dispotik bir David Lynch dünyasının tasviri. Eleştirmenler tarafından tarzıyla Jean Cocteau, Luis Bunuel gibi yönetmenlerin filmleriyle, konusuyla da kült İsveç vampir filmi "Gir Kanıma"yla karşılaştırılıyor. Ne diyelim bu filmin vampir sinemasına taze bir soluk getireceği aşikar. Merakla bekliyoruz...


Orhan Veli’nin Kayıp Şiiri


Varlık Dergisi'nin Ocak sayısında Efdal Sevinçli, “Edebiyatımızda saklanan belgeler, bilgiler” köşesinde Orhan Veli Kanık'ın hiçbir kitabında yer almayan “Ölümüm” adlı şiirini paylaştı. İşte o şiir:

O sabah alnımda iki ter damlası konuşacak
Yorgun olarak öldüğüme dair
Benim Yeni Sabah’ı bir başkasına verecek gazeteci Yusuf
İskele kahvesinde çayım soğuyacak
İlk vapur yolcuları arasında olmadığımın farkında bile olmıyacaklar
Lâz müezzin hakkımda salâ verecek
İmam bildiğini okuyacak
Bozuk düzen makamından
Hiç Çamlıca kuşbaşı kar yağarken ölünür mü diyen
Yarıdan fazlası abdestsiz cemaatim olacak
Ve hepsi de
İyi biliriz diye yalan söyliyecekler
Ertesi sabah Cumhuriyet’te sülâlem sayılacak
Müessif bir irtihal denmiyecek
Ve nihayet
Başı boş hayatım gibi
Başı boş mezarım da taşsız kalacak...


Milli Vanilli Skandalı


Bugün müzik yolculuğumuzda 80'li yılların sonuna gidiyoruz. Buğday tenli, cool bakışlı Fab Morvan ve Rob Pilatus ikisinden oluşan Alman grup Milli Vanilli 80'lerin sonunda müzik piyasasını adeta salladı. 1988 ve 1989 yıllarında çıkardıkları iki albüm onları süperstar sınıfına sokmuştu. Plakları inanılmaz sattı ve Grammy ödülü kazandılar. Para, şan, şöhret, uyuşturucu, kadınlar ve medyanın itici gücü. Müzik piyasası yeni oyuncaklarını bulmuştu.

Gelelim bu ikilinin neden olduğu yüzyılın en büyük müzik sahtekarlığı olarak anılan olaya. Grammy ödülü alan grubun, MTV tarafından kaydedilen bir konser sırasında teyp takılınca playback yaptıkları ve bunun da ötesinde şarkılarını kendilerinin söylemedikleri anlaşılmıştır. Olay sonrasında bir basın toplantısı yapan grup, sadece görüntüden ibaret olduklarını açıkladılar. Onları yücelten, tıpkı günümüzde olduğu gibi açı kurtlar misali her zaman av arayan medya ikiliyi nasıl göklere çıkardıysa bir anda yerin dibine batırdı. Grammy ödülleri ellerinden alındı.

Bu olay ikilinin sonu olacaktı. Rob Pilatus 1998 yılında aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Fab Morvan tek tabanca birkaç solo deneme yaptı ama fazla ses getirmedi. Yıllar sonra Fab Morgan ile yapılan bir röportajda şöyle diyecekti: "Evet, biz o zamanlar kendi sesimizi kullanmadık, ama şimdi stüdyoya girenler tamamen bilgisayar teknolojisi ile seslerini düzeltiyorlar. Şimdi onlar doğru yapıyor, biz mi yanlış yaptık."



27.01.2015

Caribou'dan 1000 Şarkı


2014 yılının en güzel albümlerinden birine imza atan Kanadalı prodüktör Dan Snaith ya da namı diğer Caribou, “The Longest Playlist” ismiyle kendisi için önemli 1000 şarkıyı derledi. Liste müzik tarihinde bir zaman yolculuğu tadında ve boş yok dedirten cinsten. Bu listede bizim coğrafyadan Barış Manço, Erkin Koray, Selda Bağcan, Hüsnü Özkartal Orkestrası ve Bülent Ortaçgil bulunuyor. Listenin tamamı için sizi şöyle alalım.



26.01.2015

En Güzel Sinema Salonları


Bir işe yarayan sinema salonları sadece eski sinema salonları. Işıklar söndüğünde insanın kalp atışlarının hızlanmasına yol açan dev salonlardı. Muhteşemdiler, gerçek sinema salonları onlardı. Yüksek tavanları, sütunları, yıpranmış halıları ve balkonlarıyla kiliselere benzerlerdi. O salonlar, sinemaya gitmenin hala dini bir deneyim, sıradan ama kutsal bir eylem olduğu dönemlerde inşa edilmişti. Çoğunu yıkıp yerlerine banka, süpermarket veya alışveriş merkezi diktiler. Artık filmlerden önce o baş dönmesi hissedilmiyor, kimse kendini sinemada yalnız hissetmiyor. Kutsallığın sona erişi, sonunda filmleri de etkiledi. Büyük sinema salonları yıkılıp iğrenç alışveriş merkezleri dikildi, binaların işlevselliklerine övgüler düzüldü. İnsanın oturma odası, sonu gelmeyen sıralarına oturulan sinema salonlarıyla aynı değildir. Ama dikkatli bakıldığında, insanın oturma odasının, eski sinema salonlarına, yeni sinema salonlarından çok daha yakın olduğu görülür. Her şey yolunda giderse -ne yazık ki bazen gitmez- insan, kutsallığı yeniden keşfeder. Başını koltuğa yaslar, gözlerini açar ve izler.

"Roberto Bolano"  

İşte Gezegenin çeşitli şehirlerinden rüya gibi sinema salonları....












Dinamo Mesken



Türkiye futbol tarihinde adından dolayı kapatılmış yegane kulüp olan Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü, namıdiğer Dinamo Mesken'in hikayesinin izini süren sergi 27 Ocak-14 Mart 2015 tarihleri arasında Salt Ulus'ta... 

Dinamo Mesken, adını, 1970'li yıllarda Sovyetler Birliği ve Avrupa'da şampiyonluğa ulaşan Dinamo Kiev'den alır. Bu, 12 Eylül Darbesi'nin ardından "milli değerlere açıktan bir saldırı" olarak gösterilir; kulüp kapatılarak yönetici ve futbolcularından bazıları gözaltına alınır, işkenceye uğrar, yargılanır ve çeşitli cezalara çarptırılır. 

1970'lerin sonu ve 80'lerin başında ülkenin siyasi gündemi, taraftarlarının desteğiyle ayakta kalmayı başaran Dinamo Mesken'i de olumsuz yönde etkiledi. Takımın her deplasmanı olaylı geçti; 1976'da Kemalpaşaspor'la yapılan bir maçta futbolcu ve taraftarlar "Moskova dışarı!" sloganlarıyla ıslıklandı; kulüp binası polis baskınına uğradı. Emniyet'in bilgisi ve izni dâhilinde kulüp için toplanan para, 12 Eylül Darbesi'nin ardından "haraç" olarak nitelendi; bazı yönetici ve futbolcular yargılanarak suçlu bulundu. Kulübün federeliği iptal edildi.

2008'de Meskenspor adıyla yeniden kurulan kulüp, hâlen aktif olarak faaliyet göstermektedir.

Daha fazla bilgi için  http://saltonline.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz..

Fotoğraf: Cemal Karadağ (1976)


David Baddiel, Frank Skinner, Lightning Seeds - Three Lions

Ölüm Anım


Her insan mutlu olamaz. Çünkü; gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü. Her insan mutlu olamaz. Çünkü; gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecek olanları...

Yukarıdaki fotoğraf Mısır'da çekildi. Eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrildiği eylemlerin dördüncü yıl dönümünün bir gün öncesinde Kahire'de Sosyalist Halk İttifakı Partisi yanlısı bir grubun düzenlediği yürüyüşte Şeyma Es-Sabba isimli 34 yaşındaki bir kadın vurularak öldürüldü. Bu fotoğraf o kadının hayata veda etmeden önceki son karesi. Ölümün o soğuk nefesi ve sadece özgürlük isteyen bir kadının acı vedası. Gözyaşı coğrafyasının hiç bitmeyen çilesi.. Son söz Edip Cansever ustadan gelsin:

"Sıkıntı var, boğuntu var, tedirginlik var, çirkinlik, yalan, her şey var. Ama hep umut var her şeyin içinde. Kısacası, yaşamanın gereği, umutlu olmak zorunda insan."

Hey Hey Taksi


Mike Harvey, Galler'de bir taksici. Her taksicinin işi gereği binbir çeşit insanla karşılaştığını biliriz. İşte Mike Harvey, karşılaştığı insanların profillerini fotoğraf karelerine aktarmış. Ortaya gündelik hayatın karmaşası içinde sürüklenen insanların fotoğrafları çıkmış. Taksicinin resmi internet sitesi için sizi şöyle alalım.














23.01.2015

Yüzyüzeyken Konuşuruz Dağıldı


Son dönemin alternatif müziğin en popüler ekiplerindenYüzyüzeyken Konuşuruz ani bir kararla dağıldığını açıkladı. Dün gece Facebook ve Twitter üzerinden yapılan duyuru grubun hayranları tarafından büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Kaan Boşnak tarafından yapılan açıklamaya göre dağılma sebebi olarak "artık bir havanın kalmamış olması ve bu projenin abartılmış bir proje olmasından bahsedildi."



İstanbul ve Zildjian marka ziller


Damien Chazelle’in Sundance’te ödül kazandıktan sonra Cannes’da da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterilen son yılların en çok konuşulan filmi Whiplash, son olarak 2015 yılının Oscar Adayları arasında 'Yılın En İyi Filmi' de dahil 5 kategoride aday gösterildi. Filmle ilgili dikkat çeken ayrıntılardan biri filmde kulanılan İstanbul ve Zildjian marka ziller. Radikal konuyla ilgili kısa bir haber hazırlamış. İşte bu zillerin tarihçesi...

"Dünyanın en iyi davul zillerinin İstanbul’dan çıkma, ABD’de doğma olduğunu biliyor muydunuz? Dünyaca ünlü rock yıldızları, jazz müzisyenleri ve popçuların konserlerinde İstanbul ve Zildjian (Zilciyan) marka zillerin kullanıldığını görebilirsiniz. Zillerin tarihi ise Osmanlı’ya dek uzanıyor. Her şey, İstanbul'da yaşayan Avendis adlı bir ustasının 1623 yılında geliştirdiği zillerle başladı. Bu zillerin tınısı öyle güzel öyle etkileyiciydi ki, zillerin ünü kısa zamanda saraya kadar ulaştı. Osmanlı sultanları ve vezirlerin zillerin ününü duymasının ardından, Avendis'e o zamanın meslek loncaları tarafından 'zilciyan' ünvanı verildi. Zilciyan soyadını alan Avendis’in torunlarının torunları bugün ABD’deki atölyelerde İstanbul ve Zilciyan marka zilleri üretiyor ve tüm dünyaya ihraç ediyor."

Whiplash - Caravan

PRIMAVERA SOUND 2015


25-31 Mayıs tarihleri arasında Barcelona'da gerçekleşecek Primavera Sound 2015 kadrosu açıklandı. Adeta yıldızlar geçidi olan kadroya bakıp bakıp sadece iç geçiriyoruz. Ne mutlu bu festivale katılacaklara diyerek festival için hazırlanan tanıtım filmine göz atıyoruz..


Cuma Şarkıları


Haftanın son iş gününde her telden enerjisi yüksek Cuma şarkıları. Seç, beğen, al... Ve tarihin cevap bulamadığı soru: "En iyi turşu limonla mı, sirkeyle mi yapılır?"


- The Cure "Friday I'm in Love"
- The Black Keys "Gold On The Ceiling"
- The Human League "Do Or Die"
- Steve Hurley "Jack Your Body"
- Yazoo "Don't Go"
- Rick James "Super Freak"
- Beastie Boys "Body Movin"
- Golden Silvers "True Romance"
- Infinity Ink "Infinity"
- Kisses "Midnight Lover"
- 17 Hippies "Biese Bouwe"
- Rüya Çağla "Odana Serdim Hali"
- Tarkan "Çok Ararsın Beni"
- Bunalım "Hele Hele Gel"
- Özdemir Erdoğan "Gurbet"
- Black Machine "How Gee"
- Russkaja "Dope Shit"
- Green Go "Put Your Specs Boy"
- Nekropsi "Papa"
- Blur "Clover Over Dover"
- Geneva Jacuzzi "The Walk"
- Das Pop "Fool For Love"
- James "Dreaming Up Tomorrow"
- Liquid Liquid "Optimo"
- Kulna Sawa "Wayn A Ramallah"

Özdemir Erdoğan - Gurbet

22.01.2015

Sonsuz Günbatımı


"Ah ne denli dingin ve gururla geçiyordu
garip bir su akıntısı gibi
bu terk edilmiş sessiz Cumalarda
bu sıkıntılı evlerde
benim yaşamım
aaah ne denli dingin ve gururla geçiyordu..."

Furuğ Ferruhzad'ın şiir kitabı 'Sonsuz Günbatımı', 1989 yılında Ada Yayınları tarafından yayımlandı. 1600 adet basılmış ve tümü numaralandırılmış bu kitabın kapağında Furuğ'un siyah beyaz bir fotoğrafı yer alıyordu. Fotoğraf grenliydi yine de şairin büyük güzel gözleri, kalın dudakları, başını hafifçe sol omzuna doğru eğerek takındığı tebessüm insanı hemen çarpıyordu....

Galaxie 500 - Oblivious

Kör Agop


Agop İnciyan, Kumkapılı balıkçı ve meyhaneci. Kör Agop, balıktan döner dönmez her akşam soluğu meyhanelerde alması ve artık buna para yetiştirememesi nedeniyle 1938'de teknesinin yanı başında kendi meyhanesini açtı. Buzdolabı falan olmadığı için kıyıda küçük bir havuz yapar, içine buz, balık, domates, rakı, ne bulursa atardı. 50'li yıllarda sahil yoluna asfalt dökülünce, Kumkapı'da onca dükkan değiştirdikten sonra bugün hala yerinde olan mekanına geçti. 69 yaşında ölümünden sonra mekanın başına kendi gibi meyhaneci olmasın diye Fransa'ya okumaya gönderdiği oğlu Hayko geçti. 1994'de bayrak eşi Silva İnciyan ve oğlu Daniel İnciyan'a geçti. Bu meyhanenin başlıca özelliği, erkeklerin tekelinde olan meyhane kültürüne kadınları da katmış olmasıydı. Kör Agop'un masalarından kimler geçmedi ki; Yaşar Kemal, Zeki Müren, İslam Çupi, Ali Şen, Müzeyyen Senar ilk akla gelen isimlerdi...

Ne diyordu Yaşar Kemal 'Deniz Küstü' romanında "Kör Agop, bu dünyaya şu pezevenklere salt balık pişirmeye, içki sunmaya gelmemiştir. O sohbete, sıcaklığa, dostluğa gelmiştir. Eğerkim dostluk yoksa, çekiver şu dünyanın kuyruğunu gitsin..."

"Rakı Ansiklopedisi"


Zeki Müren - Yaralı Gönül

21.01.2015

20 Dolarla Interstellar Filmini Çekmek


Ünlü yönetmen Christopher Nolan'ın 2014 yılına damgasını vuran 5 dalda Oscar adayı Interstellar filmi beyin hücrelerimizi yakarak, 'Ulan burada ne oluyor Hacı' diyerek fizik bölümünde okuyan arkadaşları aramamıza vesile olmuştu. Fimden çok etkilenen Chandler Perry isimli bir dünya vatandaşı 20 dolar gibi bir bütçeyle kendince 'Interstellar: The Journey of Your Lifetimes' ismiyle filmi yeniden çekmiş. Filmin yol, yemek ve sigorta hariç maliyet listesi ise şu şekilde...

- Tavalar 2 dolar
- Elektrik bandı 3 dolar
- Boyalar 3 dolar
- Kutular 1,5 dolar
- Eldiven 5 dolar
- Klavye 1,5 dolar
- Mısır 1.5 dolar
- Plastik kase 1 dolar
- Meyveler 2.75 dolar


İşte o film:

Black Sabbath - Paranoid


Bugün tozlanmayan albümler köşemizde Black Sabbath grubunun 1970 tarihli 'Paranoid' albümüne göz atıyoruz. Birmingham'lı Black Sabbath heavy metal tarzındaki kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerini 13. Cuma Şubat 1970'de yayınladı. Albüm İngiltere listelerinde 8 numaraya kadar çıktı ve 5 ay boyunca listelerde kaldı. Bütün bunlara rağmen albüm İngiltere'de kaşların çatılmasına ve çok sert eleştirilere maruz kaldı. 

Birmingham'lı dörtlünün ikinci albümleri Paranoid aynı yılın ekim ayında çıktı. Başlangıçta albümün isminin 'War Pigs' olması planlanıyordu. Fakat plak şirketi albümün isminin 'Paranoid' olarak değiştirilmesini istedi. Albümün gaz şarkılarında biri olan Paranoid firmanın single olabilecek nitelikte bir şarkı istemesi üzerine son anda stüdyoda yazılmış ve tek seferde kaydetmiştir. Albüm muazzam bir protest şarkı örneği olan ve müthiş bir introyla açılan War Pigs şarkısıyle açılıyordu. Şarkı ABD hükümetinin kanlı Vietnam seferine karşı bir tepki niteliğindeydi. Bu şarkıda Sabbath'ı Sabbath yapan herşey vardı; Ozzy Osbourne'ün ürkütücü çığlıkları, kıvrak davul vuruşları, vurucu şarkı sözleri ve gitarın babası Tony Lommi'nin ağırlığı. Albüme ismini veren 'Paranoid' çok üstün körü kaydedilmesine rağmen erken-punk döneminin haberciliğini yapıyordu. 'Planet Caravan' ruhani bir balat'ın tanımı gibidir. 'Iron Man' grunge ruhu ile 90'ların kasvetli Seattle bölgesine selam çakar. Albümün diğer dört şarkısı diğerlerine oranla daha az bilinse de etkisi yine yıkıcıdır. 


Albüm grubun Amerika'da patlama yapmasını sağladı ve Amerika listelerinde 12 numaraya kadar çıktı. Punk'dan grunge giden bu uzun müzik yolculuğunda Paranoid hep bir köşe taşı olarak yerini sağlamlaştırdı.


Black Sabbath - War Pigs

Mary Ellen Mark


Bugün hayata dair fotoğrafların arkasındaki ismimiz Mary Ellen Mark. Sanatçının 1983 yılına ait olan çalışması "The Homeless Kids of Seattle' ismini taşıyor. Çocuk ve evsiz olmanın fotoğraflara yansıyan hali.






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...