19.09.2015

Müzik



Müziğin kökenleri geçmişin hayli derinliklerinde yatar. Kök salmış yüzyıllık bir çınar gibidir. Müzik bu anlamda ölçüden doğar ve o büyük birlik içinde kök salar. Büyük birlik iki kutbu, iki kutup da karanlık ve aydınlığın gücünü doğurur.

Dünyada dirlik düzenlik egemense, tüm nesneler dinginliğini koruyor ve tüm insanlar davranışlarında baştakilerin sözünden çıkmıyorsa, ancak o zaman müzik kusursuz nitelik kazanır. Hırs ve tutkular yanlış yollar izlemedi mi, ancak o zaman müzik mükemmelliğe kavuşur. Mükemmel müzik belli bir kaynaktan fışkırır, dengeden doğar. Bu yüzdendir ki, ancak dünyanın anlamını bilip kavramış biriyle müzik üzerinde konuşulabilir. Müzik gökle yer arasındaki ahenge, karanlıkla aydınlık arasındaki uyuma dayanır.

Çöküş sürecini yaşayan devletler ve helak duruma düşmüş insanlar da müzikten kuşkusuz yoksun değildir; ama onların müziği neşe içermez. Bu yüzden müzik ne denli gürültülüyse, insanlar o denli melankolik, ülkeyi bekleyen tehlike o denli büyük, ülkenin başındaki hükümdarın içine yuvarlanacağı uçurum o denli derindir. Böyle onunca müziğin özü de yitip gider. Bu yüzden düzen içindeki bir çağın müziği dingin ve şen, yönetimi uyum içindedir. Huzurdan yoksun bir çağın müziği telaşlı ve vahşi, yönetimi ise eğri yoldadır. Yıkılmakta olan bir müziği duygusallık ve hüzün doludur.


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...