Albert Camus Pazar günü için "Çalışan yoksul bir adam için pazar gününün ne demek olduğunu bilirim.
Özellikle de pazar akşamlarının ne demek olduğunu bilirim ve bildiğime
bir anlam ve biçim verebilseydim, yoksul bir pazar gününden bir insanlık
anıtı yapabilirdim" der.
Pazar, çoğu zaman huzurdur... Çay ve taze ekmektir... Uzun süren
yatak keyfidir... Sarılmaktır. Zamanın yavaş aktığı an'dır. Kitap okumaktır. Köprüden son çıkıştır. Samimi olmak gerekirse çocukluğumun Pazar'ları dışındaki Pazar'ları çok sevemedim. Morrissey'in dediği gibi; Sanırsın her gün Pazar, Her gün sessiz ve her gün gri. Oysa bizim kuşağın çocukluğunun pazarları tek kanallı televizyonda Barış Manço ile başlardı. Elbette bir de Hikmet Şimsek yönetiminde Pazar Konseri vardı. Ama Pazar demek bizim için sokak demekti. Kendimizi sokağa attığımız ve hava kararırken eve girdiğimiz hakiki çocukluğumuz. Bizimkiler dizisi, Parliament Sinema Kulübü ve elbette hiç sevmediğimiz o pazar banyosu.
Bugün Pazar. Cumartesiden sonra, pazartesiden hemen önce, arafta olmak misali grinin tam ortasında...Umarım bu pazar geleceğimiz için huzurlu bir pazar olur...
Erol Evgin - Çocuklar Çocuklarımız
0 yorum:
Yorum Gönder