14.03.2014

Çölde Blues: Tinariwen


Postkolik dergisinin Mart sayısı için yazdım.



Çölü kendilerine yurt edinmiş, çölün mavi insanları Tuaregler. Birçok insan onları ilk defa Bernardo Bertolucci’nin ‘Çölde Çay’ filminde görmüştür. Tarih sayfalarında sekizinci yüzyıl başlarında kuzeye göç edip Sahra çölüne yerleştikleri yazılır. Tuaregler veya kendilerine taktıkları isim olan Kel Tamaşekler ve onların içinden çıkmış Tinariwen grubu.

Tinariwen Çölden çıkıp, tüm dünyaya ulaşmış bir mucize. Mali’nin en kuzey tarafında yer alan bir bölgeden çıkan Tinariwen, 70’li yılların sonunda kendi yöresel enstrümanları ile gitarı güzel bir sentez içinde eritmeyi başardı. Grubun kurucusu İbrahim Ag Alhabib, içindeki müzik tutkusunu kendi tabiriyle Bob Marley, Jimi Hendrix, James Brown, John Lee Hooker gibi isimlere borçlu. Çöle ulaşan bu sanatçıların kasetleri sayesinde 1979 yılında Tinariwen grubunun temelleri atılmış oluyordu. 



Savaş ve Müzik

Bu dönemde Tuaregler, Mali hükümetine karşı bir ayaklanma başlattı. Tuareglerin özgürlük savaşına destek veren Albay Kaddafi’nin Libya’daki askeri kamplarına birçok Tuareg katıldı. Bu özgürlük ayaklanması içerisinde yer almak isteyen grup üyeleri de bu kamptaydı. Burada Abdallah adlı bir gitaristi aralarına kabul ettiler. Böylece 1985 yılında bir askeri kampta Tinariwen resmen kurulmuş oldu. Grubun ismi yerel dilde çölün çoğul halini ifade ediyor. Tıpkı yapmak istedikleri müzik gibi. Abdallah’ın gruba katılması bir dönüm noktası olacaktı. Bu sayede grup, Mali’li Blues efsanesi, Afrika’nın John Lee Hooker’ı olarak anılan Ali Farka Touré’nin müziğiyle tanışacak ve bu büyüleyici çöl blues melodileri grubun gelensek müzikleri arasında bir köprü vazifesi görecekti. Bu dönem bir yanda silah, bir yanda gitar ikilemi arasında geçti. 1990 yılında başlayan Tuareg ayaklanması ile grup hem savaştı, hem de isyancılara müzik yaptı. Birkaç yıl sonra gelen barış ortamı sonrası insanlar yurtlarına tekrar döndüler.

 
Dünyaya açılmak

1999 yılında Mali’yi ziyaret eden Fransız dünya müziği grubu Lo’jo, Tinariwen ile tanışma fırsatı buldu ve böylece uzun yıllar sürecek bir dostluğun temelleri atılmış oldu. Bu tanışma sayesinde Tinariwen, Fransa’da bir festivale katılmak için davet aldı. İlk defa yabancı bir topluluk önünde verilen bu konserde, seyirciden alınan tepkiler çok güzeldi. Bu süreç grubun ilk albüme giden yolu açmış oldu. Mali’de yerel bir radyo istasyonunda kaydedilen ‘The Radio Tisdas Sessions’ albümü olumlu övgüler aldı. Hatta albüm daha geniş kitlelere ulaşması amacıyla 2002 yılında tekrar basıldı. Bu başarı onların Avrupa’da birçok festivale davet edilmelerini sağladı. Artık Tinariwen dünyanın tanıdığı bir grup olma yolunda hızla ilerliyordu. Üç yıl sonra grup Gezgin anlamına gelen ikinci albümleri ‘Amassakoul’Bamaku’yu kaydettiler. Albüm tıpkı ismi gibi sürekli seyahat halinde olan grubun yaşantısını özetler nitelikteydi. 



Yeni albüm Emmaar

Birbirini takip eden albümler, konserler serisi ve 2012 yılında kazanılan Grammy ödülü sonrasında, grup geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde yeni albüm ‘Emmaar’ı çıkardı. 11 şarkıdan oluşan albüm aynı kimyayı içeriyor; çöl blues, rock’n roll’u ruhu ve Tuareg gelenekleri. Albümün yapım sürecinde dikkat çeken bir diğer unsur olarak ‘Emmaar’ grubun yaşadığı topraklardan çok uzakta kaydedilmesi. Albüm Kaliforniya Mojave çölü yakınlarındaki  Joshua Tree Ulusal Parkı’nda kaydedilmiş. Elbette burası Sahra Çölü’nün yerini tutmuyor ama yine albümde havada uçuşan kum fırtınalarını hissediyorsunuz. Ayrıca Red Hot Chili Peppers gitaristi Josh Klinghoffer’ın bu albüme vermiş olduğu desteği unutmayalım. İki yıl önce ülkemizi de ziyaret eden grubun konseri izleyen insanları büyülediğini tekrar hatırlatalım. Tinariwen, doğru müziğin gökyüzünü aşarak insanlara ulaşmasında evrensel bir gösterge olmuştur. Çünkü kimi zaman siyasetin, liderlerin, hükümetlerin, silahlarının yapamadığı çoğu şeyi ufak bir nota yapabilir.


Tinariwen - Toumast Tincha

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...