Ayrıca, dostlarım, hep halkınızın ve ülkenizin başına çullanan hain acılardan ve hain yazgılardan bağıra çağıra yakındığınızı işitiyorum. Bu acılara da biraz kuşkuyla bakarsam, bağışlayın beni genç dostlarım! Sen ve sen ve sen oradaki, siz hepiniz, halkınız uğruna mı acı çekiyorsunuz? Nerede peki bu vatan, nerede onun başı, nerede kalbi? Nereden başlayacaksınız onun bakımına, onun tedavisine, nereden? Daha dün kraldı, dün imparotorluktu sizi tasalandıran, sizin kendisiyle gurulandığınız, kendisine kutsal gözüyle baktığınız. Peki, bugün nereye gitti hepsi? Demek çektiğiniz acıların nedeni imparator değilmiş; yoksa ortada bir imparatorun bulunmadığı şu sıra niçin acılar hâla eski şiddetini korusun? Ordu da değilmiş nedeni, deniz filosu da değilmiş, falan ya da filan yerler ve ganimetler de değilmiş, şimdi görüyorsunuz bunu. Peki ama, hâlâ acılar içinde kıvranıyorsanız, ne diye yine vatandan, ulustan, buna benzer yüce ve saygın şeylerden söz açıyorsunuz hemen? Öyle şeyler ki, konuşulması kolay; çokluk hiç beklenmedik anda uçup gider yine hepsi, var olmaktan çıkar. Kimdir şu halk dediğiniz? Meydandaki konuşmacı mı, yoksa onu dinleyenler mi? Onun söylediklerini doğru bulup onaylayanlarmı, yoksa ona tükürüp geçenler, sopalarını kaldırıp ona doğru sallyanlar mı? Karşıdan gelen silah seslerini duyuyor musunuz? Nerede halk, sizin halkınız, hangi tarafta? Ateş edenler mi, yoksa ateş edilenler mi halkınız? Saldıranlar mı, yoksa saldıranlar mı? Diyeceğim, hep böyle iri laflar edildi mi, insanların birbirini anlaması zordur, hele kendini anlaması daha da zor. Madem ki, şimdi sen ve sen oradaki, acı çekiyorsunuz, bedeninizde yada ruhunuzda bir rahatsızlık duyuyorsunuz, korku hissediyor, tehlike sezinliyorsunuz, neden peki, şakadan da olsa, meraktan, hayırlı ve sağlıklı bir meraktan da olsa, neden bir kez de soruyu başka türlü sorayım demiyorsunuz? Neden bir kez de, acaba acı sizin kendi içinizde mi yuvalanmıştır, araştırmaya kalkmıyorsunuz?
1 yorum:
...Semâvi kitapların emri: "Öldürmeyeceksin." Hıristiyan Avrupa, en sefil çıkarları için dünyanın bütün Mandarenlerini öldürdü ve öldürmeye hazır. Goethe, "Ya örs olacaksın, ya çekiç." diyor. Şark, Sâdi'den Gandhi'ye kadar aksi kanaatte:"Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanın akıtmaya değmez." Kim haklı?
Bu Ülke, Cemil Meriç.
Yorum Gönder