BirinciBlog, değerli kardeşim Emrah Gürkan başkanlığında hazırlanan ve benimde kuruluş aşamasında yer aldığım ve halen yazar ekibinde bulunduğum Türkiye'nin en iddialı blog projesi. Ekibimizin daha doğrusu Emrah başkanın son maritesi ise Postkolik dergisi. Bir anlamda bu dergi BirinciBlog'un yazılı hale dökülmüş bir özeti. Postkolik hakkında Emrah Başkan filhakikat sitesi ile bir söyleşi yapmış. Buyrun okuyalım:
Postkolik, bir şehir kültürü dergisi. İlk sayısını bu ay
yayınladı. Derginin içeriğini internet sitesinden okuyabiliyorsunuz.
Ayrıca bu dergi yaklaşık 500 noktada ücretsiz olarak dağıtılıyor.
Doyurucu içerikli blogları merak ediyorsanız, harika görseller ve
orjinal işlerden hoşlanıyorsanız Postkolik’i takipe alın.
İlk sayısını bir kaç gün önce çıkaran dergiyle ilgili sorularımı Emrah Gürkan’a sordum.
Seni, Birinciblog’dan tanıyoruz. Şimdi de Postkolik ile karşımızdasın. Postkolik fikri nasıl doğdu?
Birinciblog’u 15 kişilik bir ekiple yola çıkarak, geçtiğimiz
nisan ayında kurduk. Zamanla ekip genişledi ve sayımız 18’e çıktı.
BirinciBlog’u kurarken hedefimiz son derece güncel bir blog yaratmaktı.
Kısa sürede bunu da başardığımızı düşünüyorum. Henüz bir yılımızı dahi
doldurmadan 1200’ün üzerinde yazı kaleme aldık. Türkiye’de bu kadar
verimli olan çok az blog var. Takipçi sayımız aylık 60 bini geçti.
Okuyucularımızla son derece güzel bir iletişimimiz var. BirinciBlog’un
bir dergisinin olması aslında uzun zamandır kafamızdaydı. 1 Şubat
itibariyle de Postkolik’i çıkarmaya başladık.
Postkolik’i de aynı ekip mi hazırlıyor?
Evet, ama içeriğimiz BirinciBlog’tan bağımsız. Postkolik’i
bir kağıtblog olarak tanımlayabiliriz. Postkolik, bir şehir kültürü
dergisi. Dergiciliğe yepyeni bir soluk getirmeyi hedefliyoruz. Hepimiz
yoğun tempoda çalışan insanlarız. Bu tempo içinde dünyadaki gelişmeleri
takip etmek kolay değil. Postkolik işte bunu yapıyor. Dünyanın dört bir
tarafındaki blog’ları takip ederek, okuyucularına en son gelişmeleri
sunuyoruz. Bunu yaparken de internet ve analog dünyayı bir araya
getiriyoruz. Facebook, Twitter ve Instagram başta olmak üzere sosyal
medya araçlarını son derece verimli kullanıyoruz. Facebook sayfamız
sadece 4 günde 1000’in üzerinde beğeni aldı.
Bize biraz içerikten söz eder misin?
Postkolik 32 sayfa ve ücretsiz olarak yayınlanıyor. Müzik,
moda, sinema, dizi, teknoloji ve tasarım başta olmak üzere her konuda
son derece zengin bir içeriğe sahibiz. Özellikle yerel blogger’ları
desteklemek istiyoruz. Bu yüzden her sayımızda bir blogger ile söyleşi
de yapacağız.
Postkolik’i nerelerde bulabileceğiz?
İstanbul’un her iki yakasında, yaklaşık 500 noktada varız.
Postkolik’in dağıtım ağı her geçen gün genişliyor. Starbucks, CafeNero,
Kitchenette, Lavazza, Cine Maximum, Cookshop, BigChef’s, House Cafe,
Kirpi, MAC Spor Merkezleri başta olmak üzere şehrin en trend yerlerinde
varız.
Sen underground fanzin kültüründen gelen birisin. Günümüzde herşey
internet üzerinden dönüyor. İçeriğinizi sizde internet üzerinden
yayıyorsunuz ama hardcopy olarak 12.000 adet basılıp ücretsiz olarak
derginizi insanlara ulaştırıyorsunuz. Sen yazılı mecraların geleceğini
nasıl görüyorsun?
35 yaşındayım ve neredeyse 20 yıldır dergiciyim. Kuşkusuz
internet hardcopy dergicilik için büyük tehlike oluşturuyor. Dergi
satışları eskiden de son derece azdı ama son yıllarda tirajlar iyiden
iyiye düştü. Bu tabii dergiciliğin öleceği anlamına gelmiyor. Bugünün en
temel gerçeği insanların artık içeriğe, müziğe para vermek istemiyor
oluşu. Ben o yüzden ‘freepaper’ yayıncılığın daha da gelişeceğini
düşünüyorum.
Bundan sonrası için planlar neler?
Öncelikle BirinciBlog’u yeniliyoruz. Mart ayında yepyeni bir
tasarımla okuyucularımızın karşısında olacağız. BirinciBlog ve
Postkolik birlikte büyüyecek. Birçok projemiz var. Konsept partiler de
organize edeceğiz. Zamanı geldiğinde bununla ilgili bilgi de vereceğiz
zaten. Bizi takip etmeye devam edin.