Bu yaz Sziget Festival'inde 'Before I die' duvarına ölmeden önce neler yapmak istediğimi yazmıştım. Peki bu duvarın hikayesi nedir. Postkolik bu hikayeyi araştırdı ve sizler için yazdı. İşte o hikaye:
Her şey Candy Chang’ın annesi kadar sevdiği
bir yakınını aniden kaybetmesi ile başladı. Çok zor bir dönemden geçen
Candy hayatı ve ölümü sıkça sorguladığı bu dönemde kendisine bu olguları
hatırlatacak ve çevresindeki insanların da bu konudaki fikirlerini
öğrenebileceği bir şey yapmak istedi.
Arkadaşlarının da yardımı ile mahallesi New Orleans’da terkedilmiş
bir evin cephesini boyayıp üzerine ‘Ölmeden önce yapmak istediklerim’
diye kocaman bir başlık yazdılar. Başlığın altını, yoldan geçenlerin
ellerine birer tebeşir alıp doldurabileceği şekilde boş bırakıp
insanların hayattaki arzularını dile getirerek başkaları ile
paylaşabilecekleri bir duvar yarattılar.
Hemen ertesi gün duvarın tamamen dolduğunu görmüş Candy. İnsanların
yazdıkları cümleler onu hem güldürüp hem de gözlerini doldururken
geçirdiği bu zor dönemde ona büyük bir teselli olmuş. Hiçbir beklentisi
olmadan giriştiği bu deneysel projenin bu noktaya kadar geleceğini hiç
düşünmemiş Candy. O günden sonra büyük bir hızla yayılan ‘BID (Before I
Die)’, çok kısa zamanda Kazakistan’dan Arjantin’e, Japonya’dan
Danimarka’ya kadar 60’ın üzerinde ülkede 400’den fazla duvarda yerini
alan uluslararası bir projeye dönüştü.
Artık 25’in üzerinde dile çevrilmiş olarak dünyanın çeşitli
yerlerindeki duvarlarda yerini almış olan bu proje, bir duvara herhangi
bir şey yazmaktan çok bize hayatımızı önemli kılan şeyleri hatırlattığı
ve farkındalığı arttırdığı için önemli bir yere sahip. Üstelik bu güzel
proje artık sadece sokaklarda değil, 5 Kasım itibari ile
kütüphanelerimize de girerek literatürde yerini almış durumda.
Bu duvarların gücünü ve arkasında yatan hikayeleri anmak adına
çıkarılan kitap da aynı duvarlar gibi rengarenk! Yayıncının sözleri ile
bu proje bize hayatın yaşamaya değer olduğunu ve oyuna dahil olmak için
hiç bir zaman ne çok geç ne de çok erken olduğunu hatırlatan bir araç.
Bu ilgi çekici hikayenin kitabı şimdilik Türkiye’de satışa sunulmamış
olsa da internetten erişilmesi mümkün.
Kitabın basıldığı günü kutlamak amacı ile New York, Londra ve Detroit
dahil olmak üzere 15 farklı şehirde yeni duvarlar inşa edildi ve 5
Kasım “duvar günü” ilan edildi. Kitabın içeriğinde ise dünyanın çeşitli
yerlerinde bulunan duvarlardan görüntüler ve bu duvarların hikayeleri,
projenin tüm dünya üzerinde yayıldığı şehirleri gösteren harita ve
skeçlerin yanı sıra bir BID duvarı inşa edebilmek için neler yapılması
gerektiğine dair bilgiler de bulunuyor. Bunların dışında bir de bugüne
kadar yazılmış en çarpıcı cümlelerden örnekler yer alıyor kitapta:
birine ilham olabilmek, matematikten A almak, Afrika’ya seyahat etmek,
ona son bir kez sarılabilmek, bir yıl boyunca her gün dondurma yemek,
çocukluk hayalimi gerçekleştirmek, eşitliğe erişebilmek, istiridyeden
inci bulmak…
Bugün BID duvarı, isteyen herkesin kendi mahallesinde uygulayacağı
bir projeye dönüşmüş durumda. Web sitesinde nasıl yapılabileceğine dair
bir rehber de bulunuyor. Yapılması gereken ilk şey bir yer belirleyip
yerin sahibinden bu proje için izin alıp projenin web sitesinden
‘toolkit’i indirmek ve projeyi uygulama başlamak. Duvarı tamamladıktan
sonra önemli olan ise ne gibi geri dönüşler alındığını gözlemleyebilmek
için fotoğraflar çekip Candy’ye göndermek.
Küçük adımların da çok şey değiştirebileceğini bize bir kez daha
hatırlatan bu güzel duvar bize de uğrasa nasıl olur, ne dersiniz?
0 yorum:
Yorum Gönder