Fotoğraf anı donduran ve zamana tanıklık eden kareler. Fotoğrafçılığın temel gayesi düşsel bir güce ulaşmak, o anı unutulmaz bir hikayeye dönüştürmektir. Bu nedenle her fotoğraf şiirsel bir nitelik taşır. Bu noktada görüntü sözcüklerin tarif edemediğini şekillendirme görevini üslenir. İşte bu şiirselliğin peşinden koşan bu toprakların en iyi fotoğrafçılarından biri büyük usta Ara Güler'dir. Zaten onun için İstanbul'un güzel gözü denir.
Ara Güler aslında yazar olmak istermiş. En büyük merakı da tiyatroymuş.
Oyun yazarı olmak istemiş. Piyesler yazmak, sahnelemek hevesindeymiş.
Sonra fark etmiş ki, hikaye yazarken bile fotoğraf çekiyor. Nasıl mı?
Öyle oluyormuş işte. “Demek ki benim görümde bir sızıntı var. Ben hikaye
de yazsam yine fotoğraf yazıyorum” diyor.
Bilirsiniz fotoğrafta ilk ders ışıktır. Belki de en önemli şey. Ara Güler, ışığa “sihirli boya” diyor; “Bu ışıktır, herşey ışıkla başlar. Işık varsa dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekersin.”
Ara Güler bir röportajında En çok neyi fotoğraflamaktan hoşlanıyorsunuz?” sorusuna her zaman
“İnsanlar” yanıtını verir. İnsanları sokakta, işte, oyunda, gündelik
hayatın görünen her alanında fotoğraflamak istediğini söyler ve ekler:
“Bunun için parmak uçlarımda yanlarına yaklaşır, onları rahatsız etmeden
deklanşöre basarım.”
Evet büyük usta; umarım en kısa zamanda eski sağlığına kavuşursun. Acil şifalar diliyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder