Türk Edebiyatı'nın gamlı prensesi Tezer Özlü "Kasım ayı, ölüm ayı" derdi. Ama Azrail diğer aylarda da boş durmuyor. 22 Ağustos 1985 tarihinde aramızdan aldığı isim ise; büyük usta Turgut Uyar'dı. Turgut Uyar İkinci Yeni'nin en büyük isimlerinden birisiydi. İkinci Yeni dönemi şiir kadar birçok aşka da ev sahipliği yapmıştı. Bu aşkların baş kahramanı ise Tomris Uyar'dır. Tomris Uyar, Ülkü Tamer ile evlidir. O dönem bu genç kadının ismi Tomris Tamer'dir. Bu evliği sırasında Tomris Uyar, Cemal Süreya'ya aşık olur. İkisi de evlidirler, ancak aşkları için boşanırlar. Birlikte aşk ve şiir dolu üç yıl geçirirler. Aşkın ömrü üç yıl dedikleri için midir? bilinmez, bu aşk üç yılın sonunda biter. Aslında aşk bir araçtır, çünkü Tomris Uyar sahip olunamayacak kadar özgür bir ruha sahiptir. Geriye Cemal Süreya ve Tomris Uyar arasında güzel bir dostluk kalır.
Daha sonra Turgut Uyar ve Tomris Uyar arasında bir mektuplaşma başlar. O dönem Turgut Uyar eşinden ayrılmış, Tomris Uyar ise Cemal Süreya ile uzatmaları oynuyordu. Elbette bu şiir ve edebiyat üzerine mektuplaşmaların 'aşk' denen bir meyvesi olacaktı. Başlarda Tomris Uyar, aralarındaki 15 yaş farkını önemsememişti. Sonra anne olur. Fakat tükenen herşey gibi bu aşkta tükenir zamanla. Bu tükeniş Turgut Uyar'ın tükenişini hızlandırır. 22 Ağustos 1985 tarihinin Perşembe gününe kadar bu tükeniş devam eder. Bu şiir ve aşk dolu süreçte, Türk şiirinin bu önemli üç isminin ortak noktası Tomris Uyar olacaktı. Geriye en yorucu aşklar ve en can yakıcı şiirler kalır.
Turgut Uyar, Türk şiirinin en
yalnız, en mutsuz, en umutsuz, bir o kadar en umutlu ve en görkemli
şairlerinden biriydi. Turgut Uyar, romantik bir Anadolu delikanlısıydı.
Doğuştan yakışıklı yani doğuştan şanslı olanlardandır. Ancak buna
aldırmaz, dibine kadar mutsuzdur. Hayata bakış açısı karamsarlıktır.
İçli, kırılgan masum bir çocuktur. Bütün fotoğraflarında ‘ben sıkıntılıyım’ der gibi huzursuz bakar. Uzanıp kendi yanaklarından öpebilecek bir ruh haline sahiptir. Turgut
Uyar’ın hayat tanımı biraz acı üzerine yoğunlaşmıştır. Hani “Güllerin bedeninden dikenleri teker teker koparırsın, dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar.” Öyle bir şey. Zaten insanlardan tek bir şey istemişti “Benim dengemi bozmayınız.”
'Bir insan ne zaman ölür?' sorusuna Romalılar, şöyle yanıt vermişler: Onu en son anan insan öldüğü zaman. O zaman Turgut Uyar hala yaşıyor ve yaşamaya devam edecek....
Ve son sözü Turgut Uyar'a bırakalım..
Doğru mu değil mi bilmiyorum
kentler büyüyüp gidiyor ya aldırma
başka bir yaşama tutturmalı diyorum
köprü korkuluklarına
ufak buluşmalara yaslanan
yani tuzun amcası, sevincin
öz kardeşi olan
en küçük bir kuşun gözleriyle
dünyaya baktığın zaman her şey benim kalbimdir
Her şey benim kalbimdir ki bilirim
kimsenin olmadığı bir yerde
ölümü denemek isterdin
hiç değilse bir defa
nisansız bir serçe gibi
herkesin gözlerine saçlarına
avuçlarına dolanan
ama nisan olsa da olmasa da
serçeler benim kalbimdir...