29.01.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


2018 ölüm mesaisine hızlı başladı. Kazancı Yokuşu'dan aşağı inen freni boşalmış bir kamyon gibi önüne kattığını kervana dahil ediyor. Son kaybettiğimiz müzisyen The Fall grubunun efsane ismi Mark E. Smith. Bugün 5 şarkılık listemizde The Fall şarkıları var.

70 yılların sonlarında punk’la başlayan ve post-punk ekseninden indie’ye evrilen o nefes kesen yılların en önemli şahitlerinden biriydi The Fall grubunun beyni ve tek değişmeyen üyesi arıza kişilik Mark E. Smith. Adını Albert Camus'nun 1956 yılında yayımlanan aynı adlı romanından alan, 1976 yılında Mancherster’da Mark E. Smith ve arkadaşları tarafından kurulan The Fall, punk müziği kuru gürültü söylemlerden soyutlayarak, kendini büyük müzik firmalarının kıskacından kurtarabilmiş, bugün müzikal yolculuğunu devam ettiren onlarca grubu etkilemiş, ama asla onlar kadar dinleyici olmamış ve asla o gruplar kadar albüm satmamış kült bir isimdir. Şayet Manchester Sound denen bir müzik varsa bunda The Fall’ın etkisi çok büyüktür. Mark E. Smith’in şarkı sözleri sosyal gözlemlerin, hayata dair gerçeklerin, içinde boğulduğumuz büyük kent yalnızlığının, sınıfsal adaletsizliğin gözler önüne serildiği kısa hikayelerdir. Elbette bunda Mark E. Smith’in The Fall öncesinde bir liman işçisi olarak hayatını sürdürmesinin etkisi büyüktür. Bilenler bilir The Fall, 2003 tarihinde İstanbul’da da bir konser vermişti. Bir avuç şanslı faninin izlediği o konserde elindeki mikrofonu seyircilere vererek şarkılar beraber söylenmişti. Sanki sahnede giyimi ve tavırlarıyla bir müzik yıldızı değil, kahvede okeye dördüncü olan samimi bir arkadaş vardı.

Müzikal anlamda değişik tatlara kapalı olmayan Mark E. Smith 2007’de Mouse On Mars elemanlarıyla Von Südenfed adıyla bir ortaklık kurmuş, tarz olarak birbiriyle alakasız bu isimler Tromatic Reflexxions isimli çok başarılı bir sentez albüme imza atmışlardı. Albümde, Mark E. Smit'in konuşma ve bağırma arasındaki o nefis aksanı ekmek kadayıfı üzerindeki kaymak gibiydi.
Ne diyelim bir devir daha kapandı, The Fall evreni öksüz kaldı. Güle Güle asi ve huysuz adam Mark E. Smith…

Müziğin ve umudun hiç susmaması dileğiyle hepinize Mutlu Pazartesiler..

Victoria



New Big Prinz



Totally Wired



Eat Y’Self Fitter



How I Wrote Elastic Man



BONUS: Von Südenfed - Wipe That Sound

22.01.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


İnsan olabilmek bambaşka bir olgu. Şans, cesaret istek gerektiren bir olgu, özellikle dünyada başka hiç kimse yokmuş gibi yalnız kalabilme cesaretini gerektiren bir olgu. Bazen hayat ve geçmiş çok ağır gelebiliyor. Bu ağırlığın vermiş olduğu yük gerek ruhsal gerekse fiziksel olarak bazılarımızı çok yıpratıyor. İşte bu ağırlığın altında fazlasıyla ezilmiş birisi de geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz The Cranberries grubunun solisti Dolores O'Riordan. 

Özellikle lise ve üniversite yılları 90'lı yıllara denk gelen bir kuşak için Cranberries müzikal anlamda önemli bir duraktı. Dolores O'Riordan'ın güçlü sesi eşliğinde yankılanan unutulmaz şarkılar. Bugün 5 şarkılık listemizde efsane olmuş beş Cranberries şarkısı var.

Belki de yaşamak ilerlemek değil, geride bırakmak olabilir. Özetle hayat ve insana dair her şey gizemli olmuştur diyerek müziğe ses verelim. Müziğin ve umudun hiç bitmemesi temennisiyle hepinize Mutlu Pazartesiler...

Animal Instinct



Ode To My Family



Dreams



Zombie



Linger

21.01.2018

Cocteau Twins - Treasure


Bugün tozlanmayan albümler köşesinde 1984 yılına giriyoruz. Grubun alımlı ve gizemli bu üçüncü albümü Treasure, 4AD plak şirketi etiketiyle basılmıştır. Mitolojik şarkı isimleri, Elizabeth Fraser'ın büyülü sesi eşliğinde şiir gibi akıp giden bir kayıt.

Hikayenin başına dönersek; Üç farkı insanın İskoçya’da kesişen hayatlarının müziğe yansımış hikayesidir Cocteau Twins. Yerel bir otel’in diskosunda düzenlenen punk gecelerinde DJ’lik yapan Robin Guthrie, onun arkadaşı Will Heggie ve İskoçya’daki sıkıcı hayatın onları buluşturduğu bu mekan da en iyi dans eden kadın Elizabeth Fraser. 1979’da Grangemouth’lu üç yakın arkadaşın kurmuş olduğu grup ismini Simple Minds’ın çok bilinmeyen karanlık bir şarkısından alıyor. Grubun 4AD firması ile temasa geçmesinde çok sevdikleri The Birthday Party'nin etkisi büyüktür. Demo kasetlerini dinleyen 4AD Records’un sahibi Ivo Watts-Russell grubun yaptığı müzik karşısında hissettiği heyecan Cocteau Twins’in albüm kayıtları yapması amacıyla Londra’ya taşınmaları ile sonuçlanmıştır. Çok kısa bir sürede tamamlanan ilk albüm Garlands, minimal gitar dokunuşları eşliğinde ruhani ve koyu bir yolculuğun haberciliğini yapıyordu.

BBC Radio 1’in efsane DJ’i John Peel bu albümü baş tacı etmiş ve programında sık sık çalmıştır. Çıktıkları ilk dönemde Siouxsie And The Banshees benzetmesi yapılan grup kısa zamanda ayrı bir kulvarda olduğunu kanıtlamıştır. 1983 baharında Heggie gruptan ayrıldı (Sonraları Lowlife grubuna katılacaktır). Bu ayrılık sonrasında gruba basçı olarak katılan Simon Raymonde bu süreç içerinde beste ve düzenleme alanında önemli bir yetenek olduğunu bu albüm ile ispat etmiştir.

Cocteau Twins kendi özgün yapısıyla şekillendirdiği müziğini diğer bir kuşağa aktararak Post-punk, New-wave, New-romantics ve Goth gibi müzik tarzlarına çok şeyler kattı. Özellikle 90 yılların başında parlayan shoegaze akımı ve bu akımın önemli grupları olan Slowdive, Lush, My Bloody Valentine, Ride, Curve gibi isimler Cocteau Twins ve onun esrarengiz ambiyant pop müziğine çok şey borçludur. Galaksinin zamanın ötesinden tarifsiz sesler sunan bu eşsiz grubuna hayatınızın belli bir döneminde mutlaka zaman ayırın.


8.01.2018

5 PAZARTESİ ŞARKISI


Yeni bir yılın ikinci pazartesinden sevgiler. Koskoca bir yılı daha tarihe gömdük. Geçen bir senede değişen çok şey oldu demek isterdim ama aslında değişen çok birşey yok. Geçen bir senede bir yaş daha büyüdük mesela. Sadece biz mi büyüdük? Hayır. Ekonomi, şehirler, şehirlerin içindeki yalnızlığımız, telefon ekranlarımız da büyüdü. Ama kirli pazarlıkların arasında kalan, savaş coğrafyasındaki çocuklar büyüyemediler mesela. Doğayı biraz daha kendimize küstürdük, dünyayı yaşanmaz bir yer yapmak için bir adım daha attık, betona bir karış daha gömüldük, hayvanları, kadınları, çocukları, insanları öldürmeye devam ettik. Mutluluğun son model cep telefonlarıyla, arabalarla, milyon dolarlık evlerle kısacası parayla alakası olmadığını bu senede öğrenemedik.

Hüzünlü bir abimizin dediği gibi herkesin acısı sevgisi kadarmış diyerek müziğe geçelim. Bugün listemizde tam on şarkı var. 2017 yılında yayınlanan ve benim radarıma takılan yerli ve yabancı 10 albümden sevdiğim şarkılar. Özetle kişisel bir 2017 en iyi albümler listesi aslında. Müziğin ve umudun hiç dinmemesi temennisiyle;

Hepinize Mutlu Pazartesiler...

YABANCI ALBÜMLER

Slowdive - Slowdive




King Gizzard and The Lizard Wizard - Flying Microtonal Banana



Perfume Genius - No Shape



The War On Drugs – A Deeper Understanding



Four Tet - New Energy



Mansiyon ödülleri: Fever Ray, Susanne Sundfør, LCD Soundsystem, Lorde, The National, Beck,  Mac DeMarco

YERLİ ALBÜMLER

Büyük Ev Ablukada - Fırtınayt



Palmiyeler - II (Venus)



Gevende - Kırınardı



Kim Ki O - Zan



Jakuzi - Fantezi Müzik



Mansiyon: Vega, Lara Di Lara, Bubituzak, Ezhel
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...