13.12.2015

Boşluk




Gündelik hayatın dertleri mi seni korkutan? Hayır. Seni korkutan içindeki boşluk. İnsan duygularının bir haritasını yapmayı denesek bence en tuhaf duygu “Boşluk” olurdu. Yerçekimi denen bir gerçeğin olduğu bu zavallı gezegende boşlukta olmak. Peki boşluğun tanımı nasıl yapılabilir? Boşluk özetle artık insanın için dökmekten vazgeçmesi. Bir tür teslimiyet, bir tür kabulleniş, bir tür savruluş. Senin korkularını benim hüzünlerimle toplayıp sonsuzluğa savurmak. 

Ruhumun derinliklerinde tedirgin bir boşluk diye başlar bazı cümleler. Düz, devrik, anlamlı, anlamsız. İşte bunların hepsi belki de koca bir yalan. İnsanlar o yalanlarla çevrelerine bir duvar örmeye çalışıyorlar sadece. Sanıyorlar ki güvende olacağım. Ama bilmiyorlar ki o yalanlar en ufak sarsıntıda yerle bir olacak. Dışarısı soğuk, puslu artık ve içimde göz gözü görmüyor, biliyorum ki kaybettiğim derinlik kavramı, ciğerlerimi sıkıştıran yükseklik korkusuyla birleştiği an gözbebeklerim sayısız parçaya ayrılarak kafamın içinde dağılacaklar. Kolaylıklar üstüne kurulmuş, naylon dünya. Siluetler, korkak ruhlar, sahte yüzler, yasak bedenler. Ama bildiğim tek gerçek var: Ne kadar uzaklaşırsan her şey o kadar küçülüyor. Uzun zamandır bir bilgenin lafını kendime kılavuz edindim. Hayat ileriye bakarak yaşanıyor, geriye bakarak anlaşılıyor. 

Ama korkma Raskolnikov, gibi tefeci yaşlı bir kadını balta ile öldüren loser bile kalp taşıyorsa belki de bir umut vardır. Bak dik yokuşlar ve sarı tramvaylar. Sokakta öpüşen genç kızlar ve genç oğlanlar. Deniz mavi, gök mavi… Belki gökyüzünden leylekler geçer ve biz tekrar gülüşürüz…


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...