26.07.2010

GECE

Anlamlı cümleler kurmayı beceremiyorum artık. Kurduğum cümlelerin çok ruhsuz ve anlamsız kaldığını düşünüyorum hayatın yanında. Yanında olmak, kimin ve neyin yanında olmak. Bazen hayatın bana bir beden büyük geldiğini düşünüyorum. Olay becermekle alakalı. Herkesin birbirini becerdiği bu hayatta ben yaşamayı beceremiyorum. Ne talihsizlik ama. Sadece birazcık daha ışık istiyorum.
Muhteşem üçlü bu gecede burada Ian Curtis, Pavese ve Ben. Üçü de biryerlerde takılıp kalmışlar. Dekorumuzda hazır :Gece.
Herkes kozlarını ortaya koyuyor. Ben koyu karanlık bir gece çıkarıyorum cebimden, Pavese loş bir otel odası çıkarıyor. Ian'da en şiddetlisinden bir epilepsi nöbeti. Hepsinin herkesin şahsında özel bir anlamı olmalı, fazla kurcalamamak gerek.
Sonra etrafta şu cümle yankılanıyor "Özgür olmadığım için mi mutsuzum, mutsuz olduğum için mi özgür değilim" bilemiyoruz. Kısa saçlı, çocuksu tanrıça Jean Seberg (Namı Diğer Patricia) yukarıdan bize eşlik ediyor. Sonra başka bir dış ses "Hepiniz iğrençsiniz" Michael tüm mutsuzluğunu bize kusuyor.
Bu günü yaşıyorum, yarını beklemiyorum, geçmişi biriktiriyorum, geleceği düşünmüyorum. Sen gidiyorsun ben kalıyorum. Herşey gidiyor ben yine kalıyorum. Neden hep ben kalıyorum. Susuyorum, susuyorum. Aynada gözlerine bakıyorum. En korkulan düşünceler, en sonunda gerçekleşirmiş gizlice. Susuyorum sessizce. Böylesi daha iyi şimdilik...


The Decemberists - We Both Go Down Together



Bookmark and Share

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...