"…ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık
her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık
ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik
güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik…"
Alpay - Seni Dileniyorumher yeni günü ümitle nasıl kucaklardık
ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik
güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik…"
Geçtiğimiz akşam İranlı Asghar Farhadi'nin Berlin'de Altın Ayı alan Bir Ayrılık filmini tekrar izledim. 2011 yılının bence en güzel filminde kim dürüst, kim yalan söylüyor?, kim haklı, kim haksız? sorularına yine cevap aradım. Sınıflı toplum düzen eleştirisini canlı yayın havasında veren bu filmi mutlaka izleyin diyorum. Ayrıca en kısa zamanda bu film üzerine geniş bir yazı yazmayı düşünüyorum...
Ekşi Sözlükte çok güzel bir yorum yazılmış bu film hakkında. Bakın ne denmiş ;
"...Tahran, İstanbul, Londra, yada Tokyo adliye koridorları
İncil, Kuran, Tevrat ya da Avesta
Termeh, Marie, Ali ya da Lee
Herkesin farklı derinliğinde gizli vicdanın filmi..."
Bu günlerde en çok unuttuğumuz kavramlar vicdan ve merhamet. İnsan olmanın en temel erdemi. Hepimiz televizyonlarda veya gazetelerde görüyoruz; adam birisine çarpıyor, acaba son model arabama birşey oldumu diye inip bakıyor. Çarptığı insan ne halde umrunda değil. Biz ne zaman bu kadar kötü olmayı becerebildik. Oysaki her zaman ismimizin başında ne kadar çok sıfat olması ile övünen bir millet olduk. Biz dindar, muhafazakar, milliyetçi, laik, entel, dantel, sağcı veya solcuyuz. Sizce insan olmayı beceremedikten sonra bu kavramlar Belirtisiz İsim Tamlamaları olmaktan öte gidebiliyor mu?
Ekşi Sözlükte çok güzel bir yorum yazılmış bu film hakkında. Bakın ne denmiş ;
"...Tahran, İstanbul, Londra, yada Tokyo adliye koridorları
İncil, Kuran, Tevrat ya da Avesta
Termeh, Marie, Ali ya da Lee
Herkesin farklı derinliğinde gizli vicdanın filmi..."
Bu günlerde en çok unuttuğumuz kavramlar vicdan ve merhamet. İnsan olmanın en temel erdemi. Hepimiz televizyonlarda veya gazetelerde görüyoruz; adam birisine çarpıyor, acaba son model arabama birşey oldumu diye inip bakıyor. Çarptığı insan ne halde umrunda değil. Biz ne zaman bu kadar kötü olmayı becerebildik. Oysaki her zaman ismimizin başında ne kadar çok sıfat olması ile övünen bir millet olduk. Biz dindar, muhafazakar, milliyetçi, laik, entel, dantel, sağcı veya solcuyuz. Sizce insan olmayı beceremedikten sonra bu kavramlar Belirtisiz İsim Tamlamaları olmaktan öte gidebiliyor mu?
Moğollar - Dum-Tek
Kardaşlar - Çökertme
Ersen - Çakmağı Çak
1 yorum:
İzledim bende. İyi bir film. İyi bir anlatı..Gerçekçi bir sinema anlayışı.
Yazınızı bekliyoruz...
Yorum Gönder