Size “Yeşilçam ruhunu en iyi yansıtan
film hangisidir?” diye bir soru yöneltsem, eminim büyük bir çoğunluğun
vereceği cevap: “Neşeli Günler” olurdu. Hani bazı filmler vardır bilmem
nereden ne kadar ödül almıştır. Ama bir kere izlersin, bir köşeye
atarsın. Sonrasında aklına bile gelmez.
Fakat bizim buralardan başka türlü
filmler vardır; kendince mütavazi, samimi, naif, insanın içini ısıtan,
defalarca izlemekten bıkılmayan. İşte Neşeli Günler bu katagoriye giren
ender filmlerden bir tanesidir. 1978 tarihli Neşeli Günler; o dönemin
Türkiye’sinin içinde bulunduğu kavga ortamına inat çok sıcak, güldürü
dozu yüksek, insan ilişkilerini çok başarılı yansıtan ve bir o kadar da
hüzün veren bir yapımdır. Filmde eşlerin yaşadığı en güzel turşunun
limonla mı yoksa sirkeyle mi yapılır kavgası, bir anlamda o dönemde
yaşanan sağ-sol kavgasına bir göndermedir. Zaten filmin sonunda Münir
Özkul’un “Bizi artık turşu suyu değil, turşu küpü bile ayıramaz” mesajı çok manidardır.
Hikaye, altı çocuklu bir ailenin bu turşu
kavgası yüzünden parçalanması ile başlar. Çocuklar anne ve baba
tarafından eşit paylaşılır. Sonrasında, uzun bir zaman birbirlerini
görmeyecek şekilde birbirlerinden koparlar. Çocuklar büyür, ikisi birden
aynı kıza aşık olunca iki tarafın birbirinden haberi olur ve hikaye
anne babayı tekrar bir araya getirmeye kadar uzanır.
Bu güzel filmin başarısında oyuncuları
kadar, arkasındaki ekibinde çok sağlam isimlerden oluşması etkili
olmuştur. Yapımcı koltuğunda Ertem Eğilmez, yönetmen Orhan Aksoy,
müzikler Melih Kibar ve senaryo Sadık Şendil. Evet filmin senaryosu “Bizi biz gibi anlatan usta”denilen
Sadık Şendil tarafından yazılmıştır. Zaten Şendil bir dönem Azru
Film’in kadrolu senaristi haline gelmiştir. Yine aynı oyuncu kadrosu
tarafından yapılan, Arzu Film imzalı “Gülen Gözler”,” Bizim Aile”
filmlerinin arkasında yine Sadık Şendil imzası vardır.
Filmin oyuncularına gelirsek anne
rolündeki Adile Naşit ve baba rolündeki Kazım Efendi yani Münir Özkul
rollerinin hakkını sonuna kadar veriyorlar. Elbette bu filmde en dikkat
çeken isimlerden birisi Kazım Efendi’nin işsiz güçsüz kardeşi Ziya
rolündeki Şener Şen. Şen’in birçok sahneye damga vuran mimik ve jestleri
tek kelimeyle süperdir. Ziya çıkarı neredeyse gider o eve sığınır. Yeri
gelince ağabeyini yengesine, yengesini ağabeyine şikayet etmekten
çekinmez. Elbette Ziya’nın kahvede cibicibis marka traş bıçağı sattığı
sahnedeki şu replik yıllarca dillerden düşmemiştir. “Dünyanın
bütün meşhurları bununla traş oluyorlar; İngiltere kralı, rahmetli
başkan Kennedy, taçsız kral Pele, Bakenbayuer, Biricit Bardo, Nadya
Gomaniçi, kaleci Mayer, Fenerbahçeli Cemil, hepsi bu bıçağı
kullanıyorlar.”
Kısaca Neşeli Günler, bu topraklara ait
olan değerlerin tekrar hatırlanması gerektiğini ve ihtiyacımız olan tek
şeyin saf sevgi olduğunu vurguluyor. Her zaman küçük balığın, büyük
balığa yem olmadığı bir dünya. Tuhaf bir çağda yaşıyoruz. Hayatlarımız
sürekli kaybetmenin korkusu içinde bölünmeler, yabancılaşmalar, savaşlar
ve boş sözler eşliğinde geçiyor. Acımız nereden, yaşamımızın hangi
kısmından kaynaklanıyor, tam olarak bilmiyoruz. Tek bildiğimiz şu:
İnsanlar, insana yaraşır şekilde yaşamıyor.
O yüzden bu dünyanın gemisi batarken
gururla gülümseyebilenlere ne mutlu. Ne mutlu aşkları yüzünden
haysiyetlerini kaybetmeyi göze alabilenlere. Ne mutlu üç kuruşluk
dünyanın sahte yüzlerine pabuç bırakmayan gönül insanlarına. Ne mutlu
“Neşeli Günler” gibi filmleri bize armağan edenlere.
Beirut - My Family's Role in the World Revolution
2 yorum:
Resim Neşeli Günler filmine ait değil Bizim Aile'ye ait. Resim ile anlattığın konu uymamış. Tarık Akan olsun Halit Akçatepe olsun Bizim Aile'de oynamışlardır Neşeli Günler'de değil.
Konu aslında hepsini kapsıyor.Neşeli Günler, Gülen Gözler, Bizim Aile. İnternette bulduğum en sağlıklı resimler onlar olduğu için kullanmak zorunda kaldım. İlginiz için teşekkürler..
Yorum Gönder