Jerzy Kosinski'nin 'Boyalı Kuş" romanını ilk ne zaman okudum hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey, romandan çok etkilendiğim ve romanda anlatılan öteki olmanın dayanılmaz zorluğuydu. Romanda, İkinci Dünya Savaşı sırasında ailesinden kopan bir Yahudi çocuğun Doğu Avrupa köylerinde oradan oraya sürüklenişine şahit oluyorduk. Sarı saçlı-mavi gözlü insanları arasında bir Yahudi çocuğunun çektiği acılar yürekleri burkuyordu.
Kitaba ismini veren 'Boyalı Kuş' kavramı ise romanda geçen bir olayla şöyle anlatılır. Yanına sığındığı köylülerden biri ormanda yakalayıp rengarenk boyadığı kuşları ayrıldıkları sürüye katılmaları için salar. Büyük bir coşkuyla sürüsüne geri dönen kuşu acı bir süzpriz beklemektedir. Kuşu boyalarından dolayı yadırgayan ve kendilerinden saymayan diğer kuşlar, onu gagalayarak parçalar ve öldürürler.
Maalesef öyle bi zamanda yaşıyoruz ki onlar gibi düşünmediğiniz, onlar gibi yaşamadığınız zaman sadece dışlanıyor ve sindirilmeye çalışıyorsunuz... Ne diyeyim alın üç kuruşluk dünyanız sizin olsun ve münasip bir yerinize sokun...
The Concretes - Crack In the Paint
The Feelies - Paint it Black
Hercules & Love Affair - Painted Eyes (Radio Edit)
0 yorum:
Yorum Gönder