19.02.2013

Ne yaptın sen Oscar!


En az Cape Town kadar güzel ve zengin Pretorya’da güneşli bir Afrika sabahında, saat 9.00 sularında polise gelen telefon, görkemli Steel Wood villalarında bir cinayeti haber veriyordu. Güney Afrika polisi olay yerine ulaştığında başından ve göğsünden 3 kurşunla vurulmuş genç bir kadının cesedini buldu. Bu kadın 30 yaşındaki model Reeva Steenkamp’tı ve O, güzel yüzlü parlak gülüşlü Oscar Pistorius’un sevgilisiydi…

Geçtiğimiz yaz Londra’da düzenlenen Paralimpik oyunlardaki performansıyla göz dolduran, karbon fiber protez bacaklarıyla “dünyanın ayaksız en hızlı koşan adamı” ünvanını alan Oscar Pistorius, 2012 Londra Olimpiyatları’ndan çıkan en ışıklı öykülerden biriydi.

Güzel yüzü İngiltere’de gazetelerin manşetlerinden günlerce düşmedi. New York’ta Times Meydanı’ndaki dev ekranlarda, dünyanın her yerinde billboardlarda görüldü. Time dergisi onu dünyanın en etkili 100 ismi arasına koydu.


Bin vatlık gülüşüne Nike’dan BT’ye, Oakley’den Fransız modaevi Thierry Mogler’a kadar onlarca ünlü marka yatırım yaptı. Sponsorluklar sayesinde Oscar yılda 2 milyon dolardan fazla kazanıyordu ve son olarak Tom Hanks, hayat öyküsünden bir film yapmaya hazırlanıyordu.

14 Şubat 2013’te, St Valentin’in okları “posterboy”u yanlış yerden vurdu. Sevgilisi ona sürpriz yapmak üzere eve gelmiş, Oscar onu hırsız sanıp 9mm’lik silahına sarılmış ve gözünü kırpmadan ateş etmişti. Oysa Reeva, başına ve göğsüne isabet eden kurşunlarla yere serilmeden önce hatırlamış olmalıydı; “Oscar sürprizi sevmezdi”!

Olaydan bu yana İngiltere, Oscar Pistorius’u konuşuyor. Gazetelerde, televizyonlarda süreç, tıpkı heyecanlı bir tv  serisi gibi izleniyor. Bin vatlık gülüşünün altındaki karanlık yüzü sorgulanıyor. Dindar olduğu, ne kadar hırslı olduğu, sinirli karakteri yazılıp çiziliyor. Kolundaki dövmeden hız tutkusuna kadar aslında herşeyin zamanında karanlık yüzünü ele verdiği ama görmezden gelindiği anlatılıyor. 11 aylıkken kesilen ikli bacağının yerine koyduğu protezlerle yarattığı kahramanlık öyküsü, 16 yaşından bu yana kazandığı zaferler, annesi Sheila ile babası Henke’nin gözyaşları arasında çoktan unutuldu. Posterboy’un öyküsü, Oysterboy’un hazin öyküsüne dönüşmüş durumda.


Yüzyıldan fazla bir süre Güney Afrika’da adam öldürmenin cezası idammış. Bugüne kadar 3 binden fazla Güney Afrikalı’nın çarptırıldığı ceza 1995 yılında kaldırılmış Oscar Pistorius müebbetle yargılanıyor. Ancak hafifletici nedenlerle cezasının 25 yıla indirilmesinin mümkün olduğu konuşuluyor. Bu olursa, hapisten çıktığında 51 yaşında olacak.

Oscar Pistorius ilk davada kasten adam öldürmek suçlamasını reddetti, “kazaydı” dedi. Deliller aksine işaret etmiyor ama ne yazık ki onu doğrulayamıyor da… Güney Afrika’nın zengin bölgelerinde herkesin silah taşıdığı, hırsızlık ve adam öldürmenin oldukça yaygın olması hafifletici neden olur mu? Komşulardan “Reeva ile çok sık kavga ederlerdi” diyene mi yoksa “Dünya iyisi sakin bir insandı, ağzından hiç kötü söz duymadık” diyene mi inanılır bilmiyoruz.

Güney Afrika’da mahkemeler genellikle yavaş ilerlermiş. Ancak kamuoyuna malolmuş böylesi bir davada ellerini daha çabuk tutacakları düşünülüyor. 4-6 ay içerisinde davanın sonuçlanması bekleniyor. Bu sure içerisinde Oscar tutuklu yargılanacak. Engeli nedeniyle özel koşulların sağlanıp sağlanmayacağı henüz belli değil. Bin vatlık muhteşem gülüşünün geçmişte kaldığıysa kesin.

Hande Demirel "BirinciBlog"

Phoenix - Run Run Run

Woodkid - Run Boy Run

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...