BirinciBlog'da yazmış olduğum Eskişehir hakkındaki yazım..
Eskişehir en sevdiğim şehirler sıralamasında en üst sıralardadır. Lise yıllarım bu şehirde geçmişti. Doksanlı yılların ortasındaki bu dönemde bu şehir gerçekten ‘eski’ydi. Özellikle Yılmaz Büyükerşen hocanın belediye başkanı olmasıyla şehir tam anlamıyla bir Avrupa kenti suretine büründü. Eskişehir hayatımda silinemeyecek derecede birçok anıya ve duyguya ev sahipliği yaptı desem benim için bu şehrin önemini vurgulamış olurum sanırım. Kışı çok soğuk olan bu şehrin havasında bu soğuğa inat ayrı bir sıcaklık vardır. Şimdi Türkiye’de yaşanabilir şehirler sıralamasında 3. sırada olan Eskişehir’de yaşamak için nedenleri sıralamaya başlayalım.
BİR AVRUPA KENTİ HAVASI
Eskişehir’de bir Kuzey Avrupa kentinin dinginliği ve huzuru vardır. Trafik çok fazla değildir. İstediğiniz her yere yürüyerek gitme olanağınız vardır. Bisiklet kullanarak bu şehirde rahatça gezebilirsiniz. İnsanlar birbirine saygılıdır. Buranın halkı öğrencileri sever ve değer verir. Sevgi ve hoşgörü o kadar önemli ki bu hayatta. Bunun farkına varmak bile büyük bir erdem insan için.
PORSUK NEHRİ
Ortasından nehirler geçen şehirler her zaman insana bir huzur vermiştir. Bir şekilde beton yığınları arasında bir su birikintisinin varlığı insanı rahatlatır. Tuna Nehrinin böldüğü Budapeşte, Arno nehrinin olduğu Floransa, Neckar nehrini barındıran romantik kent Heidelberg, Seine nehri üzerine kurulmuş Paris ya da bir Venedik ne güzel şehirlerdir. Porsuk kenarında oturup bir kahvaltı yapmak, arkadaşlarla muhabbete dalıp zamanı unutmak, Sevdiğin insanı düşünmek ne güzel şeylerdir. Şairin dediği gibi:
hâlâ porsuk kenarında türer dumanım
al sevgilim anne ol bununla
kapılar gıcırdıyor öfkesi geriliyor kınımın
das kapital kadar incesin
görüyorum ellerini…
al sevgilim anne ol bununla
kapılar gıcırdıyor öfkesi geriliyor kınımın
das kapital kadar incesin
görüyorum ellerini…
Oysa ki ben Eskişehir’de Porsuk kenarında seni düşünürken ne çok hayallere dalmış, şemsiyesiz ne kadar çok ıslanmıştım.
ESKİŞEHİR’DE ÖĞRENCİ OLMAK
Bu ülkede öğrenci olunabilecek en güzel şehir kesinlikle Eskişehir’dir. Bir kere gerçekten ucuz bir şehirdir. Değişik alternatifleriyle aradığın çoğu şeyi bulabilirsin. Her şey öğrencilere göre düzenlenmiştir. Anadolu ve Osmangazi Üniversitelerinin kampüsleri çok güzeldir. Öğrenciler arasındaki arkadaşlık bilinci çok gelişmiştir. Eskişehir’de öğrenci evlerinin ayrı bir tadı vardır. Çok güzel ev partileri yapabilirsin. Ve kış ayrı bir güzel yakışır Eskişehir’e. Kış mevsiminde sosyal medya yoluyla binlerce öğrenci toplanıp kartopu oynayabilir. Bu yüzden Eskişehir’de aşık olmak, birini sevmek çok güzeldir. Artık yolda tanıdık görmekten bıkmıyorsanız bu şehir tam size göredir.
ESKİŞEHİRSPOR
Eskişehirspor şehir takımı olmanın en güzel örneklerinden birisidir. Şehriyle bütünlenmiş bir takım olmanın her hali yaşanır Eskişehir’de. Bütün maçlar bir bayram havasında geçer. Bandosuyla stadyumda neşeli ezgiler eşliğinde maç izlemenin keyfine varabilirsiniz. Özellikle galip gelinen maçlardan sonraki ruh hali inanılmazdır. Eskişehirspor taraftarı olmak demek popüler kültüre isyan etmek, dekoder tüccarlığına hayır demek, bir gol sevinci yaşayabilme ihtimali için 90 dakika beklemek demektir özünde. Ayrıca Eskişehir’de siz siz olun başka takımın formasını giymeyin derim. Her şeye rağmen bir Türkiye gerçeği olarak fanatizm olayları burada da yaşanmakta olup, özellikle kaybedilen maçlardan sonra dayak yeme ihtimaliniz mevcuttur. Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevmiştim misali. Bu kadar kusur kadı kızında da olur diyerek Es-es-es-ki-ki-ki-eski-eski-es nidaları ile bu konuyu kapatalım.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN
Bir şehrin belediyecilik anlayışının temelinde insanlara göre yaşanabilir bir kent yaratmak olmalıdır. Maalesef Türkiye’de belediyecilik anlayışının çoğunda sırtını siyasi hükümete yaslayıp Twitter’dan insanlara laf sokma, resmi bayramlarda bilmem kaç bin top dağıtma anlayışı hakim olmuş durumda. Oysaki sanatçı ruhlu Yılmaz Büyükerşen hoca siyasi iktidarın nimetlerinden faydalanmadan Eskişehir’i yaşanabilir kent haline getirmiştir. Sanatı ve sanatçıyı seven bir insanın hayata bakışı her zaman farklıdır. İnsana dayalı belediyecilik anlayışının en güzel örneklerinden birisidir Eskişehir. 1999’da Büyükşehir belediye başkanı olan Profesör Yılmaz Büyükerşen 2009 yerel seçimlerinde %50 üzeri bir oyla yine belediye başkanı olmuştur. O Eskişehir’i, Eskişehirlide onu sevmeye devam etmektedir.
DEMİRYOLU KÜLTÜRÜ
Eskişehir demiryolu kültürünün en geliştiği şehirlerden bir tanesidir. Burada tren deyince insanların aklına konserve kutuları gelmez. Eskişehir’de demiryollarında çalışmayanlar bile Sabo nedir bilirler. Sabo kokusunu özleyen insanlar vardır. 1998 yılında kapanıncaya kadar demiryollarına nitelikli personel yetiştiren Demiryolu Meslek Liseli bu şehirdeydi. Üç büyük şehre ulaşım genelde tren ile yapılır. Eskişehir’in o küçük ama melankolik garı 24 saat cıvıl cıvıldır. Birileri uğurlanır, birileri karşılanır, sıcak kucaklaşmalar yaşanır, gözyaşları akar, sevda sözleri söylenir mutluluk ya da ayrılıklar üstüne. Ayrıca Eskişehir’in çok gelişmiş bir Tramvay ağı mevcuttur. Şehrin içinden yılan gibi süzülen tramvay’da seyahat etmek keyiflidir. Kadın vatmanlara selam verirseniz, onlarda size sıcak bir gülümseme ile karşılık verirler.
MİTHAT KÖRLER
Eskişehir denilince akla gelen en önemli şarkıcı Mithat Körler’dir. Her ne kadar yaptığı müziği pek beğenmiyor olsam da sanatçımız hafif müzik başlığı altında memleket temalı eserler üretmeye devam etmektedir. Özellikle parklarda, bahçelerde, çiçekler arasında, trenlerde klip çeken unutulmaya yüz tutmuş bir ekolün zamana direnen son kalesi gibidir kendisi. Unutulmamalıdır ki içinde Eskişehir olan her türlü etkinliğin içinde mutlaka Mithat Körler’in olması bir fizik kanunu gibi geçerliliğini korumaktadır.
YEME-İÇME
Eskişehir’de her türlü damak tadına hitap eden çok geniş yemek kültürü vardır. Mesela hamburger yemek için illa dünyaca ünlü bir fast food restaurant’ına gitmenize gerek yoktur. İtalyancada ‘küçük çam ağacı’ anlamına gelen Pino gidilmesi gereken bir lezzet durağıdır. Meşhur Çibörek için Alpuda’ki Sülayman Abi bir numaradır. Bunun için 40 km yol gidemem diyorsanız şehir merkezindeki Kırım ve Papağan en önemli adreslerdir. Meşhur Eskişehir köftesi için alternatif çok fazla olsa da Rodop Köftecisi, Tuna köftecisi, Kocausta ve Köfteci Ali önereceğim isimler. Ayrıca köftenin yanında mutlaka Şıra içilmelidir. Eskişehir’e gelirseniz Balaban’ı tatmanızı öneririm. Bunun için en güzel adresler Hüsmen ve Abdüsselam’dır. Kahvaltı için “Acıktım” güzel bir yerdir. Fiyatlar biraz tuzlu olsa da insana keyif verir. Çorba için Sıcaksular’daki Mahir’i ve Hamamyolu’ndaki pasaj içerisindeki Orhan’ı öneririm ama sadece öğlenleri açıktır. Şayet sabaha karsı bir yerde çorba içeceğim diyorsanız Onur İşkembe tek adrestir. Erkek erkeğe meyhane yapılacaksa Kör Kamil veya Su Boyundaki Gaziantep favorimdir. Kızlı erkekli gideceğiz diyorsanız ise Bomanti’yi tavsiye ederim. Ama gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırın derim. Eskişehir-Bursa-Kütahya yolu üzerinde Eskişehir’e çok yakın mesafede ünlü Ayten Usta’nın çok hoş yöresel yemekleri vardır. Yolu buradan geçenlerle şiddetle tavsiye ederim. Fiyatlarda uygundur ayrıca. Görüldüğü gibi Eskişehir’de yemek için çok fazla seçenek mevcuttur.
GEZELİM GÖRELİM
Eskişehir’e geldiniz diyelim. Nereleri gezelim diye bir soru sorabilirsiniz. Şöyle bir liste çıkaralım o zaman. Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı, Kent Park, Japon Bahçesi, Şelale Park, Odunpazarı Evleri, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Porsukta bot ve gondol gezisi, Devrim Arabası Müzesi, Şehri- Aşk Adası, Karikatür Müzesi, Hava Müzesi, Yazılıkaya, Seyit Battalgazi Türbesi, Sivrihisar Pesinus Antik Şehri, Yunus Emre Türbesi, Nasrettin Hoca Türbesi. Özellikle ilk yerli arabamız olan Devrim’in acıklı hikayesi mutlaka bilinmelidir.
KAFELER VE BARLAR
Eskişehir’in en güzel yönlerinden biri çok gelişmiş bir kafe ve bar kültürünün olmasıdır. Genelde hepsinin birbirine yakın olmasından dolayı bir gecede bir çok mekanda değişik alternatifleri denemek mümkündür. İster istemez bazı mekanlar artan popülerliğine paralel olarak öğrenciyi nasıl soyarım mantığı gütmeye başlamıştır. Eski ismiyle Vural Sokak olan Barlar Sokağı genelde öğrenciye hitap eder. İstanbul’un önemli alternatif müzik mekanlarından Peyote bu sene içerisinde bir şubesini de bu sokakta açmıştır.
İşte kısaca Eskişehir böyledir. Bir şehri sevmek için basit neden yeterlidir. Bazen bir şehri bir insan gibi seversiniz, bazen de bir insanı bir şehir gibi. Anahtar kelime çok basit ‘Sevmek”. Bir dönem sırf bu yüzden kalbimin yarısını Eskişehir’de bırakmıştım
4 yorum:
Sabah sabah büyük bir özlemi yeniden alevlendirdin ama olsun eline sağlık :)
Eskişehir hep özleniyor :)
3 kere gitmiş ve sonuncusundan daha pazar akşamı dönmüş biri olarak, naçizane Seçkin Restaurant'sız Eskişehir biraz eksiktir der, neden Seçkin olduğunu okumaya haftaya hayatimfutbol.com a beklerim.
geriye kalanları keşke bu hafta sonundan önce okusaydım, artık bir dahaki sefere...
sanırım milyon kere gönderdim aynı yorumu ama kelime doğrulama değil sudoku bulmacası ya:)
Yorum Gönder