9.07.2012

Sahi senin adın neydi?



Bu aralar sık sık aynı rüyayı görüyordu. Ağa takılmış bir balık gibi çırpınıyordu rüyasında. Ansızın şehirler değiştirmeyi seviyordu. En çokta trenle yolculuk etmeyi. Başını tren camına yaslayıp uzaklara dalmak en çok huzur bulduğu şeydi bu aralar. Biliyordu bir zamanlar onu Haydarpaşa’nın o eflatun sabahında bekleyen biri oluyordu. Bir kent sabaha yeni uyanmış, sahilde ıstakozlar bağrışıyordu. Mutlu bir göğün altında tarifi imkansız sıcak bir kucaklaşma.

Sahi senin adın neydi?

Bazen ucuz olsun diye hiç adını duymadığı otobüs firmaları ile yolculuk ediyordu. Haliçte gün doğumunu izlemeyi ve saatlerce Galata’nın altındaki o çay ocağında Gülten Akın okumayı seviyordu. Bilir misin her şeyden biraz kalıyor insanda biraz hatıra, biraz acı, biraz sevgi ya da korku.

Sahi senin adın neydi?

Doğru ya sen benim adımı hiç bilmedin ki. Biliyor musun zaman ne güzel yürüyordu beni geride bırakarak. Olmayan günlerin birinde ben bir anda yere çakıldım. Sen hiç bilmedin duymadın. Oysaki ben çoğu zaman yalnız ölürken dahi senin ellerini hiç bırakmamıştım.

 Sahi senin adın neydi?

Günün Dinleme Önerileri:

- The Do "The Bridge Is Broken"
- Jose Gonzalez "Slow Moves"
- Gus Gus "Blue Mug"
- Mum "Finally We Are No One"
- Rashit "Paran Yoksa Öl"

Günün Filmi:



Lars Von Trier "Breaking The Waves"

1970'lerin Kuzey İskoçya’sında tutucu bir kasabada geçen sarsıcı bir aşkın öyküsü.

Hepinize Mutlu Pazartesiler...

The Stone Roses - Ten Storey Love Song

The Brunettes - Small Town Crew

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...