12.12.2017

Evrenin Hakimi Adam


Frida Kahlo, yetenekli bir sanatçının ötesinde zorlu bir yaşam hikayesinin başrolünü oynamış bir karakterdir. Aslında buna yaşam hikayesi yerine 'yaşam mücadelesi' dersek daha doğru olur sanırım. Bu güçlü kadının hayatında yaşadığı ilk travma altı yaşında geçirdiği çocuk felci sonucunda bir bacağının engelli kalmasıydı. Frida’nın kendi tabiriyle hayatında “iki büyük kaza” vardır. Bu kazaların ilki onu yatağa mahkum etmiştir. 18 yaşında geçirdiği bir trafik kazası bütün hayatını değiştirdi. Okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu, tramvayın demir çubuklarından birisi Frida'nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmıştı. Kazadan sonra çocuk sahibi olamayacağını öğrendiğinde hayali oğlu Leonardo için bir doğum belgesi bile hazırlar Frida Kahlo. İkinci büyük kaza ise Diego’dur. Aşık olduğu adam.  Komünist, Ressam Diego Rivera. Rivera, Meksiko City'de San Carlos Güzel Sanatlar Akademisinde öğrenciyken bir öğrenci olayı sonrasında okuldan atılmış, bir süre İspanya ve Paris'te yaşamış ve Picasso, Modigliani gibi sanatçılarla dost olmuş, 1921'de ülkesine geri dönmüştü. Kendisinden tam yirmi bir yaş büyüktü Diego Rivera. İki kez evlenmişti, çocukları vardı. Çapkınlığı ve sadakatsizliği ile bilinen bu çirkin adamda bir şeytan tüyü vardı. Herşeyin ötesinde  Diego Rivera çok yetenekli bir sanatçıydı. Belki de bu ikilinin arasındaki bu derin tutkusunun sırrı sanata duyulan bir aşktı. Aralarındaki aşka bir isim bile konmuştu "bir güvercin ile filin aşkı."


Şimdi hikayemize dönersek. Kapitalizmin en büyük babalarından biri olan Nelson Rockefeler, 1932'de Diego Rivera'nın bazı mural çalışmalarını gördükten sonra Rockefeller Center bünyesindeki RCA Binası için bir mural yapmasını teklif etmişti. Rivera başta daveti reddetmiş ancak 21.000 dolarlık bir teklife ikna olmuştu. Resmin yapılacağı duvar binanın lobisinde, girişin tam karşısında 17 metre yükseklikte ve 63 metre uzunluğundaydı. Rockefeller, resim için temayı yol ayrımında, geleceğin seçimine umutla ve geniş bir vizyon ile bakan insan olarak belirlemişti. "Kavşaktaki Adam" ismiyle 1933 yılında muralin çalışmalarına başlanmıştı. Yeri geliyor Rivera günden 20 saat bu eser üzerinde çalışıyordu. Elbette çoğu zaman yanında eşi Frida Kahlo oluyordu. 24 Nisan 1933'de New York World Telegram gazetesi komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle murale saldıran bir makale yayınladı. Bu makalenin yayınlanmasından sonra Diego Rivera resme Lenin'in portresini ekledi. Elbette bu tepkiler sonucunda Rockefeller sanatçıdan Lenin portresinin kaldırmasını istedi. Ama Diego bu isteği reddetmiştir. Bir hafta sonra Diego iskele üzerinde çalışırken şirket yetkilileri yanlarına güvenlik görevlilerini alarak ona bir mektup ve bir çek uzatarak işe son vermelerini istediler. Çekle 14.000 dolarlık bir rakam ödenmiş, mural paneller ile kapatılarak halkın görmesi engellenmiştir. Şubat 1934'de parçalanarak ortadan kaldırılmıştır.

Bütün bu olayların yaşanacağını sezen Diego asistanı Lucienne Bloch'tan gizlice murali fotoğraflamasını istemişti. Rivera 1934’te Lucienne Bloch’un çekmiş olduğu bu siyah beyaz fotoğrafları referans olarak kullanarak, aynı tabloyu “Man, Controller of the Universe" olarak yeniden adlandırmış ve Meksiko City’deki “Palacio de Bellas Artes” Güzel Sanatlar Sarayı’nda daha küçük bir ölçekte ve bazı ufak tefek değişikliklerle yeniden gerçekleştirmişti.  

Aşağıdaki videoda bu duvar resmi hakkında daha detaylı bir anlatım mevcuttur.


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...