12.01.2012

Meksika Sınırı


Tuhaf bir ruh halindeyim bu akşam. İçimde tarifsiz karabasanlar var sanki. Dışardaki soğuk içimdekinin yanında tarifsiz kalıyor. Odanın içinde yankılanan Joy Division plağı zor bir gecenin fon müziği olmaya devam ediyor. Oldum olası geceleri pek sevmem. En çok sevdiğim gece Bilge Karasu'nun Gece'si olmuştur hep. Ama sabahlar öylemi. Yeni bir doğum gibi, yeni bir günün haberciliğini yapıyorlar. Ruhum bu akşam benden uzaklarda sanki Meksika Sınırında. Aklıma geçmiş geliyor. Bu çoğrafyada ordu yönetime ikinci defa el koyduğunda 1 yaşındaydım. Bir kadına tüm kalbimle "Hayatımın Anlamı" dediğimde henüz 25'imden gün almamıştım. İki yanlışın bir doğru etmediğini yeni anladığımda ise otuzlu yaşların başındaydım. Şairin dediği gibi;

"Bir Meksika sınırı lazım her memlekete
Meksika’nın kendisine de"

Bir elinde kahve, bir yanımda Turgut geceyi bekliyorum. Bakın ne güzel demiş Üstad...

"İnsan en çok sabahları arar sevdiği kadını"
diyor birisi, katılıyorum o sabahlara
öğleler kaba yaşanır, kalındır
akşamüstüleri ince hüzünlü
çiçekler alınıp verilebilir
sabahtır yalnızlık
nasıl sabah nasıl yalnızlık
ve şiirsel hiçbir yanı yok sanılır
var mıdır, vardır
vardır, ama çiçeklerle değil
kendi başına
zımpara taşı gibi acımasız...


Sanırım zımpara taşı gibi bir gece beni bekliyor...


Malcolm Middleton - No Modest Bear

Cobradukes - Airtight

The Troggs - Always Something There To Remind Me

Shriekback- Mercy Dash

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...