27.06.2012

Bir sınıf atlama masalı "Ronaldo"


Büyük futbol organizasyonlarında gözler hep yıldız futbolcuların üzerindedir. Ronaldo'da son dönemlerin yıldız kontejyanını dolduran iki önemli isimden biri. Nedendir bilinmez bir türlü sevemedim ben bu adamı. Bakışlarındaki soğukluk, tavırlarındaki iticilik, bilmem kaç beygir gücündeki özgüven, dünyadaki bütün kadınların kendisi için deli olduğunu düşündüğü bir hayal alemi. "Güzel Çocuk" endüstrisinin David Beckham'dan sonra piyasaya sürdüğü son model oyuncak.

Gölgede ve Güneşte Futbol kitabı ile futbolun sadece futbol olmadığını gösteren Uruguaylı entellektüel yazar Eduardo Galeano bakınız Ronaldo için neler demiş. "Yan çizgi boyunca kan ter içinde koşuyor. Bir yanda zafer onu bekliyor, göklere çıkaracak. Öbür yanda ise mahvoluşun uçurumunda duruyor. Tüm mahalle ona gıpta ediyor. Yıldız fabrikadan da, bürodan da kurtulmuştur. Ona eğlenmesi için para öderler. Gazetelere televizyonlara çıkar, kadınlar onun için iç geçirir, çocuklar onu taklit eder. İş adamları onu alırlar, satarlar, kiraya verirler. Oyuncu daha fazla şöhret vaadiyle kendini akıntıya bırakır. Ne denli başarılı olur ve çok para kazanırsa tutsaklığı o oranda artar."


Bir diğer açıdan baktığımız zaman Ronaldo sefaletle geçen çocukluğunun intikamını alıyor bu gösterişli hayatla. Bekçi bir baba ile aşçı bir annenin oğlu olarak dünyaya gelen yıldız, çocukluğunda hırçın yapısı ile dikkat çekiyormuş. Bu hırçınlığın nedeni elbette kendisiyle alay edenlerin tavırları. O zamanlar kafasına koymuş bugünlere gelmeyi ve kendisiyle alay edenlerden intikam almayı. Zamanla duygularını köreltmeyi ve hayata karşı acımasız olmayı öğrenmiş. Bu öğrenilmiş sadece hayata karşı değil aslında, saha içinde rakip fulbolculara karşıda acımasız olma yönünde. Sahadaki takım arkadaşlarına tavrı ise, onların varlığını ancak attığı golden sonra kendisini kutlamaya geldiklerinde farkediyor. Yenilgiye asla katlanamayan adamın tek kişilik resitali. Özel hayat deseniz, mankenlerin biri geliyor, diğeri gidiyor. Cinsel iştahı futbola olan iştahından kat kat fazla. Orji kavramına değişik anlamlar yüklemede üstüne kimse yok. Giyim kuşam derseniz. Altın zincir, elmas küpe, pahalı bir sürü ıvır zıvır. Seyyar bujiteri dükkanı gibi maşallah. Özetle bir sınıf atlama hikayesinin en görkemli kahramanı o bugünlerde.

Ve günümüzün en büyük endüstrilerinden biri olan Futbol. Her Uruguaylı gibi futbolcu olmak istemiş olan Eduardo Galeano futbolu zevkten zorunluluğa uzanan hüzünlü bir öykü olarak tanımlayıp futbolcu için şöyle bir tanımlama yapıyor. O yapayalnızdır, oyunu hep uzaktan izler. hedef mekandan ayrılmaksızın üç direğin arasında idmanı bekler. Eskiden hakem gibi siyahlara bürünürlerdi. Artık hakemler kara kıyafetleriyle çıkmıyorlar sahaya, kaleciler de renkli fantezilerle süslüyorlar yalnızlıklarını.


Birde hepimizin kızdığı Mario Balotelli diye bir futbolcu var bilirsiniz. Hani şu bazı ırkçı taraftarların onu kızdırmak için maymun yerine koydukları ve maymun sesi çıkardıkları hırçın futbolcu. Bu maymun yerine konan adam senenin başlarında Manchester'daki "John Rylands" Üniversitesi'ne gitti ve öğrencilerin okul kütüphanesine olan tüm borcunu bir kalemde kapatmaya çalıştı. Ancak kütüphane yetkilileri, borçların öğrenciler tarafından kapatılması gerektiğini belirterek, Balotelli'nin teklifini geri çevirdi. Yine Balotelli noel baba kıyafetleri giyerek, Manchester sokaklarında para dağıtan, yılbaşı akşamı Manchester'daki bir otelde 24 evsize oda açtıran bir maymun!

Elbette en çok kimi seveceğinize siz karar vereceksiniz . Gönül bu ota da konar, boka da...

Chromatics – Running Up That Hill

o.r.n. – Small Town Boy

2 yorum:

Küçükkarabalık dedi ki...

Tanıl Bora'nın Radikal'deki yazısıyla paralel. Bir konuk yazarlık durumu mu var, "esinlenme" mi?
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1092367&Yazar=TANIL-BORA&CategoryID=103

Mehmet Erdogan dedi ki...

Tanıl Bora çok sevdiğim bir insandır..Onun yazısından esinlenme diyelim..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...