21.03.2014

Mutluluk, Nefret ve Yalnız Serçe


Dün 'Dünya Mutluluk Günü'ydü. Mutluluk nedir peki? Haldun Taner, yıllar önce çok güzel bir tarifini yapmıştı mutluluğun.

"Mutluluk insanın içini ısıtan, ışıklandıran bir şeydir. Kanının iyi dolaştığını, kalbinin gümbür gümbür attığını, yoğun olarak yaşadığını hissettiren şeydir. Mesela bir temmuz öğlesi dalgalanan başak tarlası, yağmurlardan sonra taze çimenlerin kokusu, üstünde çiğ damlası ile sabaha bakan bir gonca. Mutluluk desti kokan bir bardak sudur. Bir kadının güneşten yanmış kolundaki altın sarısı ayva tüyleri... Sonra gök kubbe, yıldızlar, sahilin hışırtısı. Bir çocuğun sevinci, bir yaşlının gülüşü. Mutluluk mesela özgürlüktür. Özlü bir Şey okuyup yüce insanlarla bir ortaklık kurmaktır. Mesela gelişmektir, oluşmaktır, sevişmektir. Ağır, ağır bir dağa tırmanıp yükseldikçe bir zamanlar bir şey sanılmış tepeciklerin arkasındaki boşluğu farketmektir. Daha ne diyeyim, mutluluk gecenin ucundaki ilk maviliği, bir vapur güvertesinden seyretmektir."



Elbette siyah beyaz misali mutluluğun olduğu yerde üzüntü de olacaktır. Ama üzüntüden daha korkunç olanı 'nefret'. Duyguların en aşağılık olanı. Bakın Bukowski nefreti yüreklerinde saklayanlar için ne demiş.

"Nefreti en iyi becerenler, sevmeyi vaaz edenlerdir. Vaaz verenlerden sakının. Övmekte hızlı davrananlardan sakının; karşılığında övgü beklerler. Sürekli kalabalıkları arayanlardan sakının; tek başlarına bir hiçtirler. Ortalama erkekten, ortalama kadından sakının. Sevgileri vasattır, vasatı aranır dururlar. Ama nefretleri dahiyanedir. Nefretleri seni beni herkesi öldürebilecek kadar dahiyanedir. Kendilerini tam sevemedikleri için senin sevginin eksik olduğuna inanırlar ve senden nefret ederler. Ve nefretleri; parlak bir elmas, bir bıçak, bir dağ, bir kaplan, bir baldıran otu kadar mükemmeldir. Çünkü en usta oldukları sanattır nefret!"

Yukarıdaki tanım ne kadar tanıdık değil mi? Çok acı ki insanlar gittikçe birbirlerine düşman oluyorlar. Kutuplaşıp kendi saflarını sıklaştırıyorlar. Taraf olmayanlar yok olmakla tehdit ediliyor. Sevgi, aşk, mutluluk gibi duygular zaafmış gibi gösteriliyor. Daima güçlü olup ezen taraf olman gerektiği söyleniyor. Güç, koltuk, makam, kariyer için insanlığından vazgeçip, duygusuz bir robota dönüşmen isteniyor. İçim o kadar dolu, söylenecek o kadar çok şey var ki uzatmak istemiyorum. Umarım hepinize Mutlu Pazartesiler demeye devam edebilirim. Sadece mutluluk mavi bir çocuk olsun ve bahçemizde oynamaya devam etsin.


Son olarak dün ayrıca Dünya Serçeler Günü. Tüm yalnız serçeler benim kalbimdir...

Büyük şairin dediği gibi;

doğru mu değil mi bilmiyorum
kentler büyüyüp gidiyor ya aldırma
başka bir yaşama tutturmalı diyorum
köprü korkuluklarına
ufak buluşmalara yaslanan
yani tuzun amcası, sevincin
öz kardeşi olan
en küçük bir kuşun gözleriyle
dünyaya baktığın zaman
herşey benim kalbimdir...

Happiness - Sam Sparro

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...