Seyirci-perde ilişkisinin bu büyülü tarafı, oradan bir sesin, şuradan bir işaretin geliyor olması, bu katıksız ruh hali, kolayca maddi olana dönüşüverir ama. Acele karar vermek lüzumsuz. O sefil madde biraz sonra saf bir ruh olarak perdenin "arkasından" çıkıp gelecektir.
Sinemanın yüzeyi ile arkası arasındaki bu oyun, bu maddeci ilahiyat, seyrettiğimiz filmin çekirdek duygusunun inanç olmasıyla sanki ete kemiğe bürünüyor. Şu perdede akıp giden filme inanırken ben, o da bana Tanrı'nın terk ettiği bu evreni anlatıyor. Derken farklı kılıklarda beliriyor Tanrı. Kimseye ait olmayan, yüzer gezer bir kutsal aşk olarak! Bir komünist olarak! Kutsal olanın terk ettiği o boş yere tesadüfen girmiş bir Godot olarak!
Umut Tümay Arslan'ın hazırladığı "Bir Kapıdan Gireceksin Türkiye Sineması Üzerine Denemeler" kitabı Metis yayınlarından çıktı. Mutlaka okuyun.
Kisses - Midnight Lover
Lana del Rey - Born To Die
0 yorum:
Yorum Gönder