21.10.2014

Mommy


- Birbirimizi hala seviyoruz değil mi?
- En iyi yaptığımız şey bu ahbap.

Xavier Dolan hayranı değilim, hele ki Mommy'den önce izlediğim Tom a la ferme filmininden sonra, bende bir iz bırakmadığını görerek, Dolan benim tarzım değil demiştim, yalnız diğer filmlerindeki kusurlu kusursuzluğu hep sevdim, tek hayal kırıklığım Tom a la ferme ile oldu zira Dolan o filmle kendi sinemasal dilinin dışına çıkmayı deneyip, kendinden uzaklaşınca en yapay filminin ortaya çıkmış olduğunu düşündüm, yani duygudan taviz verdiğinde eksiklik baş göstermişti.. Bunun böyle devam edeceğini sanmışım, meğer..

Cannes Film Festivali'nde üçüncülüğü paylaşıp alkışlarla tebriğe boğulduğu filmi Mommy' ye de çok kulak astım diyemem bu yüzden.. Diğer filmlerindeki kusurlarını sevdiğimi fark etmiştim aslolan, sonrasında Mommy'deki konuyu biraz kusurlu bulduğumda, kusurlu ama kusurlarıyla bütünlük sağlayan Dolan sinemasına dönüş yaptığını düşününce sevindim ve beklentisiz beklenti üzerine izledim filmi. Ve şu an şunu söyleyebiliyorum adına: gelişimine tanıklık ettiğimiz çağdaşımız, bizimle birlikte büyüyen bir yönetmen, gelecekte büyük ihtimal ustalar arasında anılacak, kendine has çizgisini bu kadar erken yaşta oturtmuş bir vizyoner, dahi bir göz. Kendisi için sıkı eleştirlerde bulunmadım hiç şu zamana kadar ama şimdilerde ortalarda dolaşan tek tük çatlak sesin yönetmeni, benzer kurgu ve sarmallar arasında dolaşıp, o labirentten çıkamamakla suçlamasını anlayamıyorum desem yeridir. Evet ortada yine bir anne oğul ilşkisi var ama Dolan delilik, nefret ve sevgi üçlemesi arasında kendini aşmak adına elinden geleni yaptığını göstermiş açıkcası.


Sorunlu bir çocuğun, ergenlik, psikozla, sinirlilikle boğuştuğu, kendini anne bedeninden soyutlayamadığı için birey olma sıkıntılarından muzdarip; ve olması gerektiği gibi olmayan hafif çatlak bir annenin, başına buyruk, geçici işlerle dikiş tutturmaya çalışan bir kaybeden olan olan filmde, anne ile oğlunun ahlakçı olmayan ama illa da sevgi dedirten ilişkilerine bir de yeni trajedi atlatmış (oğlunu kaybetmiş, bunu gösterilen ipuçlarına dayanarak çözümledim, biraz eksik kaldığını söyleyebilirim) komşu da eklenince , eksikleri tamamlanan bir sevgi resminin ortaya çıktığı film oluyor "Mommy". Her birinin eksiklikleri, muhtaçlıkları öylesine doyuruluyor ki 1'e 1 olan ekran oranı Steve'in (oğul) kaykaya bindiği sahnede ellerini iki yana açmasıyla genişmelesi, acılardan sıyrılıp mutlu olma durumuna sembolik bir gönderme ile film bize gözünü kırpıyor.



Müzik kullanımı konusunda her daim yerli yerinde atışlar yaptığını düşünürken bu filmde biraz klip havası sezdiğimi de söylemeden geçemeyecğim (evet bu onun tarzı, seviyoruz) yine de daha az ve yerinde olmasını yeğlerdim, velhasıl söyleyeceğini daha fazla duyguyla doldurarak, eksik yanları olduğu kadar kusursuza yakın, anlatacağını kolay yollardan değil sert ve ham duygu patlamaları ile yoğuran bir film Mommy. Oyuncu kadrosunun bu konuda çok başarılı olması büyük bir etken. Özellikle, baştaki rahatsız edici kusurlu karakter özelliklerinin üzerine muazzam bir anne portresi çizmeyi büyük bir ustalıkla başarmış, Dolan. O kadar tutarlı bir temsil ki, tutarsızlıkları bile tutarlı, nefes alan oyunculuklarla baş başa bırakıyor bizleri..

Sonuç olarak Dolan hayranı olmasam da, artık takip edeceğim bir yönetmen olarak bendeki yerini alıyor, yalnız Xavier Dolan'ın büyüdüğünü ve olgunlaştığını, filmlerinde bu gelişimi görmeyi merak ediyor muyum, sanırım hayır, keşke hiç büyümese, keşke hiç büyümesek de o saf bakışı, saflığı koruyabilsek.. Ama bizi "gözlem yeteneğinden" yine de mahrum etmemesi dileğim..

İyi seyirler..

Soundtrack listesini de eklemeden geçmeyelim:


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...