22.08.2011

Bir Tel Cambazının Batıl İnancı



"Bir güvercin, aynı diğer canlılar gibi kutuya konulup, kutunun içinde bulunan düğmeye bastığında ona bir parça yem veren kapak açılırsa, düğmeye bastığı için ona bir ödül verildiğini zamanla öğrenir.

Düğmeye basar, yem kapağı açılır ve gidip ödülünü alır.

Ancak bu aşamadan sonra yem kapağı 30 saniyede bir açılacak şekilde ayarlanırsa düğmeye basmamasına rağmen kapağın açılmasına güvercin şaşırır. Ödül almak için ne yaptığını düşünür ve kapak her açıldığında ne yaptığına bakar, eğer kanat çırpıyorsa kanatlarını çırptığı için ödül verildiğini zanneder ve sürekli olarak kanatlarını çırpmaya başlar. Eğer yürüyorsa, yürüdüğü için ödül verildiğini zanneder ve sürekli olarak ödül için yürümeye başlar.

Oysa kapak zaman ayarlı olduğu için açılmaktadır.

İşte bu duruma Güvercinin Batıl İnancı deniyor."




Ne zaman aklıma esse bir Haymatlos misali daha Haliç'deki sisler kalkmadan alıp başımı batıl inançlarımın peşinden gidiyorum. Hafta sonu değerli dostlarımla geleneksel İstanbul buluşmamızı yaptık. Anlamlı anlamsız sohbetler, belli belirsiz mekanlar eşliğinde saatler su gibi akıp geçti. Her İstanbul'a gelişimde garip bir ruh haline bürünüyorum. Sanki yıllardır burada yaşıyorum ve hiç ayrılmamışım bu şehrin bulutlu dar sokaklarından. Her A
smalımescit'in tarumar edilmiş sokaklarından geçtiğimde Fikret Adil'in bohem ruhu beni çağırıyor. Biliyorum beni bu hayallerim mahvedecek bir gün ama olsun. Turgut Uyar'ın dediği gibi Benim Dengemi bozmayınız diyerek ustanın "Tel Cambazının Rüzgarsız Aşklara Vardığını Anlatır Şiirine" kulak kabartıyoruz.


Önce istanbul vardı o yoktu
sonra birgün çıktı geldi
bütün kapılar yerini buldu
önce gözlüklerini çıkardı pencereye koydu
çantasından sigara paketini çıkardı koydu
yalnızlığını çıkardı koydu
o zaman bütün aşklar bütün bulutlar geçti aklından

Adı kimseye lazım değil

İstanbul coğrafyada ışıksız bir şehir
tuttu ay ışığını parçaladı
her sokağa birer parça dağıttı
o tanrı mıydı sanki -Haşa-
ama gönlü öyle istedi öyle yaptı
o zaman bütün aşklar bütün bulutlar geçti aklından

Adı kimseye lazım değil

bu macerayı durup size anlatacak
bir yanda koca istanbul
bir yanda o
bir yanda en allahsız şarkılar
bir yanda edirnekapı
vitrinsiz dükkanlar ve dut ağaçları
neden bütün insanların birbirini sevmesi gerektiğini
bir gün saat üçte köprüde anlayacak
saat üçte hepimizde gizli tanrıyı
bulup çıkaracak meydana
o zaman üç gemi İtalya'ya kalkacak
üç gemi Norveç'e
birisi pancar küsbesi götürecek
öbürü bir aşk kaçıracak gümrüksüz
bir gün saat üçte köprüde
üç martı insanlara bakıp imrenecek
bir adam iri bir lüfer çıkaracak denizden
işte o zaman bütün aşklar ve bulutlar geçecek aklından

Adı kimseye lazım değil...



Firewater - Electric City



Replikas - Gulyabani Müzik

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...