Eduardo Galeano'nun koca bir kıtanın nasıl talan edildiğini, beş sömürge ve emperyalizmin geçmişini çarpıcı bir dille, bilimsel verilere dayanarak ve tüm gerçekliğiyle anlattığı Latin Amerika'nın Kesik Damarları isimli bir kült kitabını duymuşsunuzdur. Malum Ramazan ayındayız İslam inancına göre kan dökmenin günah olduğu bir ay. Ama Suriye'de Esad yönetiminin Hama'da giriştiği katliam ise yenilir yutulur cinsten bir olay değil. Topçu ve tank ateşiyle uyanılan bir kentte insanlık dramı yaşanıyor. Tıpkı Kanat Atkaya'nın bugünkü yazısında yazdığı gibi şimdi ise tüm acı gerçekliğiyle Suriye'nin sökülen ses telleri var. İşte O yazı :
"Ey Beşar! Ey yalancı!
Sana da söylevlerin de lanet olsun!
Özgürlük geldi kapıya dayandı.
Haydi Beşar, haydi ikile!
Bir süredir Suriye'nin en popüler ve en tehlikeli şarkısının sözlerinin bir bölümü böyle.
Kendi halkını katleden Beşar Esad'ın ve katil sürüsünün duymaya katlanamadığı bir şarkı bu.
Geçen ay Hama yakınlarında cesedi bulunan İbrahim Quashush (Kaşuş) kimilerine göre bu şarkıyı meşhur eden yazan kişiydi, kimilerine göre sıradan bir genç adam.
Eğer İbrahim'in Asi Nehri kıyısında bulunan cansız bedenine bakacak cesareti
toplayabilirseniz, gırtlağının kesildiğini göreceksiniz.
Esad'ın katilleri "Haydi Beşar, haydi ikile"yi söylediği için kaçırıp işkence edip, ses tellerini kesip çıkararak öldürmüştü genç adamı.
Beyaz sayfa açmasına izin verilen Esad, o beyaz sayfayı İbrahim gibi yüzlerce vatandaşının kanıyla boyadı.
Durdu insanlık, süre tanıdı, "Reform yapacakmış canım" kafasını başka yere çevirdi.
Ramazan öncesi Hama'da ağır silahlarla katliama girişince "Bu kadar da olmaz canıım!" demeçleri geldi.
Aman ne cesur demeçler!
Aman ne korkmuştur Esad ve onun katiller sürüsü.
Burnumuzun dibinde komşumuzun ses telleri vahşice sökülürken sustuk bölgemizin lideri ve dünyanın yeni abisi olarak.
Ramazan öncesine denk gelen katliama kadar geçiştirdik, kafamızı kuma gömdük, egemenler korosunda yancı vokalist rolünü kabul ettik.
Kaldı ki, şartlar müsait olduğunda, yani "icabında" mangalda kül bırakmayız demeç üfürürken.
Sorun bakalım İbrahim'e "Samimiyetimizi görüyorsun di mi?" diye, bakalım cevap verebilecek mi sökülmüş ses telleriyle
Bu ayıp insan olana yeter.
Egemenlerin "çıkarlarımıza uygun besteler" seslendiren korosu yerine "Haydi Beşar, ikile!" diyen koroya katımalıydık.
Artık İbrahim affetsin bizi, insanlığı..."
Kanat Atkaya demişken hatırlayanlar bilir yıllar önce Kanat Atkaya ve Can Kozanoğlunun beraber sundukları "Arka Sayfa" diye bir program vardı. İkili tatlı bir sohbet eşliğinde her hafta bir başlığa el atarlar, kaliteli geyiğin, mizahın, kültürün sanatın, en güzel DVD ve kitap tanıtımlarının yapıldığı bir programdı. Hatırlıyorum da cuma akşamlarım koyu bir kahve eşliğinde bu ikili ile keyifle akıp giderdi. Programın sonunda The Smiths klibi bile izlediğimi hatırlıyorum. Öyle ki unutamadığım şu diyalogu her hatırladığımda gülerim.
Can Kozanoğlu : Özcan Deniz korku filmi senaryosu yazıyormuş. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Kanat Atkaya : Valla şimdiden korkmaya başladım abi, o derece yani, aman deyim.
Bu şarkıda senin için gelsin Beşar Esad...
"Ey Beşar! Ey yalancı!
Sana da söylevlerin de lanet olsun!
Özgürlük geldi kapıya dayandı.
Haydi Beşar, haydi ikile!
Bir süredir Suriye'nin en popüler ve en tehlikeli şarkısının sözlerinin bir bölümü böyle.
Kendi halkını katleden Beşar Esad'ın ve katil sürüsünün duymaya katlanamadığı bir şarkı bu.
Geçen ay Hama yakınlarında cesedi bulunan İbrahim Quashush (Kaşuş) kimilerine göre bu şarkıyı meşhur eden yazan kişiydi, kimilerine göre sıradan bir genç adam.
Eğer İbrahim'in Asi Nehri kıyısında bulunan cansız bedenine bakacak cesareti
toplayabilirseniz, gırtlağının kesildiğini göreceksiniz.
Esad'ın katilleri "Haydi Beşar, haydi ikile"yi söylediği için kaçırıp işkence edip, ses tellerini kesip çıkararak öldürmüştü genç adamı.
Beyaz sayfa açmasına izin verilen Esad, o beyaz sayfayı İbrahim gibi yüzlerce vatandaşının kanıyla boyadı.
Durdu insanlık, süre tanıdı, "Reform yapacakmış canım" kafasını başka yere çevirdi.
Ramazan öncesi Hama'da ağır silahlarla katliama girişince "Bu kadar da olmaz canıım!" demeçleri geldi.
Aman ne cesur demeçler!
Aman ne korkmuştur Esad ve onun katiller sürüsü.
Burnumuzun dibinde komşumuzun ses telleri vahşice sökülürken sustuk bölgemizin lideri ve dünyanın yeni abisi olarak.
Ramazan öncesine denk gelen katliama kadar geçiştirdik, kafamızı kuma gömdük, egemenler korosunda yancı vokalist rolünü kabul ettik.
Kaldı ki, şartlar müsait olduğunda, yani "icabında" mangalda kül bırakmayız demeç üfürürken.
Sorun bakalım İbrahim'e "Samimiyetimizi görüyorsun di mi?" diye, bakalım cevap verebilecek mi sökülmüş ses telleriyle
Bu ayıp insan olana yeter.
Egemenlerin "çıkarlarımıza uygun besteler" seslendiren korosu yerine "Haydi Beşar, ikile!" diyen koroya katımalıydık.
Artık İbrahim affetsin bizi, insanlığı..."
Kanat Atkaya demişken hatırlayanlar bilir yıllar önce Kanat Atkaya ve Can Kozanoğlunun beraber sundukları "Arka Sayfa" diye bir program vardı. İkili tatlı bir sohbet eşliğinde her hafta bir başlığa el atarlar, kaliteli geyiğin, mizahın, kültürün sanatın, en güzel DVD ve kitap tanıtımlarının yapıldığı bir programdı. Hatırlıyorum da cuma akşamlarım koyu bir kahve eşliğinde bu ikili ile keyifle akıp giderdi. Programın sonunda The Smiths klibi bile izlediğimi hatırlıyorum. Öyle ki unutamadığım şu diyalogu her hatırladığımda gülerim.
Can Kozanoğlu : Özcan Deniz korku filmi senaryosu yazıyormuş. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Kanat Atkaya : Valla şimdiden korkmaya başladım abi, o derece yani, aman deyim.
Bu şarkıda senin için gelsin Beşar Esad...
0 yorum:
Yorum Gönder