Latife Tekin'in deyimiyle "sevgili arsız ölüm" aramızdan birini daha aldı. Deprem dedince ülkemizde ilk akla gelen isim olan Kandilli Rasathanesi eski müdürü Ahmet Mete Işıkara hayatını kaybetti.
Depremler doğanın en yıkıcı doğal afetlerinden birisi. Maalesef
ülkemizin önemli bir kısmı deprem kuşağı üzerinde. Tabir yerindeyse
diken üstünde depremle yaşamaya alışmaya çalışıyoruz. Hayatımıza
depremle yaşamak tabirini sokan bilim insanlarından biriydi Deprem Dede.
Başındaki deprem sıfatına inat çok içten, sıcak ve yediden yetmişe
herkesin sevdiği bir insandı Ahmet Mete Işıkara. Hatta millet olarak
herşeyin suyunu çıkarmayı çok iyi bildiğimiz için ve sanırım artık
deprem sözünden sıkılmış olmalıyız ki, Deprem Dede’yi bir dönem
Türkiye’nin en seksi erkeği seçmiştik.
Türkiye onu hem maddi, hem manevi anlamda birçok yıkıma neden olan 17
Ağustos depremi sonrası yaptığı açıklamalar ve çalışmalar ile tanıdı.
Deprem Dede, biz Türküz bize bir şey mantığa inat; il il, ilçe ilçe, köy
köy Türkiye’yi dolaşarak deprem konusunda insanları bilinçlendirmeyi
kendisine görev edinmişti.
Peki Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara kimdir? İsterseniz bir hayatına göz
atalım. Ahmet Mete Işıkara, 1941 yılında Mersin'de doğdu. 1954 Mersin
Lisesi'ni bitirdi. 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Jeofizik Bölümü'nü bitirdi ve aynı bölüme asistan oldu. 1976 - 1983
yılları arasında Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği Ulusal
Jeomagnetizma ve Aeronomi Komisyonu Başkanlığı yaptı. 1979 - 1982
yılları arasında Avrupa Depremlerin Önceden Belirlenmesi Çalışma
Grubu'nda koordinatör olarak çalıştı. 1980 - 1983 yılları arasında
Türkiye adına Avrupa Konseyi Deprem Uzmanları Komitesi'nde temsilcilik
yaptı. 1985 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde göreve başladı. 1985
yılında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları
Enstitüsü'nde müdür yardımcısı oldu. 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü'nde müdür oldu.
Sonraki süreçte görevinden emekli olmuş ama idaalerinden asla
vazgeçmemişti.
Göz yaşıyla yoğrulmuş bu çoğrafyada depremle yaşamak gerçeği ve ölüm.
Ne tuhaf her ölüm, yaşadığımız dünyayla tanışıklık hissini biraz daha
azaltıyor ve bu dünyaya ait herşeyin burada kaldığına güçlü bir kanıt
sunuyor. Deprem Dedemiz, bize her seferinde gerekli uyarıları yaparak
daha güzel bir dünyanın tarifini yapmaya çalışıyordu. Evet bu dünyada da
depremler olur diyordu; ama unutmamamız gereken şu noktayı tekrar
tekrar hatırlatıyordu. Deprem öldürmez, binalar öldürür… Kısaca
malzemeden nasıl çalarım diyen yurdum müdahitlerine inceden inceye
dokunduruyordu. Özetle böyle gelmiş böyle gitmesin. Farkında mısınız
bilmem, olası Marmara Depremi gibi bir felaket kapımızda Azrail misali
nöbet tutuyor. Ve bu felaket Maya’ların 21 Aralığı gibi bir efsane
değil, bilimsel bir gerçek.
Sözün bittiği yerde; Nur içinde yat Deprem Dede, mekanın cennet olsun diyoruz…
Little Boots - Earthquakes
Ssion - Earthquake
0 yorum:
Yorum Gönder