27.05.2012

Biraz da sinema: Lawn Dogs



Birçok festivalde ödüller kazanan Avustralya asıllı John Duigan'ın "Lawn Dogs" filmi saf bir dostluk ve arkadaşlık filmi aslında. Camelot Gardens, lüks evlerin bulunduğu seçkin bir site. Siteye yeni taşınan Stockard ailesinde baba Morton politikaya atılmayı düşünen bir işadamı, anne Clare ise hayatın anlamını genç erkeklerde arayan bir kadın. İkisininde 10 yaşındaki kızları Devon'a ayıracak zamanı yok. Devon'da yaşıtı çocukları aptal buluyor. Sitenin havası da, düzgün çimleri de o civarda çocukların yaşadığına dair en ufak bir ipucu vermiyor zaten. Devon anne-babasının çıkarcı ve ikiyüzlü yaşamlarının farkında aslında. Amcası ona ormanda yaşayan Baba Yaga adlı bir büyücünün hikayesini anlatıyor.

Devon, bir gün Baba Yaga'yı aramak için yakındaki ormana dalıyor. Baba Yaga yerine karşısına ormanda kaçak park etmiş eski püskü bir karavanda yaşayan Trent ( Sam Rockwell) çıkıyor. Sitenin o görkemli hayatının arkasında yaşayan tek fakir kişisi Trent Burns, hayatını Camelot Gardens çimlerini biçerek kazanıyor. Düzenli olarak geldiği bu rüya şehrinde dışlanan ve hakarete uğrayan tek kişi. Duygusal bir arayış içinde olan, hayalpereset, büyümüşte küçülmüş Devon ve kendini ciddiye almayan, hayata karşı cesur, umarsız Trent, birbirlerinin yaralarını keşfederek, dert ortağı ve arkadaş oluyorlar. Bir anlamda bu yabancı dünyada birbirlerinden teselli buluyorlar.



Devon'un ailesi kızlarının en yakın arkadaşının yetişkin bir adam, dahası para kazanmak için sitelerinin çimlerini biçen birisi olduğunu öğrenince fena bozuluyorlar. Devon ormanda aradığı karanlık kişiliğin aslında kendi çevresinin, hatta belki de kendi ailesinin bir parçası olduğu düşüncesine varıyor...

Tıpkı Goethe'nin dediği gibi  "Dağınık zihinler bulmak için tımarhaneye gitmeye gerek yok. Gezegenimiz evrenin tımarhanesidir."

Bob Dylan - Knockin' On Heaven's Door

Bruce Springsteen - Dancing In The Dark

Alannah Myles - Black Velvet

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...