9.05.2012

Biraz da sinema: Dönüş


1960'da oyunculuk kariyerine başlayan Türkan Şoray, kamera önünde geçirdiği 12 senenin ardından 1972'de "Dönüş" ile yönetmen koltuğuna oturdu. Hem de, aradan geçen bunca zamana rağmen günümüzde bile hala eksikliğini çektiğimiz bir "kadın öyküsü"yle. Dönüş her anlamda kadın eli değmiş bir yapım olarak sinema tarihimizde özel bir yere sahip. Zira Şoray, sadece yönetmenlikle kalmamış, anaöyküyü ( o öyküyü Safa Önal senaryolaştırmıştı) kendisi kaleme almış ve aynı zamanda filmin başrolünü de üstlenmişti. Filmde Şoray, geride kalmış eş üzerinden bir 'Alamancı' trajedisi anlatıyor. Kadir İnanır'ın canlandırdığı kocası, para kazanmak için Almanya'ya gidince bebeğiyle ortada kalan; bu zaman zarfında da köy ağasının tüm taciz ve eziyetlerine rağmen dimdik ayakta durmaya çalışan Gülcan'ın hikayesini.

Şoray-İnanır çiftinin canlandırdığı karakterler vesilesiyle, birkaç yıl sonra gelecek "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın önprovası niteliği de taşıyan "Dönüş", psikolojik ve politik ayrıntıları kullanışıyla cesur ve isyankar bir söyleme sahip. Köy ağasına meydan okuyan, bu uğurda cinayet işlemekten çekinmeyen Gülcan vesilesiyle düzene başkaldıran film, feodalizme çare olarak öğretmeni işaret eder; bir anlamda da "Vurun Kahpeye"nin izini takip eder.

Yakın yüz planlarıyla çalışmayı tercih eden Şoray, sıkça kullandığı kesmelerle filmin temposunu sürekli ayakta tutar; hikayenin tümüyle drama kaymasına izin vermez. Alamancı İbrahim'in dönüşünde kullandığı yabancılaşma sembolleri, o döneme göre hayli ilericidir. Film süresince "Hasretinle Yandı Gönlüm" şarkısının eşlik ettiği hikayenin finali trajik gibi görünür ama başkahraman açısından 'makul' bir sonuç hissiyatına da sahiptir.



İlk yönetmenlik denemesiyle, kamera önünde olduğu kadar arkasında da hakimiyetini ispatlayan Şoray "Dönüş" ile birlikte kariyeri boyunca ne yazık ki sadece dört film (Azap, Bodrum Hakimi ve Yılanı Öldürseler) yönetti. Hala kadın yönetmen yokluğundan muzdarip sinemamız açısından ne büyük bir kayıp. Özellikle de 40 yıl önce Gülcan'lara odaklanmış Yeşilçam geleneğine sahip bir sinemanın bugününe baktığımızda... Şunu net olarak söyleyebiliriz ki Dönüş, biçimsel ve içeriksel açıdan o yıllara göre standart üstü; kadın eliyle yoğrulmuş has bir kadın öyküsü anlatmasıyla, bugün de örnek alınması gereken bir yapım..

"En İyi 100 Türk Filmi"

Dönüş filmi kişisel fikrimce Türk Sinemasının en duygusal anlarına ev sahipliği yapan nadir filmlerden bir tanesi. Babam ve Oğlum filmi insanı ağlatıyorsa, bu film insanı hıçkırığa boğuyor diyebiliriz. Seha Okuş'un nefis sesinden "Hasretinle Yandı Gönlüm" parçasını dinlemek ise insan ruhunu bambaşka diyarlara sürüklüyor.


Seha Okuş - Hasretinle Yandı Gönlüm


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Müthiş bir filmdir bence de herşeyiyle. Hem Şoray 'ın oyunculuğu hem yönetmenliği türk filmleri arasında ayrıdır. Kadın gözüyle güzel bir "kadın" anlatımıdır...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...