24.08.2012

Kendi kalemini kıranlar


BirinciBlog için yazmış olduğum ilk yazılardan bir tanesi...

Albert Camus, Sisifos Söyleni’ne şu cümleyle başlıyordu: “Gerçekten önemli olan tek bir felsefe sorunu vardır, intihar.” İntihar bir sonuç mudur yoksa neden midir! sorularına cevapları olan insanlar bunu çeşitli kategorilerde sıralamıştır. Psikologlara göre ağır depresyon sonucu girilen bir eylemdir. Sosyologlara göre bir toplumdan ve baskıdan bunalan bir insanın yaptığı özkıyımdır.

Tarihin her döneminde bir çok yazar ve şair bu yolu seçerek ömürlerinin sonuna üç noktayı koydular. Kaan İnce’de bu yolu 22 yaşında seçmiş gencecik bir şairdi. Nilgün Marmara‘yı andıran hisli şiirleri ile gelecek vadeden bir isimdi 1970 doğumlu Kaan İnce. Gitgide yaklaşan trajik sonu yazdığı şiirlerinde içine sinmeye başlamıştı. “Yaşama Sebebi”, Kaan İnce’nin bir şiirinin adıydı. Şiirin son üç sözcüğü ise: “umutsuzluk sapağında ölüm”dü. ” Ölümün yalnızlığı yoktur ama; ölüm bir başına yalnızlıktır” diyerek 11 Ağustos 1992 tarihinde Kadıköy’de kaldığı otelden kendini boşluğa bıraktı. Geride “mektup” isimli bir şiir bıraktı.



Şöyle diyordu “mektup”un sonunda ;
 “çatılarda kaldı gecenin gizi.
unuttum mektubun içinde boğulduğumu. Elveda.

Yine çok sevdiğim isimlerden biri olan Nilgün Marmara’da yaşama karşı ölüm diyenlerdi. “Hayatın neresinden dönülürse kârdır” diyordu ünlü dizesinde. Yaşamına kıydığında 29 yaşındaydı. Kendini altıncı kattaki evinin penceresinden aşağı bıraktı. Çevresindekilerin çoğu şiir yazdığını bilmezken, büyüleyici bir kadınken, tanıdığı erkeklerin çoğu ona hayranken, neydi Nilgün Marmara’yı genç yaşta yaşamaktan vazgeçiren şey. Neden son sözleri olan “Maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın, hepiniz mezarınızsınız kendinizin” bu kadar sertti.



İntihar yaşamla ölüm arasındaki ince bir noktanın son durağımıydı.

Virginia Woolf “Kendimi sana doğru savuracağım, yenilmeksizin ve boyun eğmeden, ey ölüm!

Cesare Pavese “Kolay sanmıştım ilk düşündüğümde, oysa alçakgönüllülük istiyor son adım, kendini beğenmişlik değil.”

V.Mayakovski “Aşkın küçük sandalı, hayat ırmağının akıntısına kafa tutabilir mi? Dayanamayıp parçalandı işte sonunda.”

Sadık Hidayet “Gözlerimi geleceğe kapayıp, geçmişi unutmak istiyorum”

Gerard De Nerval “Yazık! Herşey ölecek demek ben ölürsem”

Zafer Ekin Karabay “N.Marmara’nın 29 yaşında, S.Plath’ın Şubat’ta intihar etmesi benim de 29. yaşımın Şubat ayında intihar etmemi elbette gerektirmezdi. Ama mademki yaşamda kalmaya kendimi ikna edemiyordum, o zaman bir tarih belirtmeliydim ve 29. yaşımın 29 Şubat’ını seçtim.”

Derlerken kim bilir nasıl bir ruh halindeydiler.



Şarkıların intihar üzerine etkisine bakacak olursak, sanırım bu konuda en kötü şöhrete sahip şarkı Macaristan’ın en ünlü bestecisi ve söz yazarlarından biri olan  Rezso Seress yapmış olduğu Gloomy Sunday parçasıdır. 1933 yılının bir Pazar günü ıslık çalarak kendi kendine mırıldanan Seress, o anda kulağına çok hoş gelen bir melodi keşfetti. Macarcası Szomoru Vasamap olan (Türkçesi ile Kasvetli Pazar)  isimli bir şarkı besteledi. Şarkıda aşık, olduğu kız tarafından terk edilen bir gencin düştüğü umutsuzluk sonucunda intihar edişini anlatıyordu. Şarkıyı ilk olarak sevdiği kadına dinletti. Şarkıyı dinleyen kadın geride Gloomy Sunday isimli bir not bırakarak intihar etti. Bu sadece peşi sıra gelecek bir intihar dalgasının ilk habercisiydi. Yıllar içerinde 14-82 yaş arasında onlarca kişi geride Gloomy Sunday şarkısından etkilendiklerini belirten birer not bırakarak intihar ettiler. Bu lanetli şarkının yazarı Rezso Seress Macar söz yazarı Lazsio Javor, şarkının hüznünü daha da derinleştirmek için Gloomy Sunday’i yeni sözlerle zenginleştirdiler. Bu intihar furyası son olarak şarkının asıl sahibini vuracaktı. Rezso Seress 1968′de Budapeşte’nin en yüksek binalarından birinin çatısından kendini aşağıya bırakarak intihar etti.


Ardından yıllar geçmesine rağmen hiç bir zaman şarkının ünü sönmedi. Kimi zaman şarkının sözlerinde çeşitli değişiklikler yapıldı, kimi zaman filmleri çekildi, kimi zamanda bir çok dilde yeni versiyonları seslendirildi. Billie Holiday, Ray Charles, Elvis Costella, Sarah McLahclan, Björk ve Portishead gibi sanatçılar Gloomy Sunday’i yorumlayarak günümüze kadar yaşattılar.

Diğer bir ünlü intihar şarkısı ise Kanada’lı Terry Jacks‘in bir arkadaşının ölümü üzerine yazdığı 1974 tarihli Season In The Sun parçasıydı. Şarkı orjinalinde Jacques Brel parçası olan Le Moribond (Ölen Adam) üzerinden esinlenilerek yapılmıştı. Ülkemiz çoğrafyasında böyle bu şekilde şarkı-intihar denklemi yaşandı mı diyecek olursanız. Bir dönem Murat Kekilli‘nin Bu Akşam Ölürüm isimli parçası gazetelerde bu tür haberlerin çıkmasına neden olmuştu.

Björk - Gloomy Sunday

Black Box Recorder - Seasons In The Sun

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...