7.10.2013

Sinema salonları


Bir işe yarayan sinema salonları sadece eski sinema salonları. Işıklar söndüğünde insanın kalp atışlarının hızlanmasına yol açan dev salonlardı. Muhteşemdiler, gerçek sinema salonları onlardı. Yüksek tavanları, sütunları, yıpranmış halıları ve balkonlarıyla kiliselere benzerlerdi. O salonlar, sinemaya gitmenin hala dini bir deneyim, sıradan ama kutsal bir eylem olduğu dönemlerde inşa edilmişti. Çoğunu yıkıp yerlerine banka, süpermarket veya alışveriş merkezi diktiler. Artık filmlerden önce o baş dönmesi hissedilmiyor, kimse kendini sinemada yalnız hissetmiyor. Kutsallığın sona erişi, sonunda filmleri de etkiledi. Büyük sinema salonları yıkılıp iğrenç alışveriş merkezleri dikildi, binaların işlevselliklerine övgüler düzüldü. İnsanın oturma odası, sonu gelmeyen sıralarına oturulan sinema salonlarıyla aynı değildir. Ama dikkatli bakıldığında, insanın oturma odasının, eski sinema salonlarına, yeni sinema salonlarından çok daha yakın olduğu görülür. Her şey yolunda giderse -ne yazık ki bazen gitmez- insan, kutsallığı yeniden keşfeder. Başını koltuğa yaslar, gözlerini açar ve izler.

"Roberto Bolano"  
 
The Cinematic Orchestra - To Build a Home

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...