19.11.2013

Güle güle Nejat Abi


“Özgürlüğün olmadığı bir dünyayla başa çıkmanın tek yolu, kendi varoluşunu bir başkaldırı haline getirecek kadar özgür davranmaktır” der Camus. İşte Camus’nun tarifini yaptığı durumun içine dolduran eşsiz bir yetenekti Nejat Uygur.

Dün büyük ustayı sonsuzluğa uğurladık. Nejat Uygur hava durumuna göre din değiştiren samimiyetsiz insanlar topluluğu arasında, gözünü para hırsı bürümeden, inandığını söylemekten çekinmeyen, yeri geldiğinde yanlış gördüğünü korkusuzca eleştirebilen yürekli bir sanatçıydı.

Nejat Uygur; tiyatronun tanımının tiyatro gibi olduğu dönemlerde, sahne tozunu yutarak çekirdekten yetişmiş duayen bir ustaydı. Büyük usta; kendine özgü karakteriyle, ince esprileri ile lafı gediğine koyan, nerede, nasıl hiciv yapmasını bilen 10 kaplan gücünde bir sanatçıydı. Nejat Uygur, İsmail Dümbüllü gibi usta isimlerden orta oyunu bayrağını devralarak mizah anlayışını başka bir boyuta taşımıştır. 7’den 70’e herkesin sevdiği büyük ustalar bir bir sonsuzluğa göçmeye devam ediyor ve maalesef yerlerini dolduracak isimler artık yetişmiyor.

 
Tiyatro sanatçısı İsmail Hakkı Şen'in cenaze töreninde şöyle demişti Uygur; "Bir bakmışsınız benim cenazemde başka sanatçılarla röportaj yapmışsınız. Gün gelecek bütün tiyatro sanatçıları İsmail Hakkı Şen gibi, benim gibi ölecek. Tiyatro perdesi üstümüze üstümüze yıkılacak. Hatta seyirci üzülmesin. Ben ve benim arkadaşlarım, onların kederini alıp götürecek. Onlara sadece gülmek kalacak"

Yine bir seferinde; "Askerler cephede ölüyor, benimki de sahnede oyun oynarken olursa mutlu olurum. Ölüm beni hiç korkutmuyor. Yaratan Allah yarattığı gibi günü geldiğinde alacak. Bir gün tiyatronun ışıkları sönecek, zil sesleri susacak ve tiyatro perdesi sonsuza kadar üzerime kapanacak. İşte o zaman giderken tüm üzüntüleriniz yanımda götürerek size sadece kahkahaları bırakacağım" diyerek ölümden korkmadığını söylemişti.


Söylediği gibi oldu, an geldi ve sonsuzluğa göçüp gitti. Mirasım kahkaha dedi, geriye o unutulmaz gülüşünü bıraktı. Artık Cibali Karakol’u öksüz kaldı. Fakat üzülmeyin, fotoğraflarda kalan o muhteşem buluşma sonunda tekrar gerçekleşti. Gazanfer Özcan, Erol Günaydın ve Nejat Uygur artık bir arada. Anlayacağınız cennet tam kadro.

Atilla İlhan’ın dediği gibi;

An gelir,
önce bir insan durur
sonra bir sokak
derken bir semt
ve bir şehir…
Bir bakmışsınız
paldır küldür yıkılır bütün bulutlar...


An geldi ve bütün bulutlar yıkıldı. Güle güle Nejat Abi…

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...