28.01.2014

Dilek Taşı'nı özlüyoruz


Ferdi Özbeğen'i bir sene önce bugün kaybettik. Her ölüm veda kokar, fakat bu ölüm çok fazla buruk ve duygusal oldu. 


Telsizle arkadaş aramak, elmor, video klipler, 33'lükler, Limasollu Naci, 0302 otobüsler, Eagles, Queen Flashdance, Gırgır, bir kalem, bir defter, bir silgi eşliğinde silinip giden yıllardı 80'ler. O yıllarda bir kuşak Ferdi Özbeğen'i, evlerde aile büyüklerinin üst üste yığılmış plak ve kasetleriyle tanıdı. Önce biraz merak ve korkuyla yaklaşılan bu albümler, sonraları duygusal boyutlara açılan kapıların altın anahtarı oldu. Yeniyetme delikanlılar sevdikleri kızlara pencere altlarında onun şarkılarını söylediler. Belki bu yüzden eli ağır kız babalarından çok fazla dayak yedi bu delikanlılar. Ama hakiki aşk böyledir; zor ulaşılır, kolay kolay kaybedilmez. O yılları Umut Sarıkaya bir yazısında ne güzel özetlemişti: "Ömrüm Tuborg Aile Çay Bahçeleri'nde çalınan Ferdi Özbeğen şarkıları hüznünde seyrediyordu.


Beat kuşağının öncü yazarlarından biri olan Jack Kerouach "Yolda" kitabının bir yerinde şöyle der: "Bense ilgimi çeken insanlar söz konusu olduğunda hep yaptığım gibi peşlerinden sürükleniyordum, çünkü benim için yalnız çılgın insanlar önemlidir, yaşamak için çıldıranlar, konuşmak için çıldıranlar, kurtarılmak için çıldıranlar, aynı anda her şeyi birden arzulayanlar, hiç esnemeyen, beylik laflar etmeyen, yıldızların arasında örümcekler çizerek patlayan ve en ortalarındaki o mavi ışığı görenlere, "vay canına!" dedirten o sarı maytaplar gibi yanan, yanan, yanan insanlar." İşte Ferdi Özbeğen o eşşiz sesiyle ertelenmiş umutlara dair hikayeler anlatan o insanlardan biriydi.

Özlüyoruz seni Kaybedenler Kulübü'nün gönül insanı...

Ferdi Özbeğen - Dilek Taşı

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...