Yoksullar bizi bekliyor. İzbelerde, harabelerde, barakalarda, küflü-nemli karanlık odalarda bekliyorlar. Naylon çadırlarda, toprak damlı evlerde, kuş uçmaz-kervan geçmez yerlerde ve şehrin göbeğinde. Kanlı gözlerini ufka dikmiş, bir heykel gibi hareketsiz, sessiz, dalgın bekliyorlar. Bebekler açlıktan ağlıyor, anaların gözpınarlarından yaş yerine kan akıyor. Çocukların dargın bakışlarından çelik parıltılar fışkırıyor. Babalar yumruk sıkıyorlar ve askerdeki oğullar gökyüzünde bir turna katarı arıyor. Dedelerin ağzı kapalı. Nineler ses vermiyor. Gelinler yaslı. Ve çelimsiz genç kızları dengesiz beslenme, akrabaları borç, komşuları ağıt bekliyor. Köşebaşalarında, çamurlu ıssız sokaklarda, karın, yağmurun ve gökdelenlerin arasında, dağ başlarında, tarlalarda, kapısına kilit vurulan atelyelerin önünde bekleşiyorlar. İşsiz, umutsuz, aç, yorgun, hasta, küskün, sessiz ve kimsesiz.
"Mustafa Kutlu"
"Mustafa Kutlu"
Yoksulluk bir kader olmamalı. Sen dünyanın jandarması olarak petrolün bol olduğu yerlere demokrasi! götürmeyi kendine amaç edin. Afrika'daki yoksul halk açlıktan birbirini yesin umrunda olmasın. Dünyada 1.3 milyar insan, günde 1 dolardan az, 2.8 milyar insan da günde
2 dolardan az kazanıyor. 1.2 milyar insanın içme suyu yok. Dünyadaki 7
milyar insanın üçte ikisinin hiçbir sosyal güvencesi yok. Dünyada zengin, fakir farkı da giderek açılıyor. 1950’de zengin ülkeler,
fakir ülkelerden 35 kat daha zengin iken, 1997 yılında bu fark 727
katına çıktı.
Görüldüğü gibi durum hiç açıcı değil. Ne tuhaf artık günümüzde kapitalizmin ismi kibarca ekonomi oldu. Kural çok basit aslında filler tepişir, çimenler ezilir. Altta kalanın canı çıksın...
Cem Karaca & Dervişan - Beni Siz Delirttiniz
Tearjerker – Another Moon
0 yorum:
Yorum Gönder