Bu sıralar alternatif gündemin en çok
konuşulan konulardan bir tanesi, Erkin Koray’ın oynadığı bir reklam
filmi. Bu reklam, Erkin Baba’ya sıkı sıkıya hayranlık duyan bir kesimi
çok üzdü. Bilenler bilir Erkin Koray konserlerinde cep telefonuyla
fotoğraf çekenlere inceden inceye dokundurmayı severdi. Şimdi ironik
olan ise Koray’ın cepten internet bankacılığı merkezli bir reklamda boy
göstermesi.
Bu reklamın Erkin Baba’nın hayranları
üzerinde yaptığı etkiyi sanırım rock tarihinden örneklerle açıklamaya
çalışırsak daha gerçekçi olacak. Siz hiç Jim Morrison’u, kepeğe karşı
etkili bir şampuan reklamında “saçların gitar çalarken ahenkle dans
ediyor” derken. Yine Kurt Cobain’e, bir araba reklamında, ufak bir oğlan
çocuğu “benim babam Toyota gibi adam” derken. Janis Joplin’i, bir
mutfakta börek açarken “siz hala annenizin margarinini mi
kullanıyorsunuz?” ifadesini kameralara gülümseyerek söylerken. Jimi
Hendrix’i yanında güzel bir hatun ve sarı sarı çocuklarla mutlu bir aile
tablosu eşliğinde “ben huzuru orman içindeki Maslak 1453’de buldum”
derken düşünebiliyor musunuz? Şu an Erkin Koray hayranlarının yaşadığı
durumun bu örneklerden hiçbir farkı yok inanın.
Peki Erkin Baba’yı şaşkın şaşkın bu reklamlarda oynamaya iten nedenler
neler olabilir. Sorgulanması gereken neden oynadığımı, onu buna iten
nedenler mi, kibarca ismi günümüzde ekonomi olan kapitalist sistem mi?
Kişisel fikrimce bu sorunun birçok cevabı olabilir. Bir diğer açıdan
ülkemizde gerçek sanatçıya ne kadar değer veriliyor. Sanatçı para
kazanabiliyor mu? Telif hakkı denen kavramdan sanatçılar ne kadar
kazanıyor? Ve neden adına popçu denen ve kendilerine sanatçı sıfatını
koyan bir kuşak, tamamen bilgisayar teknolojisinin nimetlerinden
faydalanarak üfürükten işler yapıyorlar; albümdü, diziydi, reklamdı
derken yolunu buluyorlar.
Görüldüğü gibi bu çok bilinmeyenli bir denklem. Oysa elin Amerikalısı
Baba’nın bir albümünü çıkarmak için yıllarca peşinden ayrılmıyor. En
saklı unutulmuş kayıtlarını araştırıyor. Çünkü biliyorlar ki Erkin
Baba’nın yurtdışında birçok hayranı var. Biz ise burnumuzun dibindeki
hazineyi görmüyoruz. Çocuklarımız dönem dizileri sayesinde ancak bu
isimlerle tanışıyorlar. Biz millet olarak bir şeyin kıymetini ancak
yitirdikten sonra anlıyoruz. Tarih 14 Ocak 1992′yi gösteriyordu. Soğuk
bir İstanbul gününde Taksim Parkı’nda sabah temizliği yapan çöpçüler,
bir bankın üzerinde soğuktan donarak ölmüş bir adamın cesedini
buluyorlar. Bu ceset Türk Sineması’nın “Dev Adam”ı Yadigar Ejder’e
aitti. Oynadığı filmlerde onca yumruğa, tekmeye bana mısın demeyen adam
soğuğa yenik düşerek ölmüştü. Üstelik evinden kirasını ödeyemediği için
atılmış, cebinde 5 parası olmadan. Henüz 45 yaşında kuzu gibi bir yüreği
olan bu adam, vefasız dünyanın kurbanlarından biri olmuştu. Öldükten
sonra haberlere ve gazetelere çıktı! Geleneksel bir Türkiye ritüeli.
Tekrar Erkin Koray mevzusuna dönersek, ve
ayrıca insanlar değişebilir. Bir insan 7’sinde neyse 70’inde o olur
demek birazcık kolaya kaçmak olmuyor mu? Zamanında kızını okula
göndermeyip, sonrada “ben yaptım ama anneler babalar çocuğunu okula
göndersinler” diyen Erkin Koray’dı. Yine “Mezarlık Gülleri” isimli
kitabında, “tüm hippi’ler, tüm çiçek çocukları, tüm rock’çular ve tüm
68’liler sizden geçti, siz başaramadınız diyen Erkin Koray’dı.
Bu ülkede hep ilklerin öncüsü olmuş
efsane biri isimden bahsediyoruz. Ustanın “Elektronik Türküler” albümü
bu topraklardan çıkmış en sağlam kayıtlardan bir tanesidir. Elbette
70’lerde bir fırtına gibi esen Erkin Koray, 80’li yıllarda değişen
siyasi koşulların etkisinde eski sağlam çalışmalarını yapamadı ve biraz
arabesk damarına kaydı. Bütün bunlara rağmen kim diyebilir bir reklam
filmiyle Erkin Baba güzümden düştü onu bir kalemde sildim attım diye.
Birde olaya onun gözünden bakarsak yaptığı belki de normaldir. En
azından geride geleceğini düşünmesi gereken bir çocuğu varsa. Bazen
gözünü kaparsın paranı alır ve unutup gitmeyi denersin. Bir laf vardır
“Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye” Ama maalesef Erkin Baba baya kötüsüne
kurban gitmiş.
Erkin Koray - Aşkımız Bitecek
Erkin Koray - Hadi Hadi Ordan
0 yorum:
Yorum Gönder